Fatih Sultan Mehmed’in Kardeş Katline imkanı Tanıdığı Kanunnameyi Niçin Yaptırdı?
Fatih Kanûnname’sinin 37. maddesi, yani kardeş katli ile alakalı kısmı, araştırmacılar tarafından çok fazla araştırılmadan tartışılmaktadır. Bu hususta her türlü İlmî ve fıkhî ınesned. gerek arşiv vesikalarında gerekse tarih kitaplarında mevcuttur.
Dünya tarihinde hiçbir hanedan ve aile yoktur ki, bir başkasının menfaati için kendi evladını feda etsin. Bu fedakarlık yalnızca Osmanlı padişahlarına mahsustur ve onlardan başka kimsede böyle bir fedakarlık görülmemiştir. Bu meseleyi hafife alarak, Osmanlı padişahlarını cani gibi göstermek yanlıştır. Halbuki, mesele iyice tetkik edildiği zaman görülür ki, milletini kendi evladından ayırmayan bir padişahın, ister kendi öz evladı olsun, isterse idaresi altında bulunan halkı olsun, hepsi onlar nezdinde eşittiler.
Osmanlı ailesi, devleti tek elden idare ediyor, diğer Türk devletleri ise, devlet topraklarını ailenin erkek çocukları arasında bölüştürüyordu. Selçuklular, memleketlerini ailenin erkek çocukları arasında paylaştırdıkları için, Anadolu’da iki yüz seneden fazla tutunamamışlar ve nihayetinde tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir. Osmanlı Devleti ise 641 sene ayakta kalmıştır. Tarihi hadiseler, kendi şartları ve zamanlarına göre değerlendirilir. Aksi halde çıkacak neticelerle hüküm vermek son derece yanlış ve hatalı olur. Bugün tartışmalı bir mevzu olmasına karşılık, bu vakaların sebepleri birinci elden kaynaklar dediğimiz eserlerde mevcuttur. Kardeş katli meselesinin resmen ilk olarak kaydedildiği yer, Fatih Sultan Mehmed Han’ın “Teşkilat Kanûnnamesi”dir.
Fatih Sultan Mehmed Han’ın Teşkilat Kanûnnamesi’nde geçen bu husus aynen şöyledir: “Ve herkimesneye ki evladımdan saltanat müyesser ola, karındaşların nizâm-ı âlem için katletmek münasip görülüp, ekser ulemâ dahi tecviz etmiştir. Anınla âmil olalar.”
Son senelere kadar Fatih Sultan Mehmed Han’ın Teşkilat Kanûnnamesi’nin gerçek olup olmadığı hususundaki tartışmalar, artık son bulmuş olup, bu kanûnnamenin gerçek olduğu ortaya konulmuştur.
Fatih Sultan Mehmed Han hayatta iken Cem Sultan babasının yerine göz dikmiş, onun vefatından sonra, kardeşi ile büyük mücadeleler içine girmiş ve Osmanlı Devleti’ni senelerce meşgul etmiştir. Sultan ikinci Bayezid Han ile karşı karşıya gelerek, pek çok insanın ölmesine sebep olmuştur.
Kanunî Sultan Süleyman Han gibi bir padişah hayatta olduğu halde, oğullarından Selim ve Bayezid’in birbirleriyle mücadele etmeleri, hatta iki tarafın ordularının karşılaşması neticesinde birçok vatan evladının ölmesine sebep olmaları inkar edilemez tarihî vakalardandır. Osman Gazi devrinde, amcasının isyana kalkışması. Sultan Birinci Murad Han devrinde oğlu Savcı Bey isyanının vuku bulması, Çelebi Mehmed ve Sultan ikinci Murad Han devirlerinde Şehzade (Düzmece) Mustafa isyanlarının meydana gelmesi, Osmanlı ailesini bu hususta tedbir almaya mecbûr bırakmıştır.
Şehzadeler kavgası sebebiyle, devlet her an bölünme tehlikesi ile karşı karşıya bulunmakta idi. Ağabeyine isyan eden Şehzade Mustafa meselesini iyi bilen Fatih Sultan Mehmed Han’ın, kanûnnamesine böyle bir maddeyi koyması, saltanat hırsı ile değil, âlemin nizâmını bozmaya mâtuf bütün hareketlerin önüne geçmek gayesi ile idi. Osmanlı padişahlarının, mensubu oldukları dinin yegane hizmetkarı olma yolunda, bütün Müslümanların koruyucusu sıfatını da üzerlerinde hissettikleri ve bunu da gerçekleştirdikleri düşünülürse, bu mücadelenin hissî bir saltanat davası olmayıp, Hazreti Allah (c.c.)’ın dinini yaymak olduğu anlaşılır.
Karıncayı bile incitmeye rıza göstermeyen Osmanlı padişahlarını cani olarak gösteren bazı araştırmacılar, Cem Sultan’ın ikinci Bayezid Han’a karşı, Bursa’ya kadar ilerleyerek, telef ettiği binlerce insanın kanının müdafaasını yapmayı akıllarına bile getirmezler. Osmanlı padişahları, yalnız kendi hayatlarını garanti altına almak için bu yola gitmiş olsalar idi, şehid olmak için muharebe meydanlarına atılmaz, canlarım kurtarmak bahasına her türlü tedbire başvururlardı.
Kanunînin oğlu Şehzade Bayezid, babasının sağlığında kardeşi ile mücadeleye girişerek, aynı devletin ordularını karsı karşıya getirmiş, buna rağmen babası tarafından iki kere affedilmiş ve neticede Osmanlı’nm amansız düşmanı İran’a sığınmıştı.
Bütün bu hususlar son derece güçlü kaynaklarda yer almış ve padişahların cani olmayıp, memleketlerinin ve İslam milletinin menfaati için bu tedbirlere başvurdukları ortaya konulmuştur.
Devletin kudretini sarsarak, milleti birbirine düşürerek, binlerce masum kanı dökecek ve sonunda devletin de yıkılmasına sebep olacak bir problemi kökünden halletmek gerekirdi ki, işte Osmanlılar bunu yaptılar.
Soru: Fatih Sultan Mehmed’itı kardeş katline