Kameri takvim
Kameri takvim bak. Hicri takvim
kameriye, bahçelerde gölgelik ve kısmen gözden uzak bir oturma yeri oluşturmak amacıyla yapılan çardak. Ahşaptan ya da demirden yapıldığı gibi bazen kâgir de olabilir. Genellikle yanlan açık bırakılır ya da kafesle kapatılır. Üstü düz ya da eğimli bir çatı ya da kubbeyle örtülür, bazen de tırmanıcı bitkilerle sardırılır.
Kamerlingh Onnes, Heike (d. 21 Eylül 1853, Groningen – ö. 21 Şubat 1926, Leiden, Hollanda), düşük sıcaklıklar fiziği alanındaki çalışmalan ve helyum gazını sıvılaştırmayı başarması nedeniyle 1913 No-bel Fizik Ödülü’nü kazanan HollandalI fizikçi. Üstüniletkenlik olayını (bazı madde
Kamerun Dağı 22
m beş yılda bir, doğrudan ve genel oyla seçilir. 1984’te yapılan anayasa değişikliğiyle kaldırılan başbakanlık makamı 1991’de yeniden oluşturulmuştur. Yasama yetkisini elinde tutan ve Ulusal Meclis adını taşıyan parlamento, tek meclisten oluşur. Meclisin 180 üyesi beş yılda bir yapılan seçimlerle belirlenir. Kamerun 1992’ye değin fiilen tek partili bir cumhuriyetti. Uzun yıllar ülkede etkinlik gösteren tek siyasal parti olan Kamerun Halkı Demokratik Birliği (RDPC; 1985’e değin Kamerun Ulusal Birliği) Mart 1992’de yapılan ilk çok partili seçimlerde oyların büyük bölümünü alarak iktidarda kalmıştır. En yüksek yargı mercii Yüksek Mahkeme’dir.
Yakın dönemde oluşturulan sosyal sigorta sistemi nüfusun küçük bir bölümünü kapsadığı gibi sınırlı düzeyde bir hizmet verir. Sağlık koşullan genelde kötüdür. Çoğu bağımsızlıktan sonra kurulan sağlık kuruluştan büyük kentlerde toplandığından, kırsal kesimde yaşayanlar sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Sıtma ve solunum yolu hastahklannm yanı sıra çocuklar arasında beslenme yetersizliğinden kaynaklanan hastalıklar da yaygındır. Ortalama ömür (1990-95) erkeklerde 53,5 yıl, kadınlarda 56,5 yıldır. Bebek ölüm oranı (1985-90) binde 94 gibi yüksek bir düzeydedir. Kamerun’da nüfusun (1990) ancak yüzde 54’ü okuryazardır. İlkokul çağındaki ço-cuklann yaklaşık dörtte üçü devlet okullan-na ve Katolik ya da Protestan misyoner okullanna kayıtlıdır. Devlet okullarında eğitim parasızdır. Kamerun Federal Üniversitesi ülkenin başlıca yükseköğretim kuruluşudur. Ülkedeki tek günlük gazeteyi ve bütün radyo yayınlannı hükümet yönetmektedir.
Kültürel yaşam. Kamerun’daki bütün büyük etnik gruplann geleneksel sanatlara ve göreneklere dayalı özgün bir kültürü vardır. Güneydeki ormanlarda yaşayan halkın davul ritimleriyle kuzeyde yaşayanlann flüt müziği arasında çarpıcı bir karşıtlık görülür. Müzikteki çeşitlilik el sanatlannda da kendini gösterir. Ülkedeki başlıca el sanatı ürünleri arasında Müslüman Fulanilerin işledikleri deri eşya, batıdaki dağlarda yaşayan Kirdi ve Matakanilerin özgün çanak çömlekleri ve Tikar halkının ürettiği pirinç kavallar sayılabilir. Edebiyat ve sinema gelişmektedir. Kamerunlu romancı Mongo Beti dünya çapında ün kazanmıştır.
Tarih. Arkeolojik bulgular Kamerun’un en az 50 bin yıl önce yerleşime açıldığını göstermektedir. Bölgeye sonradan, bugün güneydeki ormanlarda yaşayan Babingala-nn yerleştiği sanılmaktadır. Ekvator bölgesinden gelen ve Bantu dilleri konuşan halklar Kamerun’u istila eden ilk topluluklar arasında yer aldı. Önce güneye, ardından da batıya yerleşen bu halkları, 18. ve 19. yüzyıllarda Nijer Irmağı havzasından gelen ve ülkenin kuzeyine yerleşen Müslüman Fulaniler izledi.
Kamerun kıyılanna 1470’lerin başında ulaşan Portekizliler, 1520’lere doğru bölgede şeker plantasyonlan kurarak kârlı bir köle ticareti başlattılar. Köle ticareti 1600’lerin başında Portekizlilerden Felemenklilerin eline geçti. 19. yüzyılın başında bölgeye giren ve köle ticaretini yasaklayan (1807) ingilizler, 1827’de İspanyollardan Femando Po (bugün Bioko) Adasını üs olarak kullanma izni alarak kıyı sularını denetim altında tutmaya çalıştılar. 1840’lara gelindiğinde köle ticareti yavaş yavaş ortadan kalkmaya, bölgede bir protektora yönetimi kurmayı amaçlayan İngilizler ise anakaraya yerleş-
meye başlamışlardı. Şubat 1845’te Kamerun’a yerleşen Baptist misyoner Alfred Saker, Nisan 1852’de İngiltere’nin Biafra ve Benin temsilcisi John Beecroft ve Kral Akwa’yla köleliğin kaldınlmasını, insan kurban etmenin yasaklanmasını, dinsel özgürlüklerin tanınmasını ve misyonerlerin korunmasını öngören bir antlaşma imzaladı. İngilizlerin kabile şefleriyle AvrupalIlar arasındaki anlaşmazlıkları çözmek amacıyla kurdukları hakkaniyet mahkemesi, ülkenin Fransız ve Alman sömürgesi olduğu dönemlerde de varlığını korudu.
1868’de Wouri Irmağının halicinde büyük bir alışveriş merkezi kuran Hamburg Woer-mann Kumpanyası’nı çok geçmeden başka kumpanyalar izledi. 1874’ten sonra bölgeye bir Alman konsolosunun atanması yolundaki talepler yoğunlaştı. Alman temsilci Gus-tav Nachtigal’in kabile reislerine İngilizler yerine Almanlarla antlaşma imzalamaları için yaptığı baskılar, Temmuz 1884’te Kral Bell ile Nachtigal arasında bir protektora antlaşmasının imzalanmasıyla sonuçlandı. Aynı yılın sonunda Almanlar bütün Kamerun’u protektora sınırlan içine kattılar. Öte yandan Aralık 1885’te imzalanan Berlin Anlaşması’yla Fransızlar Campo Irmağına kadar uzanan bölge üzerindeki haklarından Almanya lehine vazgeçtiler. İngilizler ise Güney Afrika’daki St. Lucia ile Nijer Deltasındaki Forcados karşılığında Victoria’yı Almanya’ya bıraktılar (Mayıs 1886). Kamerun’daki Alman protektorasının sınırlan Alman kâşiflerin yaptıklan yeni keşifler ve eski Fransız Ekvator Afrikası’ndan eklenen geniş topraklarla sonraki yıllarda önemli ölçüde genişletildi. Almanlar başlangıçta dolaylı bir yönetim sistemi kurarak kumpanyalara önemli ayrıcalıklar tanıdılar. Bunun sonucunda ülkenin güneyi Güney Kamerun Kumpanyası’nın yönetimine, Bamileke ve Bamumlann topraklan ise Kuzeybatı Kamerun Kumpanyası’nın denetimine bırakıldı. Ama zamanla bu sistem terk edildi ve Müslümanlann yaşadığı kuzey bölgeleri dışında, ülkenin tamamına yakın bölümünde doğrudan sömürge yönetimi kuruldu. Almanlar I. Dünya Savaşı sırasında Fransız ve İngiliz birliklerinin düzenledikleri ortak bir harekât sonunda İspanyol (Ekvator) Ginesi’ne çekilmek zorunda kaldılar. Mart 1916’da Kamerun toprakları Fransa ve İngiltere arasında geçici olarak paylaştınldı. Fransızlar ülke topraklannın onda 9’unu, İngilizler ise Nijerya sınırındaki bölgeyi aldılar. Bu paylaşma İngiltere ve Fransa tarafından imzalanan Londra Deklarasyonumla (10 Temmuz 1919) resmen onaylandı ve Milletler Cemiyeti’nin 1922’de aldığı bir kararla Kamerun’un bu iki bölgesi İngiliz ve Fransız manda yönetimine bırakıldı.
İngilizler Güney ve Kuzey Kamerun olmak üzere iki kesimden oluşan İngiliz Kamerunu’nun yönetimini Nijerya’yla birleştirdiler. Fransızlar ise başkenti Yaounde olan Fransız Kamerunu’nda, Afrika’daki öteki sömürgelerinden bağımsız bir yönetim kurdular. Aralık 1946’da ilk kez toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu İngiliz ve Fransız manda yönetiminin BM adına sürdürülmesini onayladı. BM’nin Mart 1959’da Fransa’nın önerisiyle Fransız vesayet yönetimine son vermesinin ardından bağımsızlığını ilan eden Fransız Kamerunu, 1 Ocak 1959’da Kamerun Cumhuriyeti adını aldı. Bağımsızlığın ilanından sonra yapılan Nisan 1960 seçimlerinde Ahmadou Ahidjo önderliğindeki Kamerun Ulusal Birliği (UNC) Ulusal Meclis’te çoğunluğu kazandı ve Ahidjo devlet başkanı oldu. 11 Şubat 1961’de İngiliz Kamerunu’nun Kamerun Cumhuriyeti’yle birleşmesi konusunda yapı-
lan plebisitte, İngiliz Kamerunu’nun kuzey kesimi Nijerya Federasyonu’yla, güney kesimi ise Kamerun Cumhuriyetiyle birleşme yönünde oy kullandı. Birleşmeden sonra Kamerun Cumhuriyeti Federal Kamerun Cumhuriyeti adını aldı (Ekim 1961).
1972’de yapılan bir referandum sonucu yürürlüğe giren yeni anayasayla federal yönetime son verilerek merkezî bir yönetim benimsendi ve ülkenin adı Birleşik Kamerun Cumhuriyeti olarak değiştirildi. Rio del Rey açıklanndaki petrol yataklannm kullanımı konusunda 1981’de Nijerya’yla baş gösteren anlaşmazlıklar Afrika Birliği Orgütü’nün arabuluculuk girişimiyle çözüldü. Bağımsızlığın ilanından sonra kesintisiz olarak devlet başkanlığını yürüten Ahidjo, 1982’de yerini Başbakan Paul Biya’ya bıraktı. Nisan 1984’teki askeri darbe girişimi Biya’ya bağlı birliklerce bastırıldı. 1980’ lerin sonlarında ekonomik sorunlar artarken hükümete yönelik muhalefet güçlendi. Devlet Başkanı Biya 1991’deki yaygın gösteriler karşısında çok partili sisteme geçilmesini kabul etmek zorunda kaldı. Mart 1992’de, 32 yıllık bir aradan sonça yapılan ilk parlamento seçimlerinde iktidardaki Kamerun Halkı Demokratik Birliği parlamentoda çoğunluğu ■ sağlamayı başardı.
Son yıllardaki gelişmelere ilişkin ayrıntılı bilgi ve istatistikler için bak. AnaYillik.
Kamerun Dağı, Fransızca mont came-roun, Kamerun’un güneybatı kesiminde volkanik kökenli kütle. Gine Körfezinden 23 km içeride yer alır. 4.095 m’ye ulaşan doruğu, Sahra’nın güneyinde, Orta ve Batı Afrika’ nın en yüksek noktasını oluşturur. Kamerun’un kuzey kesimi ile Nijerya arasında doğal bir sınır çizen tepe ve dağ dizisinin en batı ucu sayılır.
Dağın güneydoğu yamacında Güneybatı eyaletinin merkezi Buea kenti, güney eteklerinde de Limbe (eskiden Victoria) limanı yer alır. Denize bakan yamaçlarda yıllık yağış miktarı 10.000 mm’yi bulur; bu, dünyada saptanmış en yüksek oranlardan biridir. Verimli volkanik topraklarda muz, kauçuk, yağ palmiyesi, çay ve kakao yetiştirilir. Vadiler genellikle otlak olarak kullanılır.
Kamerun Dağının doruğuna ilk kez 1861 ’de İngiliz dağcı Sir Richard Burton tırmanmıştır. Etkin bir yanardağ olan Kamerun Dağı, son olarak 1959’da püskür-müştür.
Kames, Henry Home, Lord (d. 1696, Kames, Berwickshire – ö. 27 Aralık 1782, Edinburgh, İskoçya), İskoç felsefeci, hukukçu ve tanm yazarı. 1724’te baroya kabul edildi ve 1752’de yargıçlığa atandı. 1763’te
Kames, David Martin’in bir portre çalışmasından ayrıntı; iskoçya Ulusal Portre Galerisi, Edinburgh
Scottish National Portrait Gallery, Edinburgh
ceza davalarıyla ilgili yüksek mahkeme olan High Court of Justiciary yargıcı oldu.
Kames’in en ünlü felsefe yapıtı Elements of Criticism (3 cilt, 1762; Eleştirinin Öğeleri) güzelliği, göze ve kulağa hoş gelenle özdeşleştirmesi bakımından estetik tarihinde önem taşır. Öteki yapıtları arasında, Essays on the Principles of Morality and Satural Religion (1751; Ahlak ve Doğal Dinin İlkeleri Üzerine Denemeler), An întroduction to the Art of Thinking (1761; Düşünme Sanatına Giriş), Şketches of the History of Man (1774, 2 cilt; İnsan Tarihinin Taslakları) ve The Gentleman Farmer
1776; Beyefendi Çiftçi) sayılabilir.