BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, dünkü konuşmalarında cemaatlere seslenerek “Kendisini ilme talebe yetiştirmeye adamış gerçek cemaatlerin, samimi yapıların, holdinge dönüşmüş yapılarla aralarına mesafe koymaları insani sorumluluktur” dedi.
Bingöl ve Bitlis mitinglerinde konuşan Erdoğan, özetle şunları söyledi: “Said Nursi’nin kitapları 27 Mayıs sonrası kimi hükümetler tarafından yasaklandı. Dağıtılması okunması engellendi. İşte biz o arzusunu yerine getirdik. Diyanet İşleri Başkanlığımız ‘İşaratül İcaz’ kitabını bastı. Yasaklanan, toplatılan, yakılan kitaplar özgürlüklerine kavuşuyorlar. Şimdi birileri çıkıyor Başbakan ilme ve alimlere ağır sözler söylüyor diyorlar. Bizim ilime, âlime hürmetimiz bellidir. Şu bastırdığımız eserler bile bizim hassasiyetimizin ispatıdır. Âlim sadece bilen değildir, alim kendisini bilen kişidir. Âlim hırslarını yenen kişidir. Alim vatanını ülkesini milletini seven kişidir. Hem holding patronu olacaksın, büyük paraları idare edeceksin, hem de âlimim diyeceksin. Soruyorum Allah aşkına âlimin bu işlerle ne alakası var ya? Âlim öğrenci yetiştirir, âlim eser yazar. Tehditlerle, şantajlarla iş göreceksin, zulmedeceksin, ananaslarla tespihlerle iş göreceksin, hem de âlimim diyeceksin. Soruyorum Allah aşkına, insanların mahrem görüşmelerini dinleyeceksin, bunları kaydedeceksin, iftira için şantaj için kullanacaksın, hatta insanların yatak odalarını gözetleyecek, kaydedecek şantaj yapacaksın. Sonra da ‘Ben âlimim’ diyeceksin. Tarihte böyle bir âlim var mı? Tarihte kendi ülkesini karıştıran alim gördünüz mü? Hiçbir sebep yokken ülkesinden kaçan, ülkesine dönmeyen, ülkesine kötülük yapan alim gördünüz mü? Ey Pensilvanya’nın peşine takılan kardeşlerim. Bir Başbakan’ın görüşmelerini kayda alanlardan Allah aşkına alim olur mu? Bakanlarıyla, Cumhurbaşkanı’yla yaptığı görüşmeleri kayda alanlardan âlim olur mu? Devletlerin sırlarını kaydederek, ülkede fitne çıkararak, baki hakikatlere ulaşmanın mümkün olmadığını görmelerini istiyorum. İslam dini azizdir. Elbette birilerinin yaptığı kötülükler dine asla zarar veremez. Ama bundan insanlar, duygular, nesiller, gerçek âlimler bundan yara alır. Kendisini ilme talebe yetiştirmeye adamış gerçek cemaatlerin, aralarına mesafe koymaları tarihi bir sorumluluktur.