REDDEDİLME KORKUSU

REDDEDİLME KORKUSU

Başka bir korku da reddedilme korkusudur. Genç biı kıza birlikte çıkmayı teklif edecek utangaç genç çocufc buna klasik bir örnektir. Kızarmış, kekeliyor, utanmış vt benlik-bilinçli, akıcı konuşamıyor, acınacak durumda. Bize komik gelen bu olay onun için hiç de öyle değil. Red­dedilmekten müthiş korkmaktadır. Bu durumda kendine güvenini tamamen yitirmiştir. Reddedilme korkusu, hayatın birçok alanında karşımıza çıkar.

Bazı insanlar arkadaş sahibi olmaktan korkarlar ve reddedilme olası­lığından korunmak için yalnız bir hayat yaşamayı yeğlerler.

Psikologlar bu reddedilme korkusunun, evlilik iliş­kilerinin en önemli sorunlarından biri olduğu sonucuna varmışlar. Eşlerden birisi bu korku yüzünden tüm ben­liğini tam olarak evliliğe veremiyor, arada hep bir engel oluyor. İyi bir evlilikte eşlerin yüzde yüz katılımı gere­kir. “Senin sevgini ve kendini bana adamanı istiyorum ama ben sana bunları veremeyeceğim; çünkü zarar görebilirim” gibi bir tavır yanlış olur. Çoğu evliliklerde karşılıklı olarak, ancak yarı yarıya bir katılım var, bu tür bir katılımda kendini korumaya dayanan bir yarış- macılık söz konusudur.

Çocuk kısa bir şiir öğrenir ve anne babasına okur. Eğer umduğu kadar memnun olmazlarsa, hele bir de eleştirirlerse çocuk hemen onaylanmadığı hissine kapılır, utanır ve kendine güvenini yitirir. Bu deneyimin anısı geleceğine de yansır.

Çoğunlukla ebeveynler, çocuğun ulaşabileceğinden yüksek standartlar belirler ve çocuğun kendisini zorla­masına neden olurlar. Kekemelik genellikle aile ta­rafından istenen mükemmelliğin bir sonucudur; onay­lanmama korkusuna dayanan utangaçlığın sonucudur.

Onaylanmama korkusu yalnızca çocuklara ait bir sorun değildir; her yaşta insan yaşayabilir bu korkuyu. Birçok insan, arkadaşları tarafından onaylanmama kor­kusu yüzünden becerilerini ortaya koymaktan kaçınır. Bu korku, insanların orijinal düşüncelerden uzak durup çoğunluğun düşüncelerine körü körüne bağlanma eğili­mini açıklıyor. Bugün uygarlığımızda, “normal” olma isteği neredeyse fetiş haline gelmiştir. Sonunda insan düşünebilme yeteneğine olan inancını yitirir; gazete kut­sal kitabı, arkadaşlarının onayı ise en büyük amacı olur. Böylece gerçek kimliğini kaybeder.

Bu alkoliklerin de temel problemidir; iyi bir dost olabilmek, arkadaşları tarafından onaylanmak için içer­ler. Böylece başlangıçta, aslında istemedikleri halde içer­ler. Daha sonra ise egolarını desteklemek için bir ihtiyaç olur içki.

Onaylanmama korkusu, kendine güveninin kaybolmasına neden olur. Alkol onlara yanlış bir güven kazandırır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*