PALAU

PALAU (Manuel), İspanyol bestecisi (Al
fara del Patriarca ’ 1893-Valenda 1967V, Ko-echlin ve Ravel’in öğrencisiydi. Valencia konservatuvarında ders verdi. 1925’te kon-servatuvarın yöneticiliğine getirildi. Lirik eserler, baleler, üç senfoni (1940-1950), orkestra için parçalar veya şiirler, piyano ve gitar için konçertolar, ses müziği, bir missa (1944) besteledi. Ayrıca halk türküsü derlemeleri vardır. (L)
PALAUAN, Filipinler’de ada, Mindoro’-nun güneybatısında, Borneo’nun kuzeydoğusunda; batıda Güney Çin denizi, doğuda Sulu denizi arasmda. Uzunluğu 450 km ve genişliği 25 km olan ada bir deprem bölgesidir. Yükseltisi 2 000 m’yi aşan dağları, kauçuk çiftlikleri kurulan ve kereste elde edilen ormanlarla örtülüdür. Kuzeyinde Visaya’larm, güneyinde Moro’ların oturduğu kıyı v âdilerinde ve ovalarında, pirinç, yer elması, şekerkamışı ve hindistancevizi yetiştirilir. Balıkçılık gelişmiştir. Manganez yatakları. —Palauan ili, 237 000 nüf. Merkezi Puerto Princesa. Yakınındaki üç takımadayı ve adaları da içine alır. (L) PALAVRA i. (isp. palabra’dan). Argo. Herhangi bir konuda, gerçeğe aykırı, uydurma söz veya haber; uzun ve boş konuşma: Subaylar, Halit paşanın, «Bin atlı, bin yaya» sözünün palavra olmadığına inanıp sevindiler (Kemal Tahir). Ne Ankara’da çıkan sürüm düşkünü gazetenin ne Samatya ağtzdaşlarının palavralarına bakmayınız (F. R. Atay). Madrid’de kahvehaneyi gördüm ki havradır / Bir yerdeyiz ki söz denilen şey palavradır (Yahya Kemal).
— DEY. Palavra atmak (savurmak veya sıkmak). Argo. Uydurma, asılsız bir söz veya haberi gerçekmiş gibi ortaya sürmek, yalan söylemek, yüksekten atmak.
♦ Sıf. Uydurma, saçma, asılsız, boş, değersiz: Bu birincilikleri palavra makaleler birinciliği sanmayınız (Y. Z. Ortaç).