TELEFERİK

TELEFERİK, iki nokta arasında gerili bir tel üzerinde insan ve yük taşımaya yarayan hava taşıt aracı. Teleferikler, sınai işletmeler ya da insan taşımacılığında, kara ve demiryolu kurulmasının güç ve masraflı olduğu noktalar arasında kurulur. Teleferikle kum, kömür, cevher, cüruf taşınabildiği gibi dağlık bölgelerde insan da taşınır. Teleferik kabinini taşıyan kablolar tek ya da çift olur. Tek kablolar hem taşıma hem de çekme işi yapar. Çift kablolu teleferiklerde bir kablo taşıma için diğer kablo da çekme için kullanılır. Teleferik kabininin üstünde yer alan oluklu gale-lere asılan kepçeler yuvarlanma yolu görevini yapar. Kablolar belirli aralıklarla dizilmiş pilonlara asılıdır. Biri altta, diğeri üstte olmak üzere genellikle iki istasyon bulunur. Daha uzun mesafeler için istasyonlarda teleferik kabini değiştirilerek yo-
la devam edilir. Çekme, elektrik ya da dizel motorlarıyla sağlanır. 40-70 kişilik olan teleferikler saniyede 10 m. hızla yukarı çıkabilir.
TELEFON, elektrik aracılığıyla ses iletimine ve iletilen sesin yeniden oluşturulmasına yarayan aygıt. Boru, megafon ve telgraf, telefondan önceki ilk adımlar oldu. Çalışma ilkesi 40 yıl öncesinden bilinmekle birlikte, telefon, Alexander Graham Bell tarafından ancak 1876’da bulundu. Bell’in telefonu, titreşen bir diyaframa bağlı bir demir parçasının bir bobinde oluşturduğu indüksi-yon akımıyla çalışıyor, sesi alan merkezde de aynı aygıt ters yönde çalışarak ses oluşturuyordu. Günümüzde de telefon alıcıları benzer biçimde çalışır. Ses kaynağında daha duyarlı bir sistemin kullanılması gerektiği anlaşılınca 1878’de Thomas Edison tarafından bulunan karbonlu mikrofon kullanılmaya başlandı Mikrofonla alıcı arasında aküyle beslenen bir doğru akım devresi bulunur. İlk telefon şebekesi 1878’de ABD’nin New Haven kentinde döşendi ve kısa sürede hem ABD’de hem de öteki ülkelerde telefon yaygınlaştı. Yerüstü ve yeraltı kablola-
rıyla uzak mesafeler arasında konuşma olanağı sağlandı. Devrenin topraktan kapanması halinde meydana gelen “araya girme” olayının önlenmesi için kablolu devreler kullanılmaya başlandı. Günümüzde uzak mesafeler arasında telefon bağlantısı mikrodalga ve radyolinklerin yanı sıra haberleşme uyduları aracılığıyla da kurulmaktadır. Televizyon sistemiyle eklemlenen telefonlarla konuşmacılar birbirlerini görme olanağına da kavuşmuştur. Bakır tel yerine optik tellerle şebekenin konuşma kapisitesi 500 kat artırı-labildiğinden kimi ülkelerde optik telli şebekeye geçilmektedir. Türkiye’de ilk telefon İstanbul’da (1908), otomatik santralli ilk telefon sistemi de Ankara’da (1926) kullanılmaya başlandı. 1978’de kademeli olarak başlatılan yurt içi şehirlerarası otomatik bağlantının yanı sıra, milletlerarası otomatik telefon bağlantısı da giderek genişletilmektedir.
TELEFOTO, telli sistemlerle ya da radyo devreleri aracılığıyla fotoğraf, harita, çizim ya da öteki görsel malzemenin iletimi. Bunun için, gönderilecek fotoğraf, bir ışık demetince taranmak üzere döner bir silindire yerleştirilir. Kâğıttan yansıyan ışığın şiddeti, çarptığı yüzeydeki aydınlık ya da karanlığa bağlı olarak değişir. Bu ışık daha sonra elektrik sinyaline dönüştürülür ve telli bir sistemle ya da radyo dalgaları aracılığıyla iletilir. Alıcıda bu elektrik sinyali, ışığa duyarlı bir kağıt üzerine düşürülen bir başka ışık demetini etkiler ve böylece fotoğrafın kopyası oluşur.
TELEKS, telefon ya da telgraf hatları üzerinden çalışan, bir metnin uzaktaki bir alıcıya yazılı olarak iletilmesini sağlayan haberleşme aracı. Teleksin alıcı ve verici sistemleri elektrikli daktilo makinelerine benzer. Haber göndermek isteyen taraf, karşı taraftaki aboneyi arayıp bulduktan sonra göndermek istediği haberi daktilo yazar gibi telekse yazdırır. Makinenin klavyesindeki her harf ayrı değerde elektrik akımı doğurur. Bu akımlar telefon ya da telgraf hatlarından iletilerek karşı taraftaki makinenin alıcı kısmında ye-
TELEVİZYON
da ko-evrenin e mey-aiayının iler kul-imüzde telefon jyolink-jyd uları r. Tele-sn tele-rbirlerini ımuştur. şebeke-;at artırı-le optik r. Türki-ı (1908), ı sistemi ınılmaya li olarak rası oto-milletle-lağlantısı lir.
le ya da fotoğraf, ırsel mal-ı. gönde-emetince ■ silindire fan ışığın i aydınlık k değişir.
Ik sinyali-r sistemle ılığıyla ile-yali, ışığa düşürülen etkiler ve ı oluşur.
graf hatla-ir metnin larak iletil-jme aracı, sistemleri »rine ben-steyen ta-eyi arayıp nek istedi-[ibi telekse vyesindeki ıktrik akımı >fon ya da ek karşı ta-smında ye-
mden harflere dönüşür. Böylece bir haberi anında karşı tarafa iletmek ve telefonda olduğu gibi hemen cevabı almak mümkün olur. Hatları fazla meşgul etmemek için gönderilecek olan metin daha önceden delikli şeritler biçiminde yazılır; haber gönderileceği zaman şerit otomatik olarak makineden geçerek çok hızlı bir şekilde metni iletir. Telekste aynı anda bir kaç aboneye haber ilet mek mümkündür. Teleksi en cok kullanan kuruluşlar, ticari ve sınai ilişkileri olan şirketler, gazeteler, ajanslar, bakanlıklar, fabrikalar, elçiliklerdir. Türkiye’de ilk teleks 1938’ de Anadolu Ajansı tarafından kullanıldı. 1973’ten sonra yurtiçi teleks haberleşmesi tamamen otomatik hale getirildi.
TELEMAKHOS, Yunan mitolojisinde Odisseas ile Penelope’nin oğlu. Büyüyünce, serüvenci babasını aramak üzere Pilos ve Sparta’ya gitti. Döndüğünde, babasının kendinden önce İthaka’ya döndüğünü gördü. Babasıyla birlikte, Penefope ile evlenmek isteyenlere karşı çarpıştı. Daha sonra gelişen birtakım efsanelere göre de, babasının ölümünden sonra Kalipso ile evlendi.
TELEMANN, Georg Philipp (1681 Magdeburg-1767 Hamburg), Alman bestecisi. Lully ve Campra’nın yapıtlarını inceleyerek kendi kendine müzik’ öğrendi. Hukuk ve felsefe okumak üzere 1701’de girdiği Leipzig Üniversitesi’nden hemen ayrılarak beşteler yapmaya başladı. Leipzig Kilisesi’ne orgcu ve korobaşı oldu (1704). Daha sonra Sorau ve Eisa-nach’da; 1721’de Hamburg’a yerleşmeden önce de Frankfurt ve Bey-reulth’de yönetmen olarak çalıştı. Uzun yıllar yaşadığı Hamburg’da verimli bir çalışmayla müziğin hemen hemen bütün dallarında (opera, kantat, uvertür gibi) örnekler verdi. Fransız, İtalyan ve Alman müziğinin bileşiminden kendine özgü bir müzik ortaya çıkaran Telemann, Barok müziğin ustalarından sayılır. Müziği, dışavurumcu melodileriyle, canlı ritmleriyle, enstrümantasyondaki ustalıkla ve çeşitlilikle dikkati çeker.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*