PİST YARIŞLARI MOTORLA KABUK DEĞİŞTİRDİ

PİST YARIŞLARI MOTORLA KABUK DEĞİŞTİRDİ1

Geçtiğimiz sezon pist ve süpermoto yarışlarını sırtlayan omuzlayan, elini taşın altına koyan ve sonuçta başaran bir isim loat vardı. Endo motor ekibi ve Levent GÜRCAN. Endo Motor Pist ve Süpermoto şampiyonasını her türlü  olumsuz 2010 sezonuna göre alınlarını akıyla gerçekleştirdiler. Fazla söze gerek yok. Buyurun her ayrıntı Levent Gürcan ile yaptığımız söyleşi de mevcut

-Endo Morordan bahsedermisiniz?

Endo Motor fikrinin nasıl doğduğundan başlayayım. 2008 yılı başlarında pistlere götürdüğüm ve yarışlara katılmaları için teşvik ettiğim bir grup arkadaşımı daha organize bir şekilde yönlendirmek ve bir takım ruhu oluşturmak üzere hayalini kurduğum dünya şampiyonalarında kendini gösterebilecek ülkemizden çıkacak genç yeteneklere de yol açabilecek bir yarış takımı kurma projem vardı. Bu hayalim için spora gönül vermiş ve 2008 yılında beraber pist günlerini organize ettiğimiz Hürşat Erbilgin’in Endo kollektif şirketi ile benim Rpm Motosiklet firmamı birleştirerek önce ENDO Racing yanş takımını kurduk 2009 yılında da ENDO Motor olarak Ankara’da faaliyet göstermeye başladık Daha sonra da bu oluşumu pekiştirmek için 2009 yılının son aylannda da EdoKan spor kulübünü de kurarak son halkayı da ekledik. Endo Motor olarak Suzuki, Ducati, Mv Agusta ve SYM gibi motosiklet markalarının acentası olmakla birlikte kuruluşumuzdaki en önemli hedefimiz olan yarış takımı olma çalışmaları doğrultusunda çok kapsamlı bir servis ve modifiye merkezi kurduk. Sen isimizde son teknoloji ile hizmet verebileceğimiz Dynojet test ve modifiye odası, Öhlins amortisörleri Türkiye mümessilliği ve bu markaların bizzat eğitimini almış servis elemanlarımız ile birçok markayla hizmet vermekteyiz.

-Sayın Levent Gürcan biraz kendinizden bahsedermisiniz?

Motosiklet geçmişim küçük yaşlarda kiralık mobiiet- lerle atılan küçük turları saymazsak 1991 yılında bindiğim ilk Japon motosikleti ile başlar. Bu tutku 2000 yılına kadar sadece motosiklete ulaşım ve daha çok hobi amaçlı binen motosikletin verdiği özgür ruhu seven bir insan olarak sürdü, 2000 yılında bu sevgi motosiklet sürücüsü olmanın getirdiği paylaşım ve sosyal sorumluluklarımın da olduğu düşüncesiyle Ankara’nın ilk kulübü olan BMSK nın kurulmasında kurucu olarak bulunmaya yönlendirdi. Fakat başarılı olamadığımız bir denemeydi. Daha sonra 2002 yılında halen bu spora ve camiaya hizmet eden Hitit Motosiklet Kulübü’nün kurulmasında görev aldım ve bu kulüpteki arkadaşlarımla motosiklet federasyonunun kurulmasında da hizmetlerimiz oldu. Son olarak da yarışlar konusunda daha profesyonel olarak hizmet etmek maksadıyla 2009 yılında motosiklet yanında 5 branşta sporcu yetiştiren Endokan spor kulübünün kurulmasında yer aldım ve halen aynı klipte yönetim kurulu üyeliğim bulunuyor . Sonraki süreçte bu işin spor olarak yapılmasının daha keyifli olduğunu düşündüğüm için pist şampiyonasında yarışmaya karar verdim. 2004 yılında federasyonun kurulmasının ardından düzenlenen ilk yarışlarla birlikte pistlerde yarışmaya başladım. Motosiklet öyle bir virüs ki insanı sarıyor. Binmek yetmiyor kulüpçülük deseniz, o’da yetmiyor ve yarışçı oluyor insan. Bu kez yarışmakta yetmiyor, “hobim işim olursa” hayaliyle birde bakmışsınız kİ ticaretiyle uğraşıyorsunuz . Bende bu hislerle 2007 yılından itibaren de ticaret olarak yapmaya başladım. İnsanı saran bir hastalık olan bu tutku durmak bilmedi ve 2010 yılı başlarında hastalığın son evresi olan Endo Türkiye Motosiklet Pist ve Süpermoto Şampiyonası organizasyonu yapmaya kadar tüm benliğimi sardı.

Yarışların içinden gelmiş biri olarak 2010 yılı yarış sezonunu bize değerlendirirmisini?

2010 yarış sezonu gerçekleşme ihtimal nerdeyse yokken son anda güzel bir kararla günümüz sportif organizasyonların ilerlemesine büyük katkısı olan bir tür özelleştirme diyebileceğimiz bir yöntemle Endo organizasyona verilmesiyle son anda kurtuldu diyebilirim. Dediğiniz gibi uzun süredir pistlerde sporcu olarak gözlemlerime dayanarak 15 günlük kısa birj hazırlık süresine rağmen gerek katılım gerek kusursuz yürüyen yarış takvimi ve programıyla geçirdiğimiz en güzel se zon oldu diyebilirim. Fakat kesinlikle belirtmek iste rim ki ülkemize yakışan bir şampiyona örneği olarak görmüyorum. Sadece çıtayı bir basamak yukarıya taşı dik diyebilirim . Mutluyduk, memnunduk, çünkü yaptı ğımızdan edindiğimiz tecrübe bilgi birikimle en az Avrupa standartlarında bir şampiyona yapabileceğimizi gördük.

Sezonun başında Endo bu yanş organizasyonlarını almasaydı bu sene pist yarışları ne durumda olurdu? 

Endo olarak aslında bu yarış organizasyonlarını almak üzere bir talebimiz yoktu. Fakat yarışırken hep “biz yapsaydık çok farklı olurdu” hayalini kurmuşuzdur. 2010 yılı Ocak ayında sıradan bir kış günüydü soğuk Ankara havasında meteoroloji’nin web sitesinde İzmir’in güneşli havasına bakıp dayanılmaz pistte motora binme hisleriyle yanıp tutuşurken bir anda “Neden olmasın “dedik!!! Zaten Ankara’dan bir grup bu spora gönül vermiş dostumuza destek vermek, bu sporu geniş kitlelere yaymak adına kurduğumuz, Endo Racing Yarış takımımız vardı. İşte bu grubumuzla birlikte Ankara Kış Kupası adı altında bir etkinlik yapmak için ani bir kararla TMF ye doğru yola çıktık ve kapısını çaldık, Olayların gelişimi öyle hızlı oldu ki, sonunda 3 yıllığına Türkiye Motosiklet Pist ve Süpermoto Şampiyonası’nın tüm organizasyonu bize kalmıştı. Tabi bu durumun oluşmasında en önemli etken federasyonun yapısal ve maddi sıkıntıları vardı. Öte yandan gerçekleşmesi gereken bir sezonda vardı ve kim ne yapacağını bilemiyordu. Doğrusu bu koşullar altında bu işe girmemeliydik. Fakat biz bu görevi kabul etmeseydik belkide bu sezon yarışlar olmayacak ya da düzensiz birkaç yarış belki olacaktı. Bu durumda da bu spora gönül vermiş, hazırlığını yapmış, yarışacağına inanan, (bizde dahil )onlarca sporcuya yazık olacak, spor ciddi bir kan kaybedecekti. İşte bu sebepten dolayıdır ki “biz bu görevin altından kalkarız, kalkmaya mecburuz” diyerek Endo organizasyon ekibi ve yanımıza bu konulardaki engin bilgi birikimi ve tecrübesine güvendiğimiz Sayın Fuat Elkatip’i de alarak elimizi taşın altına koyduk ve başardık

— Birçok sporcunun aklına gelen bir soru vardı. Yarışların mali bütçesinin gelir kısmını oluşturan katılım
ücretleri vardı işte herkes kafasından katılım parasıyla sporcu sayısını çarpıp  iyi karlı iş “yorumunda bulunuyordu. Oysa ki realite farklı olmalı. Sizin için nasıldı?

Keşke şöyle bir fırsatımız olsa. Bu yorumları o günün bütün gelirlerini versek, karşılığında bütün masrafları o yapsa, gene yarışla ilgili bütün koşuşturmayı biz yapsak. O zaman insanlar görecek ki aslında bu iş toplananın çok çok üzerinde maliyetler ile yapılıyor. Bu spor para kazanma İmkanı yaratacak durumda henüz değil. Uzun vadede, ben bunun para kazanma yolu olabileceğine inanıyorum ve de olmalıda. Zaten bir işten ,emekten kazanç olmazsa o konu ilerleyemez. Dünya da örnekleri olan bir iş bu. Firmalar FIM’e gidip Mo- togp’yi uluslararası federasyondan 30 milyon dolar verip alırken, bunu “dünya motosiklet sporlarına faydam olsun, bir güzellik olsun” diye değil, para kazanmak için yapıyor. Bu işe 30milyon dolar verdiği için bu organizasyonu dünyanın en iyisi haline getiriyor. Bundan para kazanmak lazım ama Türkiye’de mevcut şartlarda bu organizasyondan para kazanmak söz konusu olamaz. Bizim hedefimiz bu organizasyonu en üst seviyeye çıkartarak Türkiye’de var olan büyük firmaların ilgisini çekmek olmuştur. Sponsor olursa yarışçılar kayıt ücreti veya masraf diye bir şey düşünmek zorunda olmazlar zaten. Bu organizasyon geniş kitlelere ulaşır ise para kazanılacak bir materyal haline gelir, para kazanılır hale geldiği zaman bu organizasyonu birileri daha çok para verip alıp bunu daha iyi hale getirmeye çalışır. Bu da sporun günümüzde olmazsa olmazı olan . sponsorun yarışçılara olan ilgisini artırır. O zaman bu spor ve sporcular bir yerlere gelir ve ülkemizde yeni Kenanlar çıkar, ülkemizi dünyada gururla temsil ederler . Yani şunu söylemeliyim ki bu sene kimse maddi yönden bizim yerimizde olmak istemezdi

— Endo Türkiye motosiklet pist ve süpermoto şampiyonasına katılım konusunda ne dünüyorsunuz katılımdan memnun musunuz ?

Sanırım katılımla ilgili son üç yılı kıyaslayacak sayılar verirsek durumu daha iyi göreceğimizi düşünerek size sayılar vermek istiyorum. 2008 yılında her şey önceden belli bir sezon ve takvim ile yapılırken yarışlar başladığı zaman l.ayakta 39 2.ayakta 42 katılımcıyla gerçekleşti. ilk ayak her zaman sporcuların hazır olamadığı yarıştır, sezon çok erken başlar motorlar yetişmez falan 2.ayak daha baz alınacak bir veri olur. Çünkü maksimum yarışçıya 2.ayaklarda veya 3. ayaklarda çıkılabilir. 2009 yılında ise bu sayı l.ayak 60 kişi 2. ayak 51 katılımcı olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılında Endo olarak sezon için çok geç olan mayıs ayının sonunda anlaşma yaptıktan 15 gün sonra hızlı bir biçimde tüm yarışçılarla temas kurup bu organizasyonu biz yapıyoruz dediğimizde ve bu kadar belirsizlikler içerisinde insanlar yarışlar olmayacak diye motorunu satma planları yaptığı bir dönemdi. I. Ayakta 78 sporcu ile 2. Ayakta bu sayı 96 sporcu ile gerçekleşmiştir.

Burada da çok önemli bir şey söylemek istiyorum 2008 yılında toplam katılımcı sayısı içine dahil özel bir kupa olan Honda cup vardı 25 sporcudan aşağı olmayan bir kupaydı yani bu olmadan sadece Türkiye kupası yarışçılarıyla bu sayı elde edilmiştir. Daha önceki sezonlara baktığımızda Balkan şampiyonası, Honda cup’ın 40 kişilik yarışçısı ve Türkiye şampiyonası dâhil olarak en fazla 115 sporculuk rekor katılıma ulaşılmıştı Bizim bu sene yaptığımız şampiyonada ise sporcu sayısının 96 kişiye ulaşmas bizi çok mutlu etmiştir. Birde bu organizasyon içinde bir güzellik daha olduğunu düşünüyorum Türkiye şam piyonasında çokta etkili olmayan Süpermoto kısmı var ki çok ciddi bir sporcu artışı gerçekleşmiştir.

-Geçen sene 2009 sezonunda Süpermoto klasmanında Kenan Sofuoğlu gelmişti yine ve 3 kişi start almışlardı bu senede geldi bu seneki durum nasıldı?

kendisine buradan teşekkür etmek istiyorum Kenan’ın geldiği yarıştaki Süpermoto kaydı bildiğim kadarıyla 30’un üzerindeydi. Daha da güzel tarafı bu sporculardan 15 kişisi ilerde Kenan ağabeyleri gibi olmak isteyen onu örnek alan 6 ile II yaş arası çocuklardan oluşuyordu. Bu konu esasında Türkiye şampiyonası yapıyoruz demenin ve bir yerlere geliyoruz demenin en önemli kriteridir. Şampiyonada 100 sporcu olsa ve bu 100 sporcu da bu hafta sonu da işimiz yok gidelim yarışalım diyen sporculardan oluşmasındansa Pist ve Süpermoto branşlarında genç yaşta sporcuların geldiği 50 sporculuk bir organizasyon bizim için çok değerlidir diye düşünüyorum. Gençlerine olanak tanımayan yatırım yapmayan bir spor yok olmaya mahkumdur. Daha sonra bir röportajda bu konuda yapmak isterim ki her spor dalı için esas olan gençlerin yetişmesidir ve motor sporlarında bu işin tek yolu vardır gençlere yönelik cup organizasyonları.
Yeni federasyon seçimleri yapıldı ve daha çok yeni çok sıcak bir gelişme . Öncelikle onlara hayırlı olsun diyor yeni görevlerinde başarılar diliyorum. Tabi- i ki biz Endo olarak bu yarışları 3 yıllığına tüm haklarıyla birlikte bir önceki yönetimden aldık. 3 yıllığına almamızın en büyük nedeni bizim aldığımızda görevde olan federasyonun üç yıllık görev süresi olmasıydı. Bu gibi organizasyonlar bir yılda iyi veya kötü diye değerlen dirilemez, I. yılda veriler toplanır altyapısı oluşturulur 2. Yılda bu altyapıya kurulmuştur sistem çalıştırılır. 3. Yılda en üst seviyeye çıkartılır ya da yapılamıyorsa bırakılır. Biz bu şampiyonayı 2 yıl daha sürdürmeyi planlıyoruz fakat yeni federasyon kuruldu eski dönemden kalan bazı yetersizlikler var. Şimdi yeni federasyon ile şampiyonanın daha iyi yapılabilmesi için bazı teknik ve sportif projelerimiz hakkında görüşmek ve tekliflerimizi sunmak istiyoruz . İsterseniz bu tekliflerden kısaca bahsedeyim ; yarışlarla ilgili en azından pist ve Süpermoto için söylüyorum bunu kuralların yeniden baştan yazılması dünya standartlarına uyarlanması ve klasmanların düzenlenmesi olacaktır. Başlangıçta mecut A,B,C,D … diye giden gruplar güzeldi ama bu sistem misyonunu tamamladı. Kısaca dünya standartlarında kategorileri belirleyebilirsek süpersport, süperbike ve yeni başlayanlara süperstok olarak dünya standartlarında kurallar ve bunun yanında da daha güçlü bir federasyonla da daha iyi şeyler yapabileceğimize inanıyoruz. 2
Pist konusuna gelince bizim Ankara’da 2000 yılından beri uğraştığımız bir konudur. Bu uğraşı içerisinde gittiğimiz geldiğimiz çaldığımız birsürü kapı oldu umutlandık , hayal kırıklıkları da oldu. Fakat 2010 yılının başında bizi umutlandıran gelişmeler de oldu, öncelikle Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bu iş içerisine girmesi bizi umutlandırdı. Bunda Kenan Sofuoğlu’nun dünya şampiyonu olarak popülerliliğinin büyük etkisi olduğunu düşünüyorum Gerek Endo olarak biz gerekse Mümtaz Pak çok  çalıştı, bir çok yer ile görüşüldü. Bu konuda yeni bir gelişme olarak da federasyon başkanı seçilen Sayın Bekir Yunus Uçar’ın böyle bir projenin bütçesine maddi destek sağlayabileceğini söylemesi Ankara da pist umutlarını çok daha pozitif bir hale getirdi. Şunu da belirtmek isterim ki Sayın Kürşat Tüzmen’in de desteği çok olmuştur. Gerek yarışlara gelerek, bütün gün bizimle orda bulunarak basının ilgisini çekti . Ankara’nın pist çalışmaları için basında değişik yerlerde demeçler verdi, dikkatleri bu konuya çekti. Ankara büyük şehir belediye başkanı Sayın Melih Gökçek ile kendisi bizzat görüşerek hadi bu işi biran önce yapalım diye desteklerin yolunu açtı. Sayın vekilimiz Kürşat Tüzmen’e derginiz aracılığıyla buradan çok çok teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Ayrıca Ankara’ da kİ kulüplerinde özverili çalışmasıyla 2011 yılında Ankara’ya pist kazandıracağımıza inanıyorum.Son olarak da sizin aracılığınızla bütün bu faaliyetler de emeği geçen bu spora ve camiaya gönül vermiş dostlarımıza Endo organizasyon ve EndoKan spor kulübü adına teşekkür ediyorum.

 

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*