Genel

Kas Yapısı Öyküsü

kas_yapisi_oykusuKas Yapısı Öyküsü

; rss: mıyoblastlardır. Ana karnındaki yaşamın ‘-irilik nöronlarından gelen aksonlar sinir-.;r^rjr. Kasın gelişimi sırasında (miyogenez), bir araya gelip kaynaşarak, hücre çekirdekli; ıı şeklinde dizildiği kas borucuğunu oluşmaz; başlar. Bu yapıdan yavaş yavaş miyofi-r T sistemiyle sarkoplazmik retikulum farklı-; =s borucuğu olgun kas lifi aşamasına ulaşır;

r:r konum kazanır ve tekçekirdekli iğsi hüc-kanumlanndan dolayı uydu hücreler denir), li-_=zzna zan arasında yer alır. Bu hücreler aslm-:rekdği zaman «uyanarak» kasın yenilenmesi-~ısdardır. Kas lifleri hasar gördüğünde veya r^düğünde), bu hücreler kas lifi üzerinde kas .£ kaynaşır ve yeni lifler oluşturur. Uydu hüc-“skobunun ke’şfedilmesinden sonra 1961 yı-™ştir.
İR KAS LİFİNİN YAPISI

SARKOMER aktin
SARKOMER aktin -1 kas lifçiği miyozin koyu disk açık disk / /’kas lifçiği

,w\
endoplazmik retikulun plazma glikojen zarı
Kasın büyümesi. Kas liflerinin sayısı daha yavru doğarken bellidir; ama böyle olması kasların büyümesine engel değildir. Bir kasın büyümesi, kas liflerinin çapında ve uzunluğundaki artışın bir sonucudur ve yeni miyofibrillerin sentezlenmesiyle de ilişkilidir. Bu açıdan bakıldığında, kas büyümesinin uydu hücrelerin yarattığı kaynaşma olanaklarına ve sinirlerle taşınan besleyici (trofik) etkenlere bağlı olduğu söylenebilir. Kasın büyümesiyle birlikte kuvveti de artar; bu durum testosteron hormonunun kas üzerindeki etkisinin bir sonucu gibi görünmektedir. Bu nedenle, sporcular, performanslarını artırmak için sentetik stero-itler kullanmaktadır; fakat bu hormonlar kadınlarda erkeksi cinsiyet özelliklerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kaslar en yüksek kuvvet derecesine 20-30 yaşlarında erişir. Kadınlarda kas kuvveti hiçbir zaman erkeklerdeki düzeyine ulaşamaz.

Kas yaşlanması. Kasın aşırı kullanımı kas liflerinde çeşitli lezyonlara yol açabilir. Kaslar da nöronlar gibi bölünebilme yeteneğini kaybetmiş (bölünerek yenilenemeyen) hücrelerden oluşur. Bununla birlikte, bu hücreler ancak kendi uydu hücreleriyle lif üzerinde doğrudan kaynaşması yoluyla yenilebilir.

Yaşlanmayla beraber uydu hücrelerin sayısı azalır ve kaslar at-rofiye uğrar; giderek kasların hacmi küçülür ve kuvvet kaybı görülür. Yaşlanma kas liflerinde histolojik bozukluklara ve moto-nöronların yozlaşmasına neden olur, hatta motonöronlar tamamen ortadan kalkabilir. Kas yaşlanması, sinir sistemi yaşlanmasına paralel olarak ilerler. 25-85 yaşları arasında kas kuvveti yarı yarıya azalır: bu azalma özellikle bacak ve gövde kaslarında belirgindir.

KAS HASTALIKLARI

Güçsüzlük, felçler vb gibi işlevsel bozukluklarla kendini gösteren kas hastalıklarını nitelendirmek için miyopati terimi kullanılır. Fakat, kasların işlevi sinir sistemine bağlı olduğu için bu terim yetersiz kalmaktadır. Günümüzde daha çok sinir-kas hastalıkları veya motor ünite hastalıkları terimleri kullanılmaktadır.

Kastaki hastalıklar. Kas liflerinde ortaya çıkan bozuklukların çoğu, bir tek genin hasarına bağlı, monogenik bozukluklardır: distrofik görünüm (nekrozlar), kasın hacminin azaldığı atro-filer (veya amiyotrofiler) ve miyopatiler (kas yapısındaki bozukluklar) bunlara örnek verilebilir. Bu bozukluklar sonucunda kas işlevleri ya çok zayıflar ya da felçler ortaya çıkar. Bu hastalıklarda motor ünitede görülen değişikliğin türüne göre miyojen (kasla ilgili) veya nörojen (sinirle ilgili) hastalıklar birbirinden ayrılır.

Motonörondakı hastalıklar. Motonöronların akson uzantılarında veya hücre gövdelerindeki bozukluklar, bu nöronların bağlantılı olduğu kas hücrelerinin atrofiye uğramasına yol açar; bunun nedeni, hiçbir emir almayan hücrenin işlev görememesidir. Omurilik kökenli amiyotrofiler (amiyotrofik lateral skleroz, Charcot-Marie-Tooth hastalığı, Dejerine-Sottas hastalığı) bu bozukluklara örnek verilebilir.

Motorplaktaki hastalıklar. Sinirle kasın birleştiği mo-torplakta, kas zarı üzerinde yer alan asetilkolin alıcılarında görülen bozukluklar, sinirsel uyarının kasa gerektiği gibi geçebilmesini engeller ve kas yeterli cevabı veremez. Bir özbağışıklık hastalığı olan miyastenide bağışıklık sistemi tarafından anormal olarak üretilen asetilkolin alıcıları antikorlarca ortadan kaldırılır. Bu alıcılar kürar gibi zehirli maddelerle anlık olarak bloke edilebilir. Amazon yerlilerinin hayvanları felç ederek avlamak için oklarının ucuna sürdükleri kürar, günümüzde bu özelliğiden dolayı, süksinilkolin şeklinde anestezilerde kullanılmaktadır.

Sarkoplazmadaki hastalıklar. Sarkoplazmik retikulum borucuklarındaki anormallikler, kalsiyumun toplanması ve pompalanmasıyla ilgili işlevsel bozukluklara yol açar. Bunun sonucunda anormal bir ısı çıkaran «denetimsiz» kasılmalar ortaya çıkar. Bu vaka, cerrahî bir girişime bağlı olarak yapılan genel anesteziler (kötücül hipertermi) veya bir komando operasyonunda 15 kilometrelik yürüyüşler (talim ateş basması) gibi bazı özel durumlarda görülür. Enerji metabolizmasındaki işlev yetersizliği, kasm ATP depolamasında bozukluğa da yol açar. Bunun sonucunda glikojenozlar, mitokondri hastalıkları ve lipit miyopatileri görülür.

Bütün bu hastalıklar erken çocukluk çağından yaşlılığa kadar yaşamın her döneminde ortaya çıkabilir. Neden oldukları klinik belirtiler kişiden kişiye veya aynı kişinin farklı kas gruplarında değişiklik gösterir. Günümüzde bu hastalıkların daha iyi anlaşılabilmesine imkân veren moleküler biyoloji, gelecekte bunların tedavisiyle ilgili yeni yöntemler geliştirilmesine de olanak sağlayabilecektir. □
153
Çizgili bir kasın enlemesine kesitinde kas lifi demetleri ve çekirdeklerin kas hücrelerindeki çevresel konumlan görülmektedir.
“i
AYRICA BAKINIZ

-IB.MSU kalp ve dolaşım sistemi

► EM nöron ve sinir sistemi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir