Şükür, söz ve davranışlarla olur.
Sözle yapılan şükür, en basit şekliyle “Elham – dülillah” diyerek hamd etmektir. Bu, şükrün ilk hâlidir.
Hayatın bir de nimetlerle dolu yönleri vardır. Bu nîmet ve ikramlara muhatab olup da şımarmamak, azgınlaşmamak ve Allâh’a olan kulluğumuzu unutmamak; sıkıntılar karşısında sabretmekten daha zordur.
Şükür, bitmek bilmeyen bir şekilde devam etmelidir. Nasıl Allah’ın fazi u ihsanı kesilmeden, aralıksız ve sayıya gelmez bir şekilde devam ediyorsa, insanlar da Allah’ı anmak, O’na kulluk ve
şükürde kendi takatleri nisbe- tinde devamlı olmalıdırlar.
Şükür, varlık ânında yapılmalıdır. Tıpkı sabrın ilk musibet ânında olduğu gibi… Gençlik hâli geçip gittikten sonra, ihtiyarlık zamanlarında “gençliğin şükrü” olmaz. Aynı şekilde varlıklı iken terk edilen şükür, fakirken yapılmaz.
Rabbimiz, hayat terazisinde sabır ve şükür kefelerindeki itidali kaybetmeyen, rızâsı istikametinde yaşayıp örnek bir hayat süren ve cennet ve cemâli ile şereflendirdiği kulları arasına bizleri de dâhil eylesin.
Âmin.