MEDİTASYONLA KAZANILAN GÜÇ

MEDİTASYONLA KAZANILAN GÜÇ

Günde en az on beş dakikanızı Tanrı’nın büyüklüğü ve hayatınızdaki yerini düşünmek üzere meditasyona (derin düşünceye dalmak, içe yönelmek) ayırın. Günlük sorunlardan uzaklaşın, ilham verici ruhsal metinleri okuyun. Bu sırada gelen ilham verici düşünceleri tüm gün boyunca içinizde hissedin. Bu meditasyon periyodu, tıpkı işyerinizdeki amirinizle yaptığınız günlük toplantı gibi Kaynak’ınızla ilişki kurduğunuz zaman olsun. Böylece tam bir Ben’e güvenle istediğiniz hayatı yaşama­ya başlayın. İçinizdeki gerçeğin Özü, ihtiyacınız olan her şeyi öğretir ve yürümeniz gereken yolu size gösterir. İnsanın Kaynak’ına mümkün olduğu kadar çok başvur­masında fayda var. Doğru yolu göstermesi için içinize dönün. Bir iki dakika gerekeni öğrenmek için yeterli olur. “Pekâlâ Baba, şimdi ne yapmalıyım?” veya “Söyle Tanrım, hizmetkârın dinliyor” deyin. Bir süre dinleyin; ilhamınızı aldıktan sonra artık güven ve coşkuyla yaşa­yabilirsiniz. Tanrı’ya dönerseniz korunursunuz; sessiz­lik ve güven gücünüzün kaynağı olur. (İsaiah 30 : 15)

İçimizden gelen emirleri dinlemeyi öğrenmeliyiz. Hazırladığımızdan farklı bir konuşma yapmaya yönlen­dirilebiliriz belki de. Yaptığımız ev, önceden düşündüğü­müz, istediğimiz gibi olmayabilir ya da aldığımız elbise almayı düşündüğümüz elbise olmayabilir. Ama, içsel rehberimize güvenirsek sonuç her zaman iyi olacaktır; çünkü O hiçbir zaman bizi başarısız kılmaz ve yüzüstü bırakmaz.

İçimizdeki Hayat’ı sevmenin ve ona tam olarak güvenmenin önemini tam olarak vurgulayamıyorum. İçinde bulundukları koşullardan ve dostlarından kork­mayı alışkanlık haline getirmiş insanlar için bunu anla­mak oldukça zor görünebilir. Başkalarını geçmek için mücadele etmek, sürekli haklılığımızı kanıtlamaya çalışmak gibi yanlış dürtüleri terk etmeliyiz. Gerçek Ben’e güveni oluşturmak için tüm çabamızı içimizdeki Güç’e yöneltmeliyiz. Böyle yaparak korkularımızdan arınabiliriz; çünkü Tanrı’nın Varlığı’nda korkuya yer yoktur. Hayata can veren coşku her zaman Ben’e güvene eşlik eder. İngilizce de “coşku, heyecan” anlamına gelen “enthusiasm” kelimesi Yunanca’da “Tanrı’da” an­lamında kullanılan “en theos” kelimelerinden gelir. Coşku ve heyecanla yaşarsak Tanrıyla bütünleşiriz ve hiçbir şey bize zarar veremez, bizi yenemez. Benim içimde olursanız ve benim sözlerim sizin içinizde olursa, iste­diğiniz şey size verilir. (John 15 : 7)

Kendi kavrama gücünüze değil Tanrıya tüm kalbi­nizle inanın ve güvenin. Yaptığınız her şeyde O’nu görün ve bırakın o size yol göstersin. (Atasözü) Mutlak Güç’e, Sonsuz Sevgiye ve Zekâya güvenerek huzur içersinde is­

 

tediğimiz hayata doğru ilerleyebiliriz. Ben’e güven an­cak bu şekilde oluşturulabilir. Bu güveni kazandığımızda belalı egomuzu korumaya gerek kalmaz artık; böylece hiçbir şey kaybetmeyeceğimiz gibi çok şey kazanırız. Bu iç güvenliğini bir kez sağladık mı, güvenimizi asla kay­betmeyiz bir daha.

Tanrı’ya güvenmek insana güvenmekten çok daha iyidir. (Zebur 118 : 8) Aradığımız nedir aslında? Övgü ve yaltaklanma ile egonuzu beslemekse önemli olan, başarı­sızlığa, korkuya ve düş kırıklığına mahkûmsunuz de­mektir. Emerson’un “yağlanmış hiçbir şeyliğimiz” dedi­ği şeyi kutsal devreden çıkarmadıkça, gerçek Ben-güve- nine sahip olamayız.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*