ÇANKIRI

İç Anadolu’nun Orta Kızılır-mak bölümünde, Karadeniz bölgesi sınırın-da ile merkezi şehir; 21 450 nüf. Doku-macılık (eski önemini kaybetti). Bir ölçüde bakırcılık, demircilik, dericilik, kereste. Al-çı, tuz. Kiremit.
• Coğrafya. Kuzey Anadolu dağlarının iç kütlesi olan Köroğlu dağlarının güneye doğ-ru alçaldığı kesimde, dağları yararak Kı-zılırmak’a dökülen Acıçay’ın Tatlıçay ile birleştiği yerin yakınındadır; yüksl. 730 m. Şehir vâdidedir; yamaçlarında Çankırı’nın eski kalesi yer alır; yüksl. 880 m. Ankara-Zonguldak demiryolunun 174. km’sinde, ka-ra yoluyle Ankara’ya 144, Kastamonu’ya 113
uzaklıktadır. Acıçay adı, Çankırı çev-resinde çok rastlanan, III. ^aman ortala-rında çökelmiş tuzlu-alçılı göl tortullarından gelir. Bu tortullar arasında eskiden beri iş-letilmiş olan kayatuzu ve alçı yatakları var-dır-
• Tarih. Şehrin adı, önce p^hlagonia’ya, sonra Galatia’ya bağlanan Gankrakale’den gelir; keçi anlamına gelen bu adın tiftik keçilerinin bolluğundan ötürü verildiği sa-nılmaktadır. Sonraları Kângırı (Kengırı) di-ye anılmış. Batı kaynaklarına çeşitli sekil-lerde geçmiş, uzun süre Çangırı denilmiş, 1925’ten sonra ise Çankırı şekli kabul edil-miştir.
Bir süre Pontus devleti hâkimiyetinde kalan şehir, sonra Roma ve Doğu Roma impa-ratorluguna geçti. VII; yy.dan başlayarak İslâm ordularının istilâsına uğradı. Kale-sinin sağlamlığıyle ün kazanan Çankırı, Ma-lazgirt savaşından sonra Danismendli beyle-finden Gazi Karatekin tarafından ele geçi-rildi (1083’e doğr.), az sonra Selçuklu dev-Jetine katıldı, 1134’te loaıınes Komnenos za-manında BizanslIlara geçti, Sultan Mesud
I tarafından 1137’de geri alındı. Selçuklu devleti yıkıldığı sırada Candaroğullarının i-daresine geçen şehir, Murad I veya Bayezid
I zamanında osmanlı topraklarına katıldı. Ankara savasından sonra (1402) Timur tara-fından Candaroğullarına verildi. Çelebi Meh-med tarafından tekrar Osmanlı devletine bağlandı. Çankırı uzun süre Anadolu eyale-tine bağlı bir sancak merkezi idi.
XVII. yy.da Çankırı, birçok Anadolu se-hirleri gibi Levent eşkıyasının saldırısına uğrayarak zarar gördü. Texier’ye göre XIX.
139
؟anhayvanı
yy. ortalarına doğru 16 000 nüfusu içinde 40 kadar rum ailesi vardı. Millî mücadele yıllarında Çankırı, İnebolu yoluyle Ankara’ya gelenler için önemli bir konak yeri oldu. Cumhuriyet devrinde demiryolu ve kara yolu ile canlandı, 1927’de 8 847 olan nüfus, yavaş yavaş arttı. XIX. yy.da önce Ankara, soma Kastamonu vilayetlerine bağlanmış olan Çankırı sancağı Cumhuriyet devrinde il merkezi oldu.
• Güzel sanatlar. Şehrin yamaçlarında Çankırı’nın eski kalesi yer alır. Alâeddin Key-kubad’ın lalası Cemaleddin Ferruh tarafından yaptırılan hastahane (Taş mescit) ö-nemli bir eserdir. Evliya Çelebi’ye göre
XVII. yy.ın ikinci yarısında Çankırı, dört köşe kalesi, kale dışında 4 000 kadar bağlı bahçeli üstü kiremit örtülü evleri, iki önemli camii olan (Sultan Süleyman ve Bey camileri) bir şehirdi. Sultan Süleyman camii Kanunî devrinde Mimar Sinan tarafından yapılmıştır (1558-1559). Kubbeli ve tek minareli olan cami depremde zarar gördüğü için 1936’da onarılmıştır.
— Çankırı ili. il toprakları, Karadeniz bölgesinin batı bölümü ile İç Anadolu’nun Yukarı Sakarya bölümü üstünde uzanır; kuzeyde Kastamonu ve Zonguldak, doğuda Bolu, güneyde Ankara, doğuda Çorum illeriyle kuşatılır. Yüzölç. 8 451 km2.
• Fizikî coğrafya. Çankırı ili toprakları, kuzey kesiminde fazla engebelidir; güneye doğru alçalarak Kızılırmak vâdisi düzlüklerine ulaşır, il toprakları kuzeyde İlgaz dağlarının yüksek kütlesine dayanır: yüksel- ÇANKAYŞEK ti 2 500 m’ye varır. Batıya doğru, daha alçak vâdilerle daha parçalanmış bir görünüş kazanır. Derviş dağı, 1 805 m, Arkot
dağı, 1 910 m. Güneye doğru dik yamaçlarla inen İlgaz dağları, Devrez çayı vâdi-siyle, güneydeki Köroğlu dağları sisteminden ayrılır. Bu dağlar ilin doğu ucunda
2 000 m’yi bulur (öbek dağı 2 013), orta kesimde daha dağınık bir görünüş vardır, dorukların yükseltisi 1 800 m’yi pek aşmazsa da batıda 2 000 m’ye ulaşır: Işık dağı,
2 015 m. Yıldırım dağı, 2 035 m.
Çankırı’da kışlar soğuk, yazlar vâdi ve ova tabanlarında sıcak, yaylaklarda daha serin geçer, dağlık alanlarda yağış bol, ovalarda azdır; yaz kurakları hafiftir. Çankırı meteoroloji istasyonunun 21 yıllık gözlemlerine göre en soğuk ve en sıcak ayların ortalama sıcaklığı 0°2 ve 23°5’tir; kaydedilen en düşük ve en yüksek sıcaklıklar -25°0 ve 41°8’dir. 26 Yıllık ortalamaya göre yıllık yağış tutarı 390 mm’dir. Karlı günler sayısı 100’dür. Bitki örtüsü, iklim şartlarını, insan eli değmediği oranda yansıtır: ilin kuzey kesimindeki dağlar ormanlık, güneye doğru çalılık veya çıplak, ovalar ise step görünü-şündedir. il topraklarının suları güney kesiminde Acıçay’da toplanarak Kızılırmak’a, kuzeydoğuda Devrez çayı aracılığıyle Kızıl-ırmak’a, kuzeybatıda Gerede çayı-Ulu su birleşimiyle Filyos ıımağına dökülür.
• Nüfus ve idare. 1965 Sayımına göre Çankırı ili nüfusu 250 706’dır; km؛؛’ye ortalama
29 kişi düşer; kadın sayısı erkeklerden
10 400 kadar fazladır. İl nüfusunun ancak 27 862’si (yüzde 11), nüfusu 3 000’den fazla olan şehir (Çankırı) ve iki kasabada (El-divan ve Kurşunlu) oturur (şehir nüfusu); geri kalan 222 844’ü (yüzde 89) nüfusu
3 000’den az olan köylerde yasar (kır nüfusu). Bu köylerin yedisi ilçe merkezi, 482’-si muhtarlık durumundadır. Bu duruma göre Çankırı ilinde km2’ye düşen kır nüfusu yoğunluğu 26’dır. Köylerin 464’ünün nüfusu
1 000’in altındadır.
Çankırı’nın 10 ilçesinden altısı, kuzey ve batının dağlık kesiminde (Ovacık, Eskipazar,
Çerkez, Kurşunlu, İlgaz ve Orta), dördü
ÇANKIRI
yapıldı. Ana toprağın 250 sm altında kültür tabakaları (Frig, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı) meydana çıkarıldı. Frig tabakalarında kaba ve çamurdan yapılmış temellerin yanı sıra, roma ve bizans tabakalarında düzenli ve harçla yapılmış temeller bulundu. Çankırıkapı’nın en önemli buluntusu klasik çağa ait hamam yapısıdır. Cephe duvarı 130 m olan bu büyük kalıntı, dünyanın en büyük hamamlarından biridir. Hamamdaki kazılar sırasında bulunan bir yılan başı ve gövdesinin çeşitli parçaları, burasının aynı zamanda bir şifahane olduğunu da göstermektedir. Hamamın roma imparatoru Caracalla zamanında yapıldığı, Bizanslılarca onarım gördüğü, M.S. II. yy. başlarından
X. yy.a kadar kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu kalıntı bugün açık hava müzesi şeklinde dir. Ziyarete açılmıştır. (-> Bibliyo.) [M] ÇANKIRILI TALÂT. Bk. ONAY (Ahmet Talât).

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*