PEPTİK ÜLSERLERE GENEL BİR BAKIŞ

ekran-alintisiPEPTİK ÜLSERLERE GENEL BİR BAKIŞ: Midenin iç yüzünü örten mide mukozası, mide tarafından salgılanan asit pepsin maddesinin sindirici ve zedeleyici etkisinden başlıca iki mekanizma ile kurtulmaktadır. Bunlardan ilki mide tarafından salgılanan ve “Mukus“ denilen maddedir. Bu madde, midenin iç yüzünü bir sıva gibi örter ve midenin kendi kendisini sindirmesine engel olur. İkincisi ise mide mukozasının en iç tabakasını oluşturan midenin epitel tabakasıdır. Mide mukozasında, mukus maddesini hazırlayan hücreler, mide mukozasının her yerine yayılmıştır. Bu hücrelerin herhangi bir nedenle kaybol
maları halinde, yaklaşık olarak 36-48 saat sonra yerlerine aynı türden yeni hücreler gelir. Kortizol ve kortizollü ilaçlar aspirin midede salgılanan ve mukozayı korumakla görevli olan mukusun kalitesini ve dayanıklılım bozarlar. Bu durumda mide pepsini, mukusu parçalar. Mukusun parçalanması ise mideyi koruyan iki mekanizmadan birinin bozulması anlamına gelir. Diğer yandan kortizol ve aspirin, mukus yapımını da azaltıcı etkiye de sahiptir. Aspirin, alkol, duodenumdan mideye kaçmış olan safra tuzları mide mukozasının en iç tabakasını oluşturan epitel hücrelerinin koruyucu görevini aksatırlar. Bu durumda midede salgılanmakta olan asit ve pepsin mide mukozasının derin katlarına işleyip korunmasız olan bu tabakaları sindirip ülser yarasının gelişmesine neden olurlar. Çay, kahve gibi maddeler, sinirlilik, üzüntü, heyecan gibi psikolojik uyarılar midenin asit salgısını artırıcı etkiye sahiptirler. Midenin asit salgısının artması ise özellikle duodenum ülserlerine yol açmaktadır. İncebağırsaklardan salgılanan “Enterogastron” ve “Kolesistokinin” gibi maddeler mideden asit salgılanmasını azaltıcı bir etkiye sahiptirler. İncebağırsaklarm büyük bir bölümünün cerrahi olarak çıkartıldığı bazı durumlarda, bu maddelerin eksikliği gelişeceğinden midenin asit salgısı belli bir frenlemeden kurtulmuş olacaktır. Bu gibi durumlarda midenin asit salgısı artmakta ve peptik ülserlerin gelişme sıklığı yükselmektedir. “Vagus siniri”nin kesilmesi halinde, midenin antrum bölgesinin kasılma-gevşeme hareketlerinde ve pilor sfinkterinin normal açılıp kapanma ritminde bozukluklar gelişmektedir. Bu durumda ise besinlerin mideyi terketmesi gecikmekte ve midede ülser riski artmaktadır. Paratiorit hormonunun fazla salgılandığı “Hiper- paratiroidizm” denilen bir hormonal hastalıkta, peptik ülserlere sık rastlanmaktadır. Bu hastaların kan dolaşımında sıklıkla kalsiyum fazlalığı ekran-alintisi(hiperkalsemi) bulunmaktadır. Midenin salgılama işlevini yerine getirebilmesi için, belli miktarda kalsiyuma gereksinim vardır. Hiperparatiroidizm vakalarında, kandaki kalsiyum fazlalığı hastaların kanında “Gastrin” denilen hormonun fazlalığına neden olmaktadır. Bilindiği gibi gastrin hormonu midenin asit salgısını arttırıcı etkiye sahiptir. Siroz ya da karaciğer yetmezliği vakalarında karaciğerin mideyi salgılamaya yönelten bazı hormonları parçalayamaması nedeniyle, bu hormonların kandaki düzeyleri yükselir ve böylece midenin asit salgısı dolaylı bir nedene bağlı olarak artmış olur. “Romatoid artrit” vakalarında peptik ülsere sık rastlanmaktadır. Fakat bunun kesin nedenihenüz bilinmemektedir. Pankreasda duodenuma, “Pankreas sıvısı” denilen bir sıvı salgılamaktadır. Pankreas sıvısı kimyasal yapısıyla, mideden duodenuma geçmiş olan asiditesi yüksek, sindirilmiş besin ve mide salgısı karışımının asitliğini giderir. Böyleceduodenum mukozası ülsere karşı korunmuş olur. Kistik fibrozis, kronik pankreas iltihabı gibi hastalıklarda pankreas sıvısı duodenuma salgıla- namaz ve böylece duodemum mideden gelen asidin etkisine karşı korunmasız kalır. Geniş yanıklar, sepsis gibi durumlarda vücutta “Kortizol deşarjı” artar. Bu ise peptik ülserlere yol açar. Addison hastalarında ise pratikte peptik ülserlere hemen hiç rastlanmamaktadır. Kronik akciğer hastalarında kanın yeterince oksijenlenememesi nedeniyle peptik ülser gelişme riskinin yükseldiği bildirilmektedir. Diğer yandan bu hastalarda kalsiyum fazlalığı da bulunabilmektedir. Mide ve duodenum ülserlerine kan grubu O olan
insanlarda daha sık rastlanmaktadır. Asit olmaksızın peptik üslerlerin gelişmesi söz konusu değildir. Duodenum ülserleri çoğunlukla mideden fazla asit salgılanması ile birlikte bulunurlarken, mide ülserlerinde asit salgısı normal ya da hafif azalmış olabilmektedir.
21.61. DUODENUM ÜLSERLERİ: Duodenum ülserleri, sıklıkla duodenumun “Bulbus” denilen mideden hemen sonraki başlangıç bölümünün mukozasında ortaya çıkarlar. Midenin pilor kanalı içinde ortaya çıkan ülserlere de duodenum ülseriymiş gözü ile bakılır. Duodenum ülserleri sindirim kanalında gehşen peptik ülserlerin yaklaşık %80’inini oluştururlar. Duodenum ülserleri, mide ülserlerine oranla 10 kat daha sıktır. Erkeklerin duodenum ülserine yakalanma sıklığı kadınlara oranla 10-7 kat fazladır. Duodenumun ön ve arka duvarında ülser gelişme sıklığı birbirine eşittir. Arka duvarda gelişen bir ülser, derinleşip, duodenumu deldikten sonra “Gastro- duodenal arter” denilen bir atardamarı delip büyük bir kanamaya neden olabilir. Duodenum ülserlerine 35-45 yaşlan arasında daha sık rastlanmaktadır. Buna karşılık mide ülserleri 45-55 yaşları arasında daha sıktır. Duodenum ülserli hastaların yaklaşık olarak üçte birinde mide ülserine de rastlanabilinmektedir. Mide ülserleri genellikle tektirler. Duodenum ülseri genellikle müzmin (kronik) bir hastalıktır, İlkbahar ve sonbahar aylarında alevlenir. Duodenum ülserinin ağrısı genellikle yemeklerden bir buçuk iki buçuk saat sonra başlar. Ağrı başladığında hastanın hafif bir
şeyler yemesi ya da süt gibi alkali bir şey almasıyla, ağrı kısa sürede kaybolur. Ülser ağrısının bu biçimde geçirilmesi, duodenum ülseri teşhisi bakımından en önemli ölçüyü oluşturmaktadır. Duodenum ülserinin ağrısı hastalar tarafından “Yanma”, “Kramp”, “Batma” biçiminde anlatılır. Ağrı genellikle karın ön duvarının 1/3 üst bölümünde sağdadır. Bazen sırta ve/veya sağ omuza yansıyabilmektedir. Duodenum ülserli hastaların iştahı yerindedir, üstelik ağrıyı başlatmamak amacıyla da sık sık yemek yerler. Bütün bunlar hastanın kilo almasına neden olur. Burada son olarak şunu anımsatmayı yararlı buluyoruz: Aşın sıcak ya da aşın soğuk besin ve içkiler ve/veya^hızlı yemek yemek ağrıyı çoğaltır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*