SUSMA SANATINA DAİR
Bir söz söyleme sanatı vardır: Hitabet… Söz söyleme sanatı gerçekten bir ince sanattır; besbelli! Dinler onunla bildirilmiştir, sevgiler onunla açıklanabilmiştir. Tiyatro sanatı, en çok onunla gelişmiştir. Güzel söz söyleyenlere, “hatip” deriz. Hâtipler sanıldığı gibi bilginler soyundan değil, peygamberler, ermişler soyundan gelirler. Hatip gönülleri kovalayan, istekleri avlayan insanlardır! Büyük hatipleri dinlediğimiz zaman büyük peygamberlerin dinleri gibi oluyoruz. Bir an gelir ki artık insan değil, insanda tanrı konuşuyor sanırız. En değerli varlığımız olan irademizi onların buyruğuna veririz. Nasıl ki bir söyleme sanatı var, bir de susma sanatı vardır. Susma sanatının söyleme sanatı gibi gerçek ve ince bir sanat olduğunu anlamak şöyle dursun, çoğumuzun bu sanatın varlığından bile haberimiz yoktur. Güzel söylemek ile elde edilecek “bir takım nimetler” vardır. Ancak güzel susmak ile elde edilebilecek “bir çok şeyler de” vardır. Söyliyerek kazanabildiklerimize karşı söyleyerek kaybettiğimiz de pek çoktur. Sükût altın değil, pırlantadır. Susma sanatının uygulandığı iki alan vardır. Bir tiyatro sanatı, öteki diplomatik sanatı. Susarak söyleyen aktörler olduğu gibi, susarak yenen diplomatlar da vardır. Çene bazan diritebilir, çok defa öldürür. Artık diplomatın sanatını da tarif edebiliriz: Diplomatik, yerinde susmak sanatıdır. | H baltacioğlu yenI adam
Son zamanlara dek, denizcilere özgü haberleşme, 80 yıl önce geliştirilmiş olan Marconi telsizi ile yapılıyordu. Şimdi, gemiler bu iş için uydular kullanıyorlar. MARISAT (Marine satellite – Denizci uydusu) denilen yeni teknoloji, deniz kuvvetlerini güçlendirmeğe, dünya ticaretini desteklemeğe, denizlere gereksiz yere petrol dökülmesini önlemeğe, açık denizlerde hastalananların hayatlarını kurtarmağa yardımcı olmaktadır.
SUSMA SANATINA DAİR
09
Mar