Vemon Ahmadjian
çeşitli ortamlarda rastlanır. Likenler başlıca, kayalarda, toprağın yüzeyinde ve ağaçların üzerinde yaşar.
Genellikle yaprakyosunlanyla karıktırılan ve çok uzun bir süre algler ya da yaprakyo-sunlan içinde sınıflandırılan likenler M. E. Hale’in sınıflandırma sistemine göre, ortak-yaşama giren mantarlara bağlı olarak üç büyük sınıfa aynlır: Ascomycetes, Basidi-omycetes, Fungi Imperfecti. Bu sınıflar çok sayıda familyayı ve 200’den çok cinsi kapsar;
Geçmişte besin, ilaç ve boya olarak kullanılan likenler özellikle Kuzey Kutbu’na yakın kesimlerde ren geyikleri için önemli bir besin kaynağı oluşturur.
Likenlerin gövdesine tal adı verilir. Tallar yapışma katılan alg ve mantarların durumuna göre homomenk ve heteromerik olarak iki tipe aynlır. Homomeriktallar çok sayıdaki alg hücresinin (fikobiyont) daha az sayıdaki mantar hücresi (mıkobiyont) arasında dağılmış olmasıyla, heteromerik tallar ise mantar hücrelerinin baskın olmasıyla ayırt edilir. Tallan bulunduğu yere bağlayan ipliksi çıkıntılara rizin denir. Likenler biçimlerine göre üç grupta toplanır. Bulunduğu yere sıkıca bağlanan kuru ve yassı likenlere kabuksu likenler, gevşekçe bağlanan, dallanmış ve dik tallı likenlere çalımsı likenler, yüzeye yayılan yaprak görünümlü büyük likenlere ise yapraksı likenler adı verilir.
Likenlerin ilk kez ne zaman oluştukları kesin olarak belli değilse de bu birleşmenin alg ve mantarlann ayn ayn gelişimlerini tamamlamalarından sonra gerçekleştiği bilinmektedir. Karşılıklı yarar ilişkisine dayalı olan bu ortaklıkta alglerin oluşturduğu basit karbonhidratlar mantar hücrelerince alınarak başka karbonhidratlara dönüştürülür. Algler aynca mantarlann gereksinim duyduğu vitaminleri de üretir. Mantarlar ise bu ortakyaşama havadan su buhan emerek ve ışığa duyarlı canlılar olan alglere gölge sağlayarak katkıda bulunur.
Likenler oldukça yavaş büyüyen organizmalardır. Çoğalmalarına ilişkin çok sayıdaki tartışmalı görüş içinde en yaygın olanı likenlerin apa gövdeden kopan parçalar aracılığıyla yani eşeysiz olarak ürediklerini savunan görüştür.
likidite tercihi 420
likidite tercihi, iktisatta, servet sahiplerinin ellerindeki nakit parayı ya da banka mevduatlarını devlet tahvili gibi likit olmayan, sağlam varlıklarla değiştirmek için talep ettikleri prim. Başlangıçta John May-nard Keynes’in kullandığı biçimiyle halkın elinde tutmak istediği para miktarı ile faiz haddi arasındaki ilişkiye işaret ediyordu. Elde para tutma eğilimim olağan alışverişler için nakit gereksinimine, olağandışı harcamalar için ihtiyat olarak para ayrılmasına ve spekülatif amaçlı kullanıma bağlayan Key-nes’e göre, spekülatif amaçla elde tutulan para miktarı faiz haddiyle ters orantılı olarak değişir.
Keynes’in kuramındaki en önemli nokta, faiz haddinin çok düşük olduğu durumlarda, para arzındaki artışların yeni yatırımları özendirme yerine spekülasyon amacıyla elde tutulan parada artışa yol açacağını öngör-mesidir. Bunun nedeni faiz oranının servet sahiplerinin paralarım likiditesi daha düşük olan servet biçimleriyle değiştirmeye özendirmeyecek kadar düşük olması ve bunların faiz oranlarının ileride artacağına ilişkin beklentileridir. Likidite tercihi kavramı Keynes tarafından 1930’lardaki uzun süreli durgunluğu açıklamak için kullanılmıştır.
Likit varlıklar sınıflamasını genişleten Keynes sonrası çözümlemelerde, para talebi ile daha çok sayıda değişken arasında ilişki kurma yoluna gidilmiştir. Bu değişkenler faiz haddinin yanı sıra serveti ve servetin elde tutulduğu değişik biçimleri, bu değişik biçimlerin farklı getirilerini ve gelir düzeyini kapsar.
likopen, izoprenoitlerden, domatese, kuş-bumuna ve çeşitli meyvelere kırmızı rengini veren organik bileşik. Likopen san renk maddeleri olan karotenlerin izomeridir. Bu bileşiklerin molekül formülü (C40H56) aynı olmasına karşın, yapısı farklıdır. Likopen ilk kez 1873’te dövülmüşavratotundan (7a-mus communis), 1875’te de domatesten elde edildi.
likör, alkol oram yüzde 24 ile yüzde 60 arasında değişen, kokulu ve tath, damıtılmış içki. Likörler genellikle meyve ya da kokulu bitkiler eşliğinde, alkol ve şekerle hazırlanır.
Likör sözcüğü, Latince sıvı hale getirmek anlamındaki ıiquefacere’den gelir. Likörün ilk kez ortaçağda keşişler ve simyacılar tarafından ticari amaçlarla üretildiği sanılmaktadır. İksir ya da yağ denen bu içkiler yüzyıllar boyunca ilaç, tonik, aşk iksiri ve afrodizyak olarak kullanılmıştır.
Meyve likörü üretiminde, meyveler kokusunun, tadının ve renginin alkole geçmesi için alkole yatırılır. Gerçekte renksiz olan, ama isteğe bağlı olarak sonradan renklendirilen bitki likörleri ise, süzerek özütleme ya da damıtma yöntemleriyle üretilir. Süzerek özütleme yönteminde kahve makinesine benzeyen bir aygıt kullanılır. Bitkinin tümü ya da istenen parçası (yaprak, tohum, kabuk vb) aygıtın üst, alkol ise alt bölümüne konur. Yukan doğru pompalanan alkol bitki parçalarının tadım ve kokusunu alır. Damıtma yönteminde ise bitkisel ürün alkolde yumuşatıldıktan sonra damıtılır, elde edilen alkol tatlandınlır, süzülür ve renklendirilir. Hazırlanan likörler isteğe göre bekletilir ya da hemen şişelenir.
Aym adlar altında pazarlanan likör türleri farklı formüllere göre yapıldığından, tatlan farklı olabilir. Kayısı likörü, ananas likörü, ifalran ve vanilya ile tatlandırılan kakao likörü, ahududu likörü, nane likörü, menek-
şe ve vanilya esanslanyla yapılan menekşe likörü (parfait amour), Curaçao Adasının yeşil portakallanmn kurutulmuş kabukla-nyla yapılan Curaçao, içinde baharat ve altın zerrecikleri bulunan Danziger Gold-wasser (bir tür altın likörü) ve renksiz bir tür Curaçao olan Triple Sec bunlann bazısıdır. Genelde gizli formüllere göre hazırlanan özel markalar, belli firmalar tarafından üretilir ve tescilli adlarla pazarlanır. Fransa’daki özel markalar arasında ilk kez 1510’da üretilen ve formülü gizlenen Bénédictine, formülü 1607’de geliştirilmiş olan hem baharath, hem aromatik Chartreuse, Triple Sec’in özel bir türü olan Coin-treau, Cognac yöresinde üretilen bir portakal likörü olan Grand Mamier ve Bordea-ux’da yapılan bitki likörü Vieille Cure sayılabilir. İtalyan likörleri arasında baharath Liquore GaUiano ve Strega ünlüdür. İngiliz likörlerinden Drambuie ilk kez 1745’te İskoçya’ya. getirilmiş bir Fransız formülüne göre, İskoç viskisi ve balla hazırlanan bir likör çeşididir. Irish Mist de İrlanda viskisi ve balla yapılan baharath bir likördür. Cherry Heering, Danimarka’da üretilen bir kiraz likörüdür. ABD’de brandy ve greyfrutla yapılan Forbidden Fruit ile menekşe renkli ve kokulu Crème Yvette başlıca likör çeşitleridir. Kahveli türler arasında Meksika’nın Kahlua’sı ile Jamaika’nın romdan hazırlanan Tia Maria’ sı sayılabilir. Yeşil çay tadındaki O Zha ile kavun tadındaki Midori, Japon likörleridir. Van der Hum ise Güney Afrika’da üretilen baharath ve aromatik bir içkidir.
Tath olmalan ve sindirimi kolaylaştıncı özellikleriyle likörler genellikle akşam yemeği sonrasında içilir. Sek olarak buzla ya da başka likör ve konyak türleriyle kanştın-larak sunulabilir. Aynca bazen tatlılann hazırlanmasında çeşni olarak da kullanılır.
Liksos, Fas’ta, bugünkü Larache (el-Araiş) limanının kuzeyinde kurulmuş antik yerleşme. Lukkos lnnağuup_(0t<e<i) sağ kıyısında yer alıyordu. İlk kez İÖ 7. yüzyılda Fenikelilerin yerleştiği kent, zamanla büyük önem kazandı ve sonradan Kartaca egemenliğine girdi. Kartaca’mn yıkılmasından sonra bir Roma kolonisi oldu. İmparator Claudius’un döneminde (İS 41-54) zenginliğinin doruğuna ulaştı.
Bazı Eski Yunan yazarlanna göre, lHera’ ya armağan edilen altın elmalı ağacın bekçisi Hesperidlerin bahçesi de Liksos’ta bulunuyordu.
Likud Cephesi (İbranicede “Birleşme” ya da “Birlik”), İsrail’de bazı sağcı partilerin oluşturduğu siyasal koalisyon. Menahem Begin ve Yitshak Şamir’ın önderliğinde 1977-92 arasında (1984-90 döneminde İşçi Partisi’nin ortaklığıyla) iktidarda kalmış-tır.
1973’te kurulan koalisyonun en büyük ortağı Herut (Özgürlük) Partisi’yle Liberal Partı’nin oluşturduğu Gahal blokuydu. Kökleri 1920’lerde ve 1930’larda Rusya’da gelişen Siyonist harekete inen Henıt Partisi, bazılan İngiliz yetkililerce terörist sayılan Irgun Zvai Leumi ve Hagana gibi bağımsızlık öncesi grupların bir araya gelmesiyle resmen 1948’de kuruldu. Polonya doğumlu bir Yahudi olan Begin, Irgun’un önderiydi. Gahal blokunun öbür üyesi olan Liberal Parti, 1961’de Genel Siyonist Parti (1948-61) ile daha küçük bir parti olan İlerici Parti’nin birleşmesiyle ortaya çıktı ve 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra İsrail’in ele geçirdiği bütün topraklann ilhak edilmesini savundu.
Likud Cephesi’nin öteki ortaklan görece küçük olmakla birlikte güç dengesinde oy-
nadıklan rolün önem kazanmasıyla sık sA etkili oldular. Bu küçük ortaklarda* biri Likud’a 1977 seçimlerinden sonra katliam Şlomzion (Zion’un Gerçekleşmesi), bir başkası da başlangıçta ayrı bir Likud blo-kuyken 1985’te Herut’la birleşen Laam’dı. Bütün koalisyon partileri kendi bagum yapılannı sürdürdüklerinden, Likud Osphe-si’nin İsrail Parlamentosu (Knesset) dışımk fiilen bir örgütlenmesi yoktu. Likud Cephesi ve İşçi Partisi 1984’te, Şamir ye Şimoa Peres’in ortak önderliği altında bir koalisyon hükümeti kurdular. Ortaklık 1988’de yenilendi. Mart 1990’da İşçi Partisi koalisyondan çekilince Şamir başkanlığındaki hükümet güvensizlik oyuyla düşürüldü. Ama haziranda Şamir, aşın sağa ve aşın dinci unsurlarla birlikte yeni bir koalisyon hükümeti kurmayı başardı. Haziran 1992’ deki seçimlerde ağır bir yenilgiye uğrayan Likud Cephesi, iktidan İşçi Partisi önderliğindeki bir koalisyona bıraktı.
Likya, lykİa olarak da yazılır. Anadolu’nun güneybatı kesimindeki Teke Yanmamasında antik bölge. Doğu, güney ve
füneybatıda Akdeniz, kuzeybatıda Karya, uzeyde Frigya, kuzeydoğuda Pisidya ve Pamfilya ile çevrilidir. Bugünkü Muğla ilinin doğu, Antalya ilinin batı bölümlerim içine alır.
IÖ 3. binyılın başlannda yerleşildığı bilinen bölgede İÖ 2. binyılda, Doğu Akdeniz’e korsanlıklanyla dehşet saçan Lukalar
S ta da Lukular) yaşamaktaydı. Bu halkın aha sonraki Likyalıların atası olduğu sanılır. Homeros’un İlyada’da Troyalılann yanında savaştığını anlattığı Likyalılar He-rodotos’a göre Girit kökenliydi.
Likya
W. Shepherd. Historical Atlas, 1964, Barnes & Noble Inc.
Likyalılar Kadeş Savaşı’na Hititlerin müttefiki olarak katıldılar. IO 7. yüzyılın ilk yansında da yerel bir krallık kurdular. İÖ 6. yüzyılın ortasında Pereler Anadolu’yu işgal edince onlann egemenliği altına girdiler ve satraplar tarafından yönetildiler. ‘İÖ 5. yüzyılın ortalarında Perslere karşı oluşturulan Delos “Birliği’ne vergi ödediler. IÖ 4. yüzyılda Perikles adında yerel bir prensin önderliğinde bir Likya birliği kurmaya çalıştılar. IÖ 362’de Perslere karşı yapılan ayaklanmaya katıldılar. Ayaklanmanın bastınlmasından sonra Likya İÖ 4. yüzyılın ortalannda Karyah Mausolos’un yönetimine bırakıldı. İÖ 334’te İskender’in (Büyük), onun ölümünden sonra generallerinden I. Antigonos Monophtalmos’un, İÖ 310’da Ptolemaios-lann, IÖ 301’de de Lysimakhos’un eline geçti. İÖ 296’da bir kez daha Ptolemaios-ıann egemenliği altına girdi. İÖ 190’daki Magnesia Savaşı’ndan sonra Romalılar tarafından Rodos’a bırakıldı; İÖ 167’de de gene Roma’nın tanıdığı bir ayrıcalıkla özgürlüğüne kavuştu. Bu sırada Likya Birliği tam anlamıyla oluşturulmuştu. IO 88’de
Pontus kralı VI. Mithradates bölgeyi işgal eniyse de, Sulla karşısında yenik düşünce Likya yeniden bağımsızlığına kavuştu. Gene bu yüzyılda bölge, Olympos ve Pha-selis gibi kentleri kendilerine üs. edinen korsanlar tarafından yağmalandı, imparator Claudius döneminde Roma toprağı olduktan (İÖ 43) sonra her yönden gelişip zenginleşmeye başladı. İS 141’deki bir depremde büyük hasar gördü. 240 takı bir başka deprem ve yeniden türeyen korsanlar bazı Likya kentlerinin giderek sönme-sine yol açtılar. 7. yüzyılda başlayan Arap akınlan sonucunda bölge görkem ve önemini iyice yitirdi.
Akdeniz iklimi özelliklerini taşıyan Likya’nın en büyük akarsuyu Ksanthos’tur (Kocaçay ya da Eşen Çayı). Bölgenin altı büyük kenti, Ksanthos başta olmak üzere Demre Çayının ağzı yakınındaki Myra, Ksanthos un kuzeyinde ve Eşen Çayının doğusundaki Tlos, aynı çayın batı yakasındaki Pınara, Ksanthos’un güneyindeki Pa-tara ve Antalya Körfezinin batı kıyısındaki Olympos’tur.
Likya’ya ekonomik yönden kazanç sağlayan doğal zenginliklerin başında sedir ve servi ağaçlan gelmekteydi. Bu ağaç türlen Antik Çağda gemi yapımında son derece önem taşırdı. Ksanthos, Patara, Myra başta olmak üzere, çeşitli kentlerde yürütülen arkeolojik araştırmalar bölgenin en belirgin mimari özelliğinin, ahşap yapıla-nn taklit edildiği taş mezarlar olduğunu ortaya koymuştur.
ya alfabesi, Anadolu’nun güneybatı-[a yaşamış Likyalılann İÖ 5-4. yüzyıllarda kuuandığı yazı sistemi. Yunan alfabesiyle yakınlığı olduğu bilinmekle birlikte, iki alfabe arasındaki ilişki üzerine henüz kesin bir bilgi yoktur. Likya alfabesindeki bazı harflerin de Girit ve Kıbns yazı sistemlerindeki simgelerle yakınlığı
sında
ğı broşürler ve ajitasyon çalışmalarıyla küçük çiftçilerin ve Londralı zanaatçılara desteğini kazanmasına karşın, harekete, ayakta kalmasını sağlayacak bir toplumsal temel sağlayamamıştır.
Bir orta «nıf ailesinden gelen Lılbume, 1630-36 arasında Londralı bir kumaş tüccarının yanında çırak olarak çalıştı. Bu sırada Kral I. Charles’ın Anglokatolik Kilisesi ne ilişirin politikalarına muhalefet eden Pün-tenlere katıldı. Felemenk’te basılan Pünten broşürlerinin İngiltere’ye gizlice sokulmasına yardım etti. 1638’de tutuklanarak Star Chamber denen özel mahkemede yargılandı. Para «masına çarptırıldı, halk önünde kamçılandı ve boyunduruğa vurularak teşhir edildi. Kasım 1640’ta Oliver Cromwell in önerisi üzerine Uzun Parlamento tarafından serbest bırakıldı. Ertesi yıl Londra da piskoposlara karşı düzenlenen gösterilerde önemli rol oynadı.
İç Savaş başlayınca yüzbaşı olarak Parlamento Ordusu’na girdi. .Kasım 1642de Brentford’da tutsak düştü- ihanet suçundan yaralanmaktan kıl payı kurtulduktan sonra değiş tokuş edildi. Nisan 1645’te yarbay rütbesindeyken, İngiltere Kilısesi’nde Pres-biteryen ilkeler uyarınca reform yapılmasını öngören Kutsal Birlik’e imza atmayı reddederek ordudan ayrıldı.
Levellers hareketini yaymak ıçm yazdığı broşürlerde’ din özgürlüğünün yam sura zanaatçılara ve küçük mülk sahiplerine oy hakkı verilmesini ve yasa önünde tam eşitliği savundu. Doğal hakların, emsal kararlanyla örf ve âdet hukukuna dayanan gelenek hukukundan (common law) üstün olduğunu öne sürdü. Bu taleplere uygun değişiklikleri yapmaktan kaçman parlamentoyu ve orduyu şiddetle eleştirdi. Bu yüzden Ağustos 1645-Ağustos 1647 arasındaki dönemin büyük bölümünü hapiste geçirdi. 1648’de ordunun iktidara el koyma-^nrian sonra Levellers hareketi bastırıldı.
* B s#® o f* f §&* PF pTf î
Likya alfabesi . .
H. Pedeısen’ın The Discovery ot Language, Lrnguistic Soencs m the Univerelty Press, 1962; Harvard College
olduğu samlmaktadır. Altısı ünlü, toplam 29 harften oluşan Likya alfabesi, Yunan alfabesinde gösterilmeyen bazı seslere de yer verir. Bu alfabeyle yazılmış en önemli yazıt, Ksanthos’ta (Kınık) ortaya çıkanl-mış bir sütunun üstündedir ve henüz çözülememiştir. Üstünde Yunanca ve Likya dilinde ikidilli yazılar bulunan çeşitli mezar ıda
armağanlan aa ele geçmiştir.
Likya dili, eskiden Anadolu’nun güneybatısında konuşulan ölü dil. Batı Yunan alfabesine dayanan Likya alfabesiyle yazılırdı. Bu dilde günümüze ulaşan yazıtlar, İÖ y. 500 – İÖ y. 200 arasından kalmadır. Araştırmacılar uzun süre Likya dilinin Yunanca ya da Farsçanın yakın akrabası olduğunu düşünmüşlerdir. 1945’te DanimarkalI dilbilimci Holger Pedersen, Likya dilinin Anadolu dillerine bağh olduğunu ortaya koyan çalışmasıyla bu görüşü çürütmüştür. Sonraki yıllarda, Fransız Emmanuel Laroche ve başka dilbilimciler de bu dilin Luvi diliyle yakınlığını göstermişlerdir. Bugün birçok dilbilimci Likya dıhnm bir Batı Luvi lehçesinden türediği görüşünde birleşir. Ayrıca bak. Luvi dili.
Lilburne, John (d. 1614?, Greenwich, Londra yakınlan – ö. 29, Ağustos 1657, Eltham, Kent, İngiltere), Ingiliz Iç Savaşı sırasında Levellers denen radikal demokratik hareketin önderi İngiliz devrimci. Yazdı-
Nineterıth Century ada kitabından, John W. Spargo, Indiana
Bununla birlikte Londralılar arasında popülerliğini koruyan Lilburne, 1649’da vatana ihanet suçlamasıyla yargılandığı davadajün tarafından suçsuz bulundu. 1653’te ikinci kez aklanmasının ardından Oliver Cromwell yönetimini kaygıya düşüren büyük kitle gösterileri ortaya çıktı. Bu nedenle 1655’e değin hapiste tutuldu. Hapiste Quaker inancım benimseyen Lilburne, yasadışı işlere girişmeyeceği yolunda güvence verince serbest bırakıldı, iki yıl sonra da öldü.
Liler, Çin’in güney kıyısı açıklarındaki Hainan Adasının yerli hafin. ı
____________________,___a. Adanın dağ
güney bölümünde yaşarlar. Miaolarla birlikte Hainan Ii-Miao özerk yöresinin nüfusunu oluştururlar. Tay ve Malezya-Polinez-va (Avustronezya) dilleriyle akraba çeşitli lehçeler konuşurlar. 1990’lann başlarında nüfuslan 980 bin dolayında olan Lılenn çoğu, yüksek bölgelerdeki ırmak vadilerine yerleşmiştir. Burada sulu pirinç tarımı yapar, başta manda olmak üzere sığır yetiştirirler. Atalarının ruhlan ve öteki ruhların yam sıra yerel toprak tanrılarına taparlar.
Lili Markan, II. Dünya Savaşı boyunca hem Alman, hem de Müttefik askerlen arasında çok yaygın olan Alman şarkısı. Sözlerini Hans Leıp (1893-1983) yazmıştır. Leip’ın bu şiiri I. Dünya Savaşı’nın başlarında bir gece kışlanın kapısı önünde, fenerin altoda nöbet tutarken yazmaya haşladığı anlatılır. Gerçekten de şarkı bunu
421 Liliales
anlatan sözlerle başlar. “Kışlanın kapısı önünde bir sokak feneri vardır…” Şarkının adı da Leip’ın kendi sevgilisi lili ile bir asker arkadaşının sevgilisi Marieen ın adlarının birleştirilmesiyle oluşturulmuştu. Leıp »artının sözlerini ancak 1937’de tamamlayıp Die Kleine Hafenorgel (Küçük Liman Orgu) adlı şiir kitabında yayımladı. Bundan Bir yıl sonra Norbert Schultze (d. 1911) melodisini bestelediyse de, şarkı ilk tez 18 Ağustos 1941’te Nâziler tarafından Kuzey Afrika’daki Müttefik birliklerine propaganda amacıyla radyoda yayınlanana değin fayla ilgi çekmedi. Başlangıçta Alman kabare şarkıcısı Lale Andersen’in seslendirdiği “Lili Marieen” Alman asıllı Amerikan film yıldızı Marlene Dietrich tarafından plak yapılınca Hflha da fada ün kazandı. Şarkı bazı filmlere de esin kaynağı oldu. En son 1980’de Alman film yönetmeni R.W. Fassbınder aynı adı taşıyan bir film yaptı.
Liliaceae (zambakgiller), IMiales takımından yaklaşık 250 cins ve 3.700’den çok otsu ve çalımsı bitki türü içeren familya. Başlıca ıhman ve astropik bölgelerde yaygınım. Familya üyeleri genellikle altı parçalı çiçekleri ve üç gözlü kapsül tipi meyveleriyle (ender olarak etli meyvelere rastlanır) ayırt
Zambak (Lilium umbeUatum) Sven Sameius
edilir. Çoğunlukla bitkinin tabanında kümeler oluşturan, kimi türlerde ise gövde boyunca almaşık ya da çevrel olarak dizden paralel damarlı yapraklan ve köksap, soğan, kormuş ya da yumru gibi besin depolayan toprakaltı organlan vardır. Liliaceae familyası çok sayıda önemli süs bitkisi içerir. Bunların başında sümbül (Hyacint-hus), zambak (Lilium), müge (Convalla-ria), kraltacı (Fridllaria), tükürükotu (Or-nithogalum), kardelen (Galanthus), muhru-süleyman (Polygonatum), arapotu (Musca-ri) RiingiiTPİi (Hemerocallis), sümbülteber (PolianSıes), lale (Tulipa), Aspidistra, Uvu-laria ve Gloriosa sayüabilir.
Liliales, birçeneklilerden, 20 familya, 400’den çok cins ve 8 bin kadar çoğunlukla çokyıllık otsu bitki, daha az olarak da tırmanıcı bitki, çalı ve ağaç türıı içeren takım. Ekonomik açıdan önemli üyelen arasında kuşkonmaz, soğan ve yam sayılabilir. Sümbül, zambak ve nergis değerli süs bitkileridir.
Çoğu birçeneklüer gibi Uliales takımı da, tabanda kümeler oluşturan paralel damarlı yapraklara ek olarak, soğan ya da köksap gibi toprakaltı organlanyla ve gösterişli enüşi (dişiorgan ile erkekorganlann her i Irkini de içeren) çiçekleriyle ayırt edilir.
Lfflncroa, Detlev 422
Dünyanın hemen her yerine dağılmış olan bu takımın üyeleri başlıca astropik ve ılıman bölgelerde yaygındır. Tür sayısının en çok olduğu bölgeler Güney Afrika, Kuzey Amerika, Batı Asya ve Avustralya’dır.
Liliales takımında, tür sayısının çokluğu ve geniş coğrafi dağılım nedeniyle yetişme koşullarına ilişkin genelleme yapmak oldukça güçtür. Bazı Agave türleri Meksika’ mn kuzeyindeki çöllerde, çeşitli sarısabır (Aloe) türleri ise Güney Afrika’daki kurak bölgelerde yaşar. Şili çöllerinde yetişen bir Leucocoryne türü, uzun bir süre yağışsız geçen mevsimlere dayanabildiği halde su-sümbülü (Eichhomia crassipes) sucul bir bitkidir.
yapraklarıyla sevilen saka bitkileri olmalarının yanı sıra, eczacılıkta ilaç hammaddesi olarak da değerlendirilirler.
Yaklaşık 30 cins ve 670 tür içeren AUiaceae familyasının en İyi tanınan cinsi AUİum’dur. Batı Asya’nın yerlisi olan soğan (A. cepa) bitkisinin, yaygın biçimde kurutularak tüketilen çeşitlerinin yanı ara taze sebze olarak yenen çeşitleri de vardır. Sarmışak(A sativum) ve pırasa (A. porrum) öbür önemli türlerdir.
Her iki yarıkürenin de ılıman bölgelerinde yaygın olan Agavaceae familyası yaklaşık 22 cins ve 720 türü kapsar. Kuzey ve Güney Amerika’da yetişen agave (Agave; 300 tür) ve avizeağacı (Yucca; 40 tür) cinsleri kurak bölgelerde yoğunlaşmıştır. Bazı agave türlerinin yapraklarından lif (örn. heneken ve sisal) çıkarılır, çiçek kümele-
UKales takımının üç ana familyasından bitki örnekleri
M. Moran’ın çizimi
Takımın en önemli familyalarından bin olan zambakgiller (Liliaceae) yeni sınıflandırma sistemlerine göre 250 cins ve 3.700 türden oluşmaktadır. Familyaya adım veren zambak (Lilium) türleri en gösterişli bahçe ^çeklerindendir. Bir taban gövde üzerine dirilmiş pullardan oluşan zambak soğanına karşılık lale soğanı silindir biçimli yaprak tabanlarından oluşur ve ortadan yeni yapraklar çıktıkça şişkinleşir. Doğu Avrupa ve Anadolu kökenli T. gesnerana, birkaç yüzyıldan bu yana uygulanan seçme ve ıslah yöntemleri sonucu geliştirilmiş günümüz lalelerinin atasıdır. Liliaceae’mn öbür önemli süs bitkileri arasında baharda ^çeklenen sümbül (Hyacinthus) ve yazın ^çeklenen güngüzeli (Hemerocallis) yer alır. Gün-güzeünin bahçecilikte değerli pek çok ırkı geliştirilmiştir. Afrika’nın tropik kesimlerinde yetişen sarısabırlar ise uzun, etli
lann içinde en yaygın olanlar, soğanları baa ülkeler için önemli bir ticari ürün oluştur* nergiszambağı (Amaryllis), şövalyeyıldm (Hippeastrum) ve nergistir (Nardssus).
Liliales takımının üyeleri genellikle ana soğanın yanında oluşan soğancıklar aracılığıyla çoğalır. Döllenme olmaksızın yumurtalığında geliştirdiği tohumlarla (gerçekte iç tomurcuk) çoğalan Zephyranthes türleri gibi ayrıksı örneklere de rastlanır. Bu yaygm eşeysiz üreme yöntemlerine ek olarak Ldia-les’in büyük tnr bölümü tohumlar yoluyla da üretilebilir. Liliales bitkilerinin birbirine
benzeyen altı parçalı çiçek örtüsü, altı erkekorgam ve birleşik üç meyveyaprağm-dan oluşan bir dişiorganı vardır. Dişiorga-
rindeki özsudan ise tekila adı verilen bir içki hazırlanır.
Yaklaşık 500 kadar tür içeren Dioscöreace-ae familyasının bazı üyelerinin bol nişastalı yumruları tropik bölgelerde yaşayanlar için önemli bir besin kaynağı oluşturur. Diosco-rea (yam) cinsinden Güney Amerika ve Batı Hint Adalarının yerlisi olan Dioscorea trifida, Hindistan ve Malakka Yarımadasında tanım yapılan D. alata ve Testudinarıa (ya da Dioscorea) elephantipes bunların başında gelir. Bu bitkiler köklerindeki zehirli alkaloitlerden ötürü yalnızca pişirilerek yenir. Doğada kendiliğinden yetişen Meksika kökenli bazı Dioscorea türlerinden ise homon yapısında kimyasal bileşikler elde edilir. . .
Başlıca tropik ve astropik bölgelerin yerlisi olan nergisgiller (Amaryttidaceae) familyası çok sayıda değerli süs bitkisini içerir. Bun-
nın yumurtalığı içinde çok sayıda tohumtasr-lagı bulunur. Tozlaşma genellikle anlar, çeşitli böcekler ve kolibriler aracılığıyla gerçekleşir. Tozlaşma ve döllenmenin ardından tohumtaslaklan tohuma, yumurtalık meyveye dönüşür. Bu takımın üyelerinin bazı ayrıksı örnekler dışında (örn. kuşkonmazın üzümsü meyveleri vardır) genellikle olgunlaştığında açılan kuru kapsül tipi meyveleri vardır.
Liliencron (Baronu), (Friedridı Adoif Axd) Detlev (d. 3 Haziran 1844, Kiel, Holstein – ö. 22 Temmuz 1909, Alt-Rahl-stedt, Hamburg yakınlan), yenilikçi şiirleriyle köklü romantik geleneği sarsan Alman edebiyatçı. Adjutantenritte und andere Ge-dichte (1883; Yaverin Atlı Gezintileri ve Başka Şiirler) adlı kitabındaki şiirleri, Alman şiirinde lirik bir canlanışın başlangıcı sayılır. Yaşadığı çağda genç şairleri etkilemiş ve gerçekçilik hareketine öncülük etmiştir.
Liliencron 1866 ve 1870-71 harekâtlarında subay olarak orduda görev aldı. 1875’te borçlan yüzünden askerlikten ayrıldı. Bir süre ABD’de kaldıktan sonra devlet hizmetine girdi. Daha sonra Holstein’daki Kel-linghusen’in yönetiminde görevlendirildi ve 1887’ye değm bu görevde kaldı, ilk şiir kitabı Adjutantenritte’Aa. yeni bir iyimserlik ve bireysellik havası egemendi. Subay çevresiyle sınırlı bir dünyası olmasına karşın, özgün görüşleri ve gözlemleri vardı. Alışılmış kalıpların tuzaklanna düşmeden, doğayı yeni bir gerçekçilikle betimliyordu. Şiirlerinin en önemli özelliği, izlenimlerindeki ranlılık ve ayrıntılardaki kesinlikti. Kriegs-novellen (1895; Savaş Öyküleri) adlı yapıtındaki düzyazıları çok başarılıydı. Pogg-fred, ein kuntar-buntes Epos (18%; Pogg-fred, Baş Aşağı Bir Destan) adlı yergüi destanı da ilgiyle karşılandı.
l ilİMithal, Otto (23 Mayıs 1848, Anklam, Prusya – ö. 10 Ağustos 1896, Berlin, Almanya), havacılık alanındaki öncü çalış-malanyla tanınan Alman mucit. Potsdam’daki ticaret okulunu ve Berlin Ticaret Akademisi’ni bitirdikten sonra, kanat çırpan uçak modelleri ve kanatlı planörlerle deneyler yaptı. Kuşların uçuşu üzerine yazdığı Der Vogelflug als Grundlage der Fliegekunst (1889; Uçma Sanatının Temeli: Kuş Uçuşu) adlı kitap ve uçan makineler konusundaki makaleleri (1834) havacılık alanındaki temel çalışmalar olarak tanındı. Lichterfelde yakınlarındaki yapay bir tepeden, kendisinin tasarımladığı tek ve çift kanatlı planörlerle 2 binden çok uçuş gerçekleştirdi. Planörünün, Almanya’da Rhi-now yakınlarında bulunan Stölln’de yere çakılması sonucu 1896’da öldü.
Liliopsida bak. birçenekliler
I i linin bak. zambak
Liliuokalani, asıl adı lydla kamak^ha, lydia paki liliuokalani ya da liliu kama-
kaeha olarak da bilinir (d. 2 Eylül 1838, Honolulu – ö. 11 Kasım 1917, Honolulu, Hawaii), Hawaii’nin ilk ve fiilen hüküm süren tek kraliçesi. Aynı zamanda, 1898’de