HAFNİYUM

HAFNİYUM i. (Kopenhag’ın eski adı Haf-nie’den fr. hafnium). Zirkonyum’a benzeyen az rastlanır maden.
— ansİkl. Hafniyum, atom numarası 72, atom ağırlığı Hf= 178,6 olan kimyasal bir elementtir. G. Urbain tarafından butundu ve Hevesy tarafından izole edildi. Beyaz renkli, 2 500QC’a doğru eriyen bîr madendir. özellikle, zirkonyumun özelliklerine benzer, ender olarak bulunur ve kullanım alanı pek yoktur, (l)
HAFR i (ar. hafr). Esk. (Toprağı) Kazma: Bir gün hendek hafrine giderken… (Cevdet Paşa). || Hafr etmek, kazmak, (M)
HAFREK, İran’da Fars eyaletinde bölge; Pulvar-Rûd ile Kurr ırmaklarının birleştiği ova. Sarvistân’ın güneyinde, Fasâ’nın batılındadır. (M)
HAFRİYAT i. (ar. hafriyatt kazılar). Kazı, ■kazma işi: Daire-İ mah s usanın hafriyat-i e-sasiyesine nezaret etmekte (Recaizade Ekrem). Bk. KAZI.
— Huk. Bk. kazi. (m)
HAFSA, halife Ömer’in kızı ve Hz. Muham-med’in eşi (Mekke 605-Medine 665). önce Islâmiyetİn ilk yıllarında müslüman olan kureyşli Huneys bin Huzafe ile evlendi. Kocası Uhud’da şehit olunca 22 yaşlarında dul kaldı. Cahiliye âdeti olarak dul kadınların koca bulmaları bir mesele oluyordu. Hz. Muhammed halife Ömer’in kızı İle evlendi. Okuma yazma bilen ve önemli sayıda hadis rivayet eden Hafsa, derin bir takva sahibi idi ve Hz. Muhammedse tam bağlılığı ile meşhurdu. Siyasî kavgalara pek girmeyen Hafsa 60 yaşında Medine’de öldü. (M) HAFSA SULTAN, Yavuz Sultan Selim’in kızı (Öl. 1538). İskender paşazade Mustafa Paşa ile, daha sonra Dukakinzade Ahmed Paşa (1511) ve onun ölümü üzerine de Boşnak Mustafa Paşa ile evlendi (1522). [m] * HAFSA SULTAN, Kırım hanı Mengli Giray’ın kızı ve Yavuz Sultan Setim’in eşi, Kanunî Sultan Süleyman’ın annesi (Bah-çesaray ?-İstanbul 1534). Oğlu Süleyman’ı, şehzade Selim’in valiliği sırasında Trabzon’da dünyaya getirdi. Yavuz Sultan Selim’in padişah olması üzerine Manisa sancakbey-liğine tayin edilen şehzade Süleyman ile /Manisa’ya geldi. Yavuz Sultan Selim’in ölümü üzerine Süleyman padişah olunca İstanbul’da Topkapı sarayına yerleşti. Servetini Manisa’daki kütliyesine bağışladı. Zamanında saray entrikalarına hflç imkân vermedi. Türkiye’de açılan ilk Tıp müzesine ressam Muammer Saguner’e yaptırılan portresi kondu. P.T.T. tarafından Hafsa Sultan adına bir hatıra pulu çıkarıldı, (M)
HAFSİ’LER, 1228’den 1574’e kadar Tunus’ta hüküm süren bir kuzey afrika hanedanı. Muvahhidîlerden Abdülmümin’in yardımcısı Ebû Hafs Ömer’in neslinden gelen Hafsî’ler, Muvahhidîler zamanında İfrikiy-ya*yı yönettiler. — Bunlardan biri olan ebû zekeriya yahya, 1228’de Tunus’ta bağımsızlığını ilân etti ve hâkimiyetini Trablus’tan Septe, Tanca ve Ispanya’nın bir kısmına kadar genişletti. Halife unvanı ile El-Mustansır lakabım alan oğlu, devrinin en güçlü müslüman hükümdarlarından biri oldu ve bir ara Doğu’nun müslüman ülkelerince tanındı. Onun ardından bir düzensiz-
lik ve anarşi devri başladı, imparatorluk parçalandı ve Marinî’ler iki defa (1347 ve 1357) Tunus’a hâkim oldular. — ebûl-ab-bas ahmed ıı yeniden birliği kurdu (13701394), oğlu EBÛ farîs ABDÜLAZİZ (1394-1434) onun eserini devam ettirdi, şehirlerde birçok bayındırlık işine girişti. Ama ondan sonra gelen yetersiz hükümdarların zamanında, Hafsî imparatorluğu dağıldı: 1534’te Barbaros Hayrettin Tunus’u aldı ve 1535’te Charles V’in kurduğu Hafsî krallığı ona haraç ödemek zorunda kaldı. 1574’te Türk-ler şehri kesin olarak ele geçirdiler. Son hafsî kralı tutsak olarak İstanbul’da öldü. (E)
HAFSÜLFERD, Arapların ünlü kelâm bilgini. Aslen mısırlı otan Ebu Amr önce kadı Ebu Yusuf’a mürit oldu, sonra Basra’ya giderek Ebu Huzeyl’den kelâm ilmini öğrendi. Bu arada İmam $âfi İle birçok tartışma yaptı. İnsanların suç işlerken bunun tek müsebbibinin Allah olduğu fikrini ortaya attı. Fakat daha sonra ehlisünnet mezhebine döndü. Altı eseri vardı. Bunlardan biri mutezileye, diğeri Hıristiyanlığa karşı yazılmıştı. (m)
HAFŞA i. Bk. havşa.
HAFŞİN (Ömer, Ibnî) veya HAFŞUN (Umar ibn), İspanyol müslüman devrimcisi (doğ. Ronda yakınları, ?- öl, Bobastro yakını 917). İspanyol asıllı bir ağa ailesinden olan Hafşin, İslamiyeti kabul eden Alfonso adlı bir vizigot kontundan gelmedir. Bu ailenin Müslümanlığı Ömer’in büyükbabasının büyükbabası zamanında kabul etmiş olması muhtemeldir. Gençliği serüvenlerle doludur. Bir kavga sırasında komşularından birini öldürmesi sebebiyle Afrika’da Tahert’e kaçmak zorunda kaldı, orada terzi çıraklığı yaptı, 880’e doğru Endülüs’e döndü, Bo-bastro’da gizlenmiş bir çetenin başkanı olarak faaliyete geçti.
Bobastro, Ronda dağlarında bulunan bir kaleydi. Çete burada çevredeki toprakları durmadan yağma etti. Kurtuba emîrine bağlı valilerin çeteye boyun eğdirmek için harcadıkları çabalar başarıya ulaşamadı. Bunun üzerine, Muhammed I, 88 3’te çeteye karşı bir kuvvet gönderdi, böylelikle isyancıların bir kısmını yola getirmeyi başardı, Ömer, bir yıl sonra yeniden Bobastro’ya döndü, a kınlarına yeniden başladı^ ve yavaş yavaş emirliğin vergilerinin ağırlığı altında inleyen köylülerin tümünün lideri durumuna yükseldi. Yeni emîr Et-Mundir de Haf-şin’e boyun eğdiremedi, yerine^ geçen kardeşi Abdullah onunla pazarlığa oturmayı tercih etti ve kendisini Malaga’dakİ Rayyo kalesi valiliğine tayin etti. Hafşin’in boyun eğmesi uzun sürmedi, yeniden devrimci hareketlere girişti. Kurtuba’nın güneyinden başlayarak deniz sahiline kadar uzanan ve Archidona, Ecija, Baena veya Luce-na gibi şehirleri de içine alan bir bölgeyi hâkimiyeti altına aldı. Sonra Kurtuba’yı ele geçirdi, kendini emîr ilân etmeyi tasarlamağa başladı. Bu emelini, gerçekleştirmek için de Kayruvara bölgelerinden ve Aglebî-ler’den kendini destekleyecek insanlar aradı. Ancak, 16 mayıs 891’de Poley savaşında yenilgiye uğradı ve bu yenilgi yavaş yavaş gerilemesine yolaçtı. Sevilla’daki Bânû Hayyaî’lerin ayaklanması sonunda Abdullah baskısını hafifletmek. Hafşin de işi yavaştan almak zorunda kaldı. Bu sırada Hafşin lslâmiyetten ayrılarak dedelerinin dini olan katolikliğe döndü ve Samuel adını aldı. Bu davranışı düşüşünü hızlandırdı, taraftarı olan müslümanların kendisinden ayrılmasına yolaçtı. Daha sonraki yıllarda başarısızlığı gittikçe arttı, son darbeyi Abdullah’ın yerine geçen Abdurrahman III’-ten yedi (916). Nihayet Bobastro’daki sığınağında kıstırıldı ve sarıldı. Sakat ve hasta bir durumda iken Öldü, ölümünden sonra oğulları direnmeğe devam ettiler. Son oğlu Hafs, ocak 928’de Bobastro’yu Kurtuba hâkimine teslim etti, kendisi de onun hizmetine girdi, Abdurrahman III mezarından çıkartılmasını emrettiği Ömer İbni Hafşin’in cesedini Kurtuba rıhtımında halka teşhir ettird

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*