ÖMER VAIIİD EFENDİ

ÖMER VAIIİD EFENDİ Âtıfzade, türk devlet adamı (?, 1723 – İstanbul 1783). Defterdar Atıf Efendinin oğlu. Medresede okudu. Hâcegânlıkla Küçükkale tezkireci-si oldu (1739). Tophane nazırlığına tayin edildi (1746). Mevkufatçı (1759), sipahi kâtibi (1761), tersane emini (1763), Saraçhane bina emini (1765), Anadolu muhasebecisi (1766), nişancı (1775), reisülküttap oldu (1776); 1778’de azledildi. Sonra tersane emini (1779), tekrar nişancı (1787) ve sadaret kethüdası oldu (1782); aynı yıl azledildi. (M)
ÖMER VAHİT EFENDİ. Bk. D1LAVERA-ĞAZADE ÖMER VAHİT EFENDİ.
ÖMER VASFI EFENDİ, türk hattatı (Trabzon, ? – İstanbul 1824). Doğduğu yerde okudu. İstanbul’a geldi; Fazıl Yusuf ve Yamakzade Salih Efendilerden sülüs ve nesih yazarak yetişti. Enderunda yazı ho-calığıyle görevlendirildi. Kasımpaşa’da kışla içindeki caminin, kışla kapılarının, aynı yöredeki Hasanpaşa çeşmesinin, lstan-
BİTKİLER. Bitkiler âleminde bakteriler (solda), en kısa ömürlü (20 dakika) canlılardır. Burada görülen <A) yuvarlak bakteriler {coccus) eksi sütte; (B) eğri (sprillum) ve (C) yuvarlak bakteriler (zatürree mikroplan) çok büyütülmüştür. Sağda; bilinen en uzun ömürlü <4600 yıl) canlı olan kaliforniya çamı (Pinus arsitata) Orta Kaliforniya’nın doğusunda yetişir.
HAYVANLAR. Hayvanlar âleminde en uzun ömürlü (177 yıl) yaratık olarak Oalapagos adalarında yasayan dev kaplumbağadır (solda); bu hayvanın ağırlığı 220 kg ve bağası 120 sm uzunluğundadır. Sağda: suda yasayan birhücrelilerden terliksi hayvan yaklaşık olarak 0.2 mm uzunluğundadır; hayvanların en kısa ömürlüsü budur (8 saat).
bul’da Anadolu fenerinde Sultan Mahmud’-un yaptırdığı çeşmenin yazılarını o yazdı.
(M)
ÖMÜR veya ÖMR i. (ar. «umr’dan osman-lıca <ömr). Hayat, yaşama süresi: İste böyle Yusuf, ömür bu, geçip gidiyor (Sabahattin Ali). Yaş otuz beş yolun yansı eder / Dante gibi ortasındayız ömrün (C. S. Ta-rancı). Mehmed Akif ömrünün son yıllarını Mısır’da geçirmiştir (Y. Z. Ortaç), jj İçinde bulunulan andan ölünceye kadar geçecek olan süre: Fakat biraz sonra gördüğüm şeyi bütün ömrümce unutamayacağım (A. H. Tanpınar). || Teşm. yol. Hayatın tadı, mutluluk. |l Sıf. Mec. Tuhaf, eğlendiren, gülünç: Hele Recep efendi isminde sarıklı bir müdür var ki ömür (R. ■N. Gtintekin). Bu kafileyi akşam üzeri yorgun argın […] kasabaya girerken görmek ömür olurdu (Sabahattin Ali).
— çeş. DEY. ömür adam, hoş, beğenilen kimse. Tuhaf gülünç kimse. || ömür çürütmek, boşuna, yararsız, zahmetli bir hayat geçirmek: Bütün ruhiyat, maneviyat onun arkasında ömür çürütmedikçe günahlarını idrak edemez (Ahmed Ra-sim). |l ömür sürmek, rahat ve mutlu yaşamak: Hattâ bunca yıllardır hatırımda ömürlerini sürmüş olan o seslerin ben şimdi bir nevi esiri olacakmışım (A. Ş. Hisar). Ondan sonra cümle oğullan ile beraber Mısır’da on yedi sene daha ö-mür sürdü (Cevdet Paşa). || ömür törpüsü, uzun, zahmetli iş. I| ömre bedel, bir ömre değecek kadar (güzel, iyi, değerli v.d.): Hani ömre bedeldir şu geçen her gününüz / Bir gün evvel gidiniz, bir saat evvel dönünüz (M. Â. Ersoy). Vücudumuza değen ebediyet içinde / Bir tek an duyuyoruz, bütün ömre bedel (F. H. Dağlarca). || ömürler olsun!, «çok yaşa!» anlamında el öpenlere söylenir. || ömrü billâh. Halk dili. Şimdiye kadar, hiç bir zaman: ömrü billâh bana böyle lâf söylemedi. || ömrü oldukça, yaşadıkça, hayatı süresince.
II ömrü uzamak, yaşamağa devam etmek. Dayanmak. j| ömrü vefa etmek (etmemek), çok yaşamak (yaşayamamak): Bütün bu inkılâpları yapan ve gene ömrü vefa edip de zaman ruhunu engellemezse daha nice ve nice inkılâplar yapabilecek olan adamın portresi (Ş. S. Aydemir). || ömrümün varı, sevgi sözü olarak kullanılır. || ömründe, hiç bir zaman: Dün akşam revaniye benzer bir şey yemişlerdi, ömründe böyle güzel tatlı yememiş idi (H. Z. Uşakîıgil). Fakat niye kaçacaktım sanki? Böyle bir ilgiyi bütün ömrümde görmemiştim (A. H. Tanpınar). j| ömrüne bereket. Tekiz. «Çok yaşa!» anlamında dua sözü: Gözlerini kapayarak sazın gaşy eden nağmeleriyle başını ağır ağır iki tarafına sallıyor, ortaya boğuk bir sesle «Oh! ömrüne bereket!» duasını atıyordu (H. Z. Uşakîıgil).
|| Allah (uzun) ömürler versin (veya Allah ömrüne ömür katsın), «çok yaşa!» anlamında teşekkür sözü: Allah sana ömürler versin Rabia (H. E. Adıvar). Hay Allah ömrünüze ömürler katsın efendim (H. R. Gürpınar). || Sizlere ömür, bir ölüm haberi verilirken «öldü» anlamında kullanılan söz: Neden sonra birisi «Sizlere ö-mür» diyor … (N. Araz). Tamam otuz tavuk sizlere ömür (B. Felek).
— Esk. ömr-i aziz, değerli hayat. || ömr-i cavid, ebedî hayat. || ömr-i güzeşte, geçmiş ömür. || ömr-i hazin, hüzünlü ömür.
|| ömr-i meyus, üzüntülü ömür. || ömr-i pür-şitab, çabuk geçen ömür. || ömr-i sefil, sefalet içinde geçen ömür. || ömr-i tavil, uzun ömür.
— Fiz. Ortalama ömür, radyoaktif hir pigmentin devri. Bk. DEVİR. Nükl. Bk. EKCÎLT3.
— Tic. Ürünün ömrü, herhangi bir ürünün pazara sürümünden çekilişine kadarki gelişme evrelerinin tümü. Bk. ANSîKL.
— ANSÎKL. Biyol. ömür, canlı varlıklara göre büyük ölçüde değişir. En belirgin ay-kınklıklar bitkiler âleminde görülür: basit bitkilerin çok kısa ömürlü olmasına karşılık ağaçlarda ömür çok uzundur (zeytin ağaçları, 700 yıl; saSir ağacı, 800 yıl; sekoyalar, baobablar 5 000 yıl yaşar). Eşeysiz olarak çoğalan köksaplı bitkilerin ömrü ise sınırsız gibidir (çiğdem, posidonia). Birhücreli organizmaların durumu biraz
Foto. MEYDAN
nında mîrimîran oldu. Onunla bozularak Yanya’ya döndü. Tepedelenli Ali Paşanın hizmetine girdi; Tepedelenli isyan edince, onun hizmetinden ayrılarak, Mehmed Ali Paşa üstüne gönderilen Hurşid Paya ile birleşti. Vezirlik rütbesiyle Yanya valiliğine getirildi (1822). [M] ÖMER PAŞA Kara, türk kumandam <XVII. yy.). Kanlje savaşında (1601) Tiryaki Haşan Paşanın maiyetinde bulundu. Kaleyi kuşatan düşman kuvvetleri üstüne yaptığı çıkış hareketinde düşmanı bozguna uğrattı. Yaptığı hizmetlere karşılık kendisine Peçuy (Pecs) sancakbeyliği verildi (1601); sonra Batum beyleıbeyi olarak sadrazam Halil Paşanın Erdebiİ seferine katıldı. (M)

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*