Shelley, Percy Bysshe
İngiliz şairi (Field Place, Horsham yakını, Sussex 1792- La Spezia körfezi 1822). Küçük burjuva kökenli bir ailenin çocuğu olan Percy Bysshe Shelley, Eton Koleji’nde tuhaf bir öğrenci olarak kabul edildi; arkadaşları tarafından sık sık alaya alınıp, hırpalanması, her çeşit toplumsal disipline karşı büyük hınç duymasına yolaçtı. Ox- ford Üniversitesi’nde öğrenimini sürdürürken, The Ne- cessity ofAtheism (Tanrıtanımazlığın Gerekliliği, 1811) yapıtını yayınlayınca, üniversiteden kovuldu. Londra’ya gidip, de\tfimci aydınlarla ilişki kurarak, filozof VVilliam Godvvin’in çevresine girdi.
İlk büyük şiiri Queen Mab’te (Kraliçe Mab, 1813) başkaldırısını dile getirip, kızkardeşlerinin arkadaşlarından onaltı yaşındaki Harriet VVestbrook’u kaçırdı ve evlendi; ama kısa süre sonra eşini terketti. VVilliam Godvvin’in on beş yaşındaki kızı Mary Godvvin’le kaçıp (1814), Harriet intihar edince (1816) Mary’yle evlendi. Başkaldırma ve dünya deneyimlerinin ağırlık kazandığı
İngiliz
romantizminin büyük isyancısı, XIX. yy’daki “lanetli şairler”in atası Shelley, romantizmin dar çerçevesini kırarak ruhsal bir eteneyim sayılan şiirsel deneyimi çok ilerlere götürmeyi başardığı yapıtlarıyla, İngilizce’nin en büyük şairlerinden biri sayılmaktadır.
ilk şiirinde (Alastor or The Spirit of Solitude [Alastor ya da Yalnızlık Ruhu, 1816]) şairlik mesleği ile insan gerçekliği arasındaki çelişkiyi vurgulayıp (bu tema, sonraki şiirlerinin temel konusudur), 1818’de, sorunlarına çözüm getirmek umuduyla İngiltere’den ayrılarak, görkemli görünümlerine hayran kaldığı İsviçre’de (en güzel şiirlerinden birkaçına esin kaynağı oldu: Hymne to İntellectual Beauty, 1817; Mont Blanc, 1817) bir süre kaldıktan ve Byron’la tanıştıktan sonra, İtalya’ya yerleşti.
Eskiçağ’a doğru duyduğu ilgi nedeniyle Eflatun’un yapıtlarını büyük bir tutkuyla okuyup, Eflatun’un Şö- /en’ini İngilizce’ye çevirdi. 1819’da yazdığı Promethe- us Unbound (Zincirsiz Prometheus) adlı şiiriyle Alman yazarı Hölderlin ile Fransız yazarı Gerard de Nervaİe esin kaynağı olan romantik yeni-paganlığın başlıca temsilcilerinden biri haline geldi. Cenc/(5 perdelik trajedi, 1819), Keats’ın ölümünden esinlenerek Adonais (1821), ünlü yapıtı Ode to the West Wind(Batı Rüzgârına Od, 1821), özgürlük ve güzellik idealini dile getiren Ode to a Skylark (Tarlakuşuna Od), Defense of Poetry (Şiirin Savunması, 1821) adlı yapıtlarını yazdıktan sonra, bir yelkenli gezisinde deniz kazası sonucu öldü. Cesedi yakılarak külleri Roma’daki protestan mezarlığına gömüldü.