Genel

Klasik Şiirimiz

Klasik Şiirimiz

Klasik şiirimizde güzellik ve aşka dair konularda şairler aslında Hz. Allah’ı övmektedirler. Lâtifi bu hususu açık bir şekilde şöyle izah eder:

Şairler; kâh mesnevi ile Allah’ı tevhîd, kâh manevî beyitlerle gafilleri tehdit ederler. Kâh güzelliğin sebepleri ve aşkın ahvâli üzerinde durup güzellerin âşıklara nazlanışlarını beyan ederler; kâh sevgilinin çevrini ve rakibin zulmünü anlatırlar. Zahirde güzelliği tarif ve sevgilinin yüzündeki beni ve hattı tavsif ediyorlar görünseler de aslında Allah’ı övmektedirler.

Bütün güzellikler arifle Hak arasında bir surettir… Nakışta nakkaşı, eserde müessiri görürler.

Buna göre şairler; Allahü Teâlâ’nın vasfedicileri, yaratılış güzelliğinin sırlarının övücüleri ve keşfedicileridir. Meselâ güzel bir binayı seyredenler, o binayı övseler, bu övgüler binaya değil,binayı yapana râci olur. Eğer şairler def, ney, maşuk, mey gibi şeylerden bahsederlerse zahirine bakıp şairin şaraptan ve güzelden bahsettiğini zannetmemek lâzımdır. Çünkü tarikat erbâbınm lisanında ve hakikat sahiplerinin dilinde “her lâfzın bir manası ve her ismin bir müsemması ve her kelamın bir tevili ve her tevilin bir temsili olur”. Güzelleri vasfedenler gibi padişahları övenlerin şiirleri de aslında Allah’a râcidir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir