Sağlık Bilgisi

MİDE

ekran-alintisi3.MİDE: Mide, özofagusun sonuyla duodenu- mun (onikiparmak bağırsağı) başlangıcı arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Sindirim kanalının en geniş bölümü midedir. Yeni doğan bir çocukta midenin kapasitesi 30 mİ ’yken bu kapasite ergenlik çağında 1000, erişkinlik döneminde ise 1500 mİ ’ye çıkar. Midenin karın ön duvarındaki izdüşümü “Epigastrik”, “Umbilikal” ve “Sol hipokondriak” bölgelere düşmektedir. Midenin iki deliği, iki yüzü ve iki de kenarı bulunmaktadır. Midenin ilk deliği (buna midenin giriş deliği de diyebiliriz) mide ile özofagusun birleştiği, ağızlaştığı noktadadır. Bu deliğe “Kardia deliği” denir. Kardia deliği 11. sırt omuru hizasmdajdır. Göğüs ön duvarından 10 cm derindedir. Kesici dişlerden uzaklığı (ağız, farinks ve özofagu- su geçerek) 40 cm kadardır. Özofagusun sol kenarı kardia deliği hizasında midenin sol (büyük kur- vatür) kenarı ile dar bir açı yaparak birleşir. Bu çalışma bölümüne “Kardia çentiği” denir. Kardia çentiği düzeyinin üstünde kalan mide bölümüne “Fundus” adı verilir. Midenin diğer bölümüne “Pilor deliği” denir. Pilor deliğinin karın ön duvarındaki izdüşümü vücudun orta-dikey hattının 1. bel omurundan geçen yatay hat (transplorik çizgi) ile kesişme noktasının 1-2 cm sağındadır. Mide boşluğu aracılığıyla duodenum boşluğuna bağla
Midenin bölümleri – • nır, yukarıda da kardia deliği aracılığıyla özofagus boşluğuna bağlanmıştır. ^ Genel bir kural olarak, daha doğrusu normal koşullarda besinlerin akışı özofagustan mideye, mideden de duodenuma doğrudur. Ancak bu değişmez bir kural değildir. Bazı durumlarda örneğin kusma sırasında, midedeki besinler ters bir akışla özofagusa, oradan da ağız yoluyla dışarı atılabilir. Bazı mide ülserlerinde olduğu gibi, duodenumdaki safralı sindirilmiş besinler mideye geri akabilir. Mideye doğru olan bu geri akıma” “Regürjitasyon” denir. Regürjitasyon mideden özofagusa doğru da olabilir. Diğer bir anlatımla, sindirim kanalında besinlerin normal yollarının tersine olarak, bir bölgeden bir başka bölgeye geri geçmelerine regürjitasyon denir. Regürjitasyon normal bir olay değildir. Midenin iki kenarının bulunduğunu belirtmiştik. Bu kenarlardan biri midenin sağında, diğeri de solunda bulunmaktadır. Sağdaki kenara “Küçük kurvatür”, soldakine de “Büyük kurvatür” adı verilir. Midenin küçük kurvatürü (küçük kenar) midenin sağında kardia ile pilor delikleri arasında uzanmaktadır. Küçük kurvatür, yukarıdan aşağı doğru bir süre özofagus sağ kenarıyla aynı doğrultuda devam ettikten sonra, kendi üzerinde sağa doğru açılaşarak devam eder. Bu açılaşmamn en keskin olduğu bölgeye “Angular insisura” denir. Midenin solunda bulunan “Büyük kurvatür” (Büyük kenar), büyük kurvatürden 4-5 kat daha uzundur. Büyük kurvatür de midenin iki deliği arasında uzanmaktadır. Üstte, kardia çentiği düzeyinin üstünde kalan büyük kurvatür bölümü, midenin fundus bölgesine aittir. Büyük kurvatür “Angular insisura”nm hemen karşısına rastlayan bölgede bir şişlik gösterir. Bu şişlik, midenin “Pilor” bölümünün başlangıcına uymaktadır. Pilor bölgesi, sağda pilor deliğiyle son bulmaktadır. Midenin pilor bölgesi aslında ikiye ayrılmıştır. Bunlardan solda ve “însisura angularis”e daha yakın olanına “Antrum” denir. Sağda olanına (pilor deliğiyle antrum arasında bulunmaktadır) “Pilor kanalı” denir. Pilor kanalı 2-3 cm kadardır. Antrumla pilor kanalı arasında, büyük kurvatür- de bir çöküntü görülür. Bu çöküntü pilor kanalıyla antrum arasındaki sınırı çizer ve “Sulkus intermedius” adını alır. Mide boşken duvarları birbirine değer. Boş durumdaki midenin duvarlarını, duruşu gereği üst ve alt olarak adlandırmak gerekir. Oysa mide dolu olduğunda ön duvar “Üst”, alt duvar da “Arka” duvar olmak üzere durum değiştirir. Bu nedenle midenin bu iki durumunu da tanımlayan şu terimler daha uygundur: “Ön-üst duvar” ve “Arka-alt duvar”. Midenin duvarlarını kolay anlaşılır olması nedeniyle, “Ön-üst yüz” ve “Arka alt yüz” olarak adlandıracağız. Midenin iç yüzü incelendiğinde, mide duvarlarının mide boşluğuna doğru çok sayıda kıvrımlar biçiminde çıkıntılar yaptığı görülür. Pilor deliğinin çevresinin de pilor kanalının duvarından kaynaklanan bir çıkıntıyla kapandığı görülür. Bu çıkıntı midenin “Pilor sfinkteri”ne bağlıdır. “Pilor sfinkteri”, midenin bu bölgesinde kasların kalınlaşarak oluşturdukları bir büzgendir. Bu büzgen gevşediğinde, yani “Pilor sfinkteri” gevşediğinde, pilor deliği açılır ve böylece mide içindeki yan sindirilmiş besinler duodenuma geçerler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir