Mustafa Barlas’ın Kaleminden Erdoğan Neden Hedef Alınıyor
Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas, son dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan üzerinde oynanan oyuna dikkat çekti ve Başbakan Erdoğan’ın neden hedef alındığını yazdı…
Barlas’ın “Başbakan Erdoğan haddini bilmez bir kişi galiba” başlığıyla kaleme aldığı yazıda imalı bir üslup kullandı.
İşte Mehmet Barlas’ın ‘Başbakan Erdoğan haddini bilmez bir kişi galiba’ başlıklı yazısı;
“Başbakan Erdoğan’a muhalefet etmekten öteye ondan nefret eden ve her türlü ayak oyununu sahneleyenler aslında haklı olabilirler.
Çünkü Başbakan Erdoğan haddini bilmez davranışlar sergiliyor…
Daha açık bir deyişle ileri gidiyor Erdoğan!
Ne demek “Askeri vesayet”i sona erdirmek?
Ya da Kürt realitesine demokratik ve kalıcı bir çözüm üretmek amacıyla “Barış Açılımı”nı başlatmak bir başbakana mı düşer?
Ekonomiyi istikrara kavuşturmak, gayrı safi milli hasılayı dört kat artırmak, alt ve üst yapıyı yenilemek… İstanbul Boğazı’na yeni bir köprü yapmak yetmezmiş gibi, bir de deniz altından iki yakayı birbirine bağlamak…
Böyle başbakan olur mu?
Mısır’da darbecilerin değil Mısır halkının yanında yer alacakmışız…
Gazzelilerin haklarını koruyacakmışız… Suriye’de Esad’ın kendi halkını katletmesi karşısında sessiz kalmayacakmışız…
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki “5’li Oligarşi”nin veto haklarını sorgulayacakmışız…
Bunları yapmak bir başbakana mı düşer yani?
Celal Bayar Atatürk’e “Başbakan olarak yetkilerim nedir” diye sorduğu zaman aldığı cevabı Bayar’ın ağzından dinlemiştik:
– Celal Bey, büyükelçileri ben tayin ederim, dış politikayı ben belirlerim. Bu alana girme. Ordudaki tayinleri, terfileri yaparım. Bu alana da girme. Valileri, polis müdürlerini ben belirlerim.
İçişleri Bakanlığı’nın alanına da müdahale etme. Geri kalan işleri, bildiğin gibi yapabilirsin…
Haddini bilmek meselesi
Bu tablo zamanla daha da kapsamlı hale gelmedi mi?
27 Mayıs darbesinden sonra hemen her sorun “Derin devlet” açısından “Güvenlik alanı”na alınmadı mı?
Sivil Cumhurbaşkanı Celal Bayar devrildikten sonra, Turgut Özal’a kadar asker kökenli olmayanlar Çankaya’ya gelmeyi hayal edebildiler mi?
Soğuk Savaş’ta Amerikan İttifakı’na girdikten sonra Washington’un çizgisi dışında dış politika arayışları da devre dışı bırakıldı.
Başbakan İsmet İnönü 1964’te Kıbrıs konusunda Türkiye’yi uyaran başkan Johnson’un mektubuna karşı “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de o yeni dünyada yer alır” benzeri bir şeyler söyledikten sonra düşürülmedi mi?
Kendini ne sanıyor?
Evet… Bu Tayyip Erdoğan gerçekten ileri gidiyor!
Oysa defalarca çeşitli şekillerde uyarıldı da… Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtirmek isteyince Anayasa Mahkemesi tarafından uyarıldı…
Aynı şekilde AK Parti’nin kapatılması istemli dava ile de, 27 Nisan e-muhtırası ile de, Ergenekon’la da, Balyoz’la da uyarıldı… MİT Müsteşarı’nı hedef alan girişimle de, Gezi kalkışması ile de uyarıldı…
Ama bir türlü algılamıyor ki bu uyarıları… Yok efendim, daha demokratik ve özgürlükçü bir Anayasa yapmayı da planlıyormuş.
Siyaseti “Hizmet” olarak görüyormuş.
Kendini gelişmiş, demokratik bir ülkenin icraatçı başbakanı olarak görüyor galiba… En garibi de son sözü seçmenin söyleyeceğine inanıyor.”