palamutlar

palamutlar
lerinin aksi yönünde bükerek yapılan kaim halat. (Bir palamar, kollarının veya kordonlarının sayısı ile belirtilir: On ikili, dokuzlu palamar.) || Palamar anele bağı, bir palamarı çipolu bir demirin anelesine bağlamak için yapılan gemici düğümü. || Palamar babası, gemilerin palamarlarını bağlamak için rıhtım kenarına çakılmış ağaç veya dökme demirden sağlam kazık. || Palamar gözü. Eşanl. PALAMAR LOMBARI. || Palamar halkası, rıhtımlarda gemileri bağlamağa yarayan büyük demir halka. || Palamar ırgadı, yalnız halat vira etmekte kullanılan ırgat. || Palamar lombarı, geminin baş ve kıçında veya küpeştelerinde belirli aralıklarla açılmış localar (gemi bağlanırken halatlar bu localardan geçirilir). || Palamar motoru, yanaşma sırasında geminin halatlarını kıyıya veya şamandıraya taşıyan deniz motoru. || Palamar resmi, gemileri şamandıraya bağlamak için limana ödenen vergi. || Palamar şamandırası, gemileri bağlamağa yarayan şamandıra. || Palamar tutma, bir gemiyi bir limanda bağlayan halat veya zincirlerin tümü || Palamar tutmak, herhangi bir yere halat vererek o yerde bağlı kalmak. ]| Palamar zinciri, bazı şartlarda halat yerine veya halatlarla birlikte gemi bağlamakta kullanılan zincir.
— DEY. Palamarı koparmak (veya çözmek). Argo. Kaçmak, uzaklaşmak.
— Ask. Esk. Savaşlarda silâh olarak da kullanılan, yük kaldırmağa yarayan sırıklar.
— Taşıma. Palamar makarası, üçlü iki makara veya bir ikili ve bir üçlü makaradan meydana gelen çok parçalı palanga. (LM)

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*