İşçi herşeyden önce bir insandır, insan olmanın getirdiğişeref, haysiyet ve haklara sahibdir, her insan gibi o da ruh vebeden sağlığını korumakla mükelleftir. Bu sebeple işçi haklarını,yalnızca ücret ve onun içine giren diğer maddî haklardanibaret saymak mümkün değildir.Allah Teâlâ kullarını bazı vazifelerle mükellef kılarken —işhayatma da ışık tutan— şu prensipleri koymuştur:«Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler…»(Bakara: 2/286)«Allah size kolaylık ister, zorluk istemez.» (Bakara: 2/185)«İnsan zayıf yaratılmış olduğundan Allah sizden yükü hafifletmekister.» (Nisâ: 4/28)Rasûlullah (s.a.)’m aynı mevzûdaki irşadları daha hususîve daha açıktır:«Kimin elinin altında bir kardeşi bulunuyorsa, ona yediğindenyedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara kaldıramayacaklarıişleri yüklemesin, eğer yüklerseniz kendilerine yardım ediniz.»(Buhârî)Hadis, işçiyi ve çalışanı işveren ve çalıştıranın kardeşi kılmakta,aralarındaki karşılıklı ilişkinin kardeşçe olmasını istemektedir.Aynca yiyecek ve giyecek bakımından, işverendendaha aşağı bir seviyede tutulmaması hedefini göstermektedir.Yine bir hadîste Rasûlullah (s.a.) :«Vücudunun sende hakkı vardır, gözünün sende hakkı var
dır, eşinin senin üzerinde hakkı vardır, müsafirinin senin üzerinde hakkı vardır.» buyurmuşlardır. (Buhârî) Bu İlâhî tâlimâtm ışığında işçinin başta gelen manevî haklarını şöyle sıralamak mümkündür: a) İşçiyle işveren arasındaki İnsanî ilişkiler ve beşerî münasebetler kardeşçe olacaktır. b) İşçinin beden sağlığını korumak için iş ve işyeri şartları iyileştirilecek, mesâi müddeti buna göre tesbit edilecek, dinlendirme, muâyene, gerektiğinde tedavi gibi bütün tedbirler alınacaktır. c) İşçinin ruh sağlığını korumak için haftalık, aylık izinler ve inancı istikametinde ibadet fırsatı verilecek, gerekli diğer tedbirler alınacaktır… C) İŞTEN AYRILAN İŞÇİNİN HAKLARI İşçinin işten ayrılması, neticeleri ve hükümleri birbirinden farklı sebeplerle olacağı için, bunları ayrı maddelerde ele almak gerekecektir