Home / Anlamlı Sözler / Kuş ve Derviş” – Gönül Gözünü Açamayana Hırka Yetmez

Kuş ve Derviş” – Gönül Gözünü Açamayana Hırka Yetmez

Gönül Gözünü Açamayana Hırka Yetmez

“Kuş ve Derviş” – Gönül Gözünü Açamayana Hırka Yetmez

Bir gün bir kuş, Hazreti Süleyman’ın huzuruna gelir. Gagası titrek, kalbi kırık.
Der ki:

“Ey adaletin sultanı, bir derviş benim kanadımı kırdı. Hakkımı aramaya geldim.”

Hazreti Süleyman dervişi huzura çağırır, kuşa ne yaptığını sorar.
Derviş kendini savunur:

“Sultanım, kuş yanımdaydı. Kaçmadı. Ben de zarar vermeyeceğini düşünerek tutmak istedim. Ama o sırada kanadını kırdım. O da teslim olur gibi duruyordu zaten.”

Hazreti Süleyman kuşa döner:

“Neden kaçmadın? Tehlikeyi sezmedin mi?”

Kuş başını eğer, kalbinden sızan sözlerle der ki:

“Ben onu derviş kıyafetiyle gördüm. Dervişten zarar gelmez sandım. Kaçmadım. Meğer içinde dervişlik yokmuş, sadece hırka varmış.”

Hazreti Süleyman bu söz karşısında derinden sarsılır.
Dervişin kolunun kırılmasına hükmeder. Ama o an kuş, dervişin önüne atılır:

“Hayır Sultanım, kolunu kırmayın. O kol iyileşir… Ama değişmez. Siz onun kolunu değil, üstündeki hırkayı alın. Ki bizim gibiler, bir daha şekle aldanmasın.”

Ve işte en büyük ders orada saklıdır:
Gerçek dervişlik, hırkada değil; gönülde, hâlde, davranıştadır.

Kıyafetle gelen, şekille kandıran her şey bu dünyada çoktur.
Ama insan, özle ölçülür; dışla değil.
Çünkü bir dervişin sadece hırkası varsa…
O, kanat kırar.
Ve her kırılan kanat, göğe bir kuş eksiltir.

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Social Icons