Paul La Cour

Paul La Cour

Paul La Cour

Thomas Kingo prenses Ulfeld
1961) ve Cari Soya (doğ. 1896) orijinal oyun-larıyle dikkati çekerler.

Paul La Cour (1902-1956), Martin A. Hansen (1909-1955) ve Hans Christian Branner (1903-1966) gibi yazarlarca ortaya atılan çağdaş hümanizma meselesi, savaştan hemen sonra danimarkalı yazarların edebiyat konusundaki düşüncelerine hâkim oldu.^ 1950-1951 Yıllarında «yenilikçi» bir akım doğdu; bu akım önce şiir alanında boy gösterdi: Ove Abildgaard (doğ. 1916), Ole Sarvig (doğ. 1921), Ole Wivel (doğ. 1921), Morten Nielsen (doğ. 1922), Frank Jaeger (doğ. 1926) gibi şairler gerçekten uzaklaşmak isterlerken, İngiliz ve alman romantizminin kaynaklarına döndüler. Ama kısa süre sonra bu akım, genç yazarlar kuşağı için yeterli olmaktan çıktı: psikanalizin ve fransız varoluşçuluğunun etkisi, büyük halk yığınlarına seslenme kaygısıyle birleşerek Elsa Gress (doğ. 1919) ve Johan Fjord Jensen’in (doğ. 1928) radikalizminin temel özelliklerini meydana getirdi. Böylece, aynı zamanda romancı ve tiyatro yazarı olan İvan Malinovski (doğ. 1926) ve Klaus Rif-bjerg (doğ. 1931) gibi şairler, iki yönlü bir edebiyatı sürdürdüler: bir yandan kapalı bir çevreye seslenen dergilerde öte yandan geniş halk yığınlarının anlayabileceği dergilerde yayımlandı.

Modern dilbilimcilerin çalışmaları da dil üstüne tenkitçi bir düşünceye yol açtı; bu dürünce Peter Seeberg (doğ. 1925), Villy Sörensen (doğ. 1929) ve Benny Andersen’in (doğ. 1929) kitaplarında retorik metotlarını alaya alma ve üslûp çalışmalarının çeşitlenmesi biçiminde kendini gösterdi. Palle Jessen (1920-1962), Jorgen Sonnes (doğ. 1925), Per Höjhalt (doğ. 1928), Uffe Harder (doğ. 1930), Jess örnsbos (doğ. 1932), Asger Pedersen (doğ. 1934), Erik Stinus (doğ. 1934), inger Christensen (doğ. 1935), Knud Holst (doğ. 1936) için lirizm, her şeyden önce, gelişmekte olan bir dünya ile geleneksel ahlâk ve estetik değer ölçülerini kaybetmiş insan arasında bağlantı kurma aracıdır. İnsan kimliğinin bu temel problemi, fransız «yeni romanının iyice etkisinde kalan çağdaş danimarka romanının başlıca temasıdır. Leif Pandu-ro (doğ. 1923), Cecil Bödker (doğ. 1927), Peter Ronild (doğ. 1928), Jorgen Gustava Brandt (doğ. 1928), Ulla Ryum (doğ. 1937) ve özellikle Svend Age Madsen’in (doğ. 1939) romanlarında kişiler ve olaylar, hayal ve gerçeğin birbirinden ayırdedileme-diği bir evrende kaybolur.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*