Karacabey Camisi

Karacabey Camisi, imaret camisi olarak da bilinir, Ankara’da Hacettepe semtinde Samsun Sokak’ta erken dönem Osmanlı
camisi. Anadolu beylerbeyi Celaleddin Karacabey (ö. 1444) tarafından yaptırılmıştır. Yazıtına göre mimarı Ahmed bin Ebube-kir’dir. 1892’deki depremden büyük zarar gören yapının bir bölümü yeniden yapılmış, 1947 ve 1965’te de iki onarım geçirmiştir. Bu nedenle özgün durumunu iyice kaybetmiştir. İbadet mekânının taş ve tuğla almaşık örgülü beden duvarları, ilk yapıya ait özgün temel duvarlarından daha içeride yapılmıştır. İki yanı kapalı, beş kubbeli son cemaat yeri ve tuğladan kuzey duvarı özgündür. Son cemaat yeri kubbelerini ortada tuğladan iki ayak, onların sağında ve solunda Roma (ya da Bizans) başlıklı birer mermer sütun taşır. Basık kemerli cümle kapısı büyük bir niş içindedir. Oymalı kapı kanatları da döneminin ahşap işçiliğinin üstün örnekleridir.

Kuzeybatı köşesinde, beden duvarına yapışık beş kenarlı bir kürsü üstünde yükselen minare yapının, güzel ve ilginç bölümlerinden biridir. Kürsüsünün alt yarısı taş, bunun üstü tuğladandır. Tuğla bölümde her yüzde iç içe ikişer niş yapılmış, bunlar gene düz tuğladan ve yeşil, turkuvaz, sarı, mor renkli sırlı tuğladan geometrik örgelerle doldurulmuştur. Üçgenlerle oluşturulmuş petekten sonra gövde gelir. Gövdenin silin-dirik alt bölümü düz ve sırlı tuğladan burmalı yivlerle kaplıdır; üst bölümü ise şerefeye kadar ongen olarak yükselir.

Cümle kapısı, uzunlamasına dikdörtgen planlı iç mekânın kısa kenarında yer alır. Sağında ve solunda, birer kapıyla geçilen, kare planlı iki oda vardır. Soldakinin üzerinde, köşelerde Türk üçgenlerine oturan özgün kubbesi hâlâ durmaktadır. Ortadaki ibadet mekânı ise ahşap düz bir tavanla örtülüdür. Bugün yapının tümü, soldaki odanın ve son cemaat yerinin kubbelerinin de üstünü örten, kiremit kaplı ahşap bir kırma çatı altına alınmıştır. İlk yapıldığında ise dikdörtgen planlı ibadet mekânının, ortasındaki bir kemerle iki kareye bölündüğü ve bunların üzerinin birer kubbeyle kapatıldığı düşünülebilir. Böylece yapı özgün durumunda, kıble ekseni üzerindeki iki büyük kubbeyle bunlardan arkadakinin iki yanındaki iki küçük kubbenin örttüğü, “T” planlı ya da zaviyeli (tabhaneli) camiler türüne girer ve İznik’teki Nilüfer Hatun İmareti’nden Edirne’deki Beylerbeyi Cami-si’ne kadar çok sık uygulanagelen bir şemayı sürdürür.

Karacabey Camisi büyük bir külliyenin parçasıdır. Kuzeybatısında Karacabey’in, yazıtına göre 1444’te yapılmış sekizgen planlı, kubbeli türbesi yer alır. Avlunun kuzey duvarında bir çeşme vardır. Eskiden cami yakınındaki geniş bir alanda ahır ve ambarların yer aldığı bilinmektedir. Külliyenin camiden oldukça uzakta, bugünkü Hamamönü semtinde, Talat Paşa Caddesi üzerindeki çifte hamamı kullanılır haldedir. Hamamın yanındaki iki medrese günümüze ulaşmamıştır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*