OTOMOBİL

MOTOSİKLET HİKAYELERİ…

MOTOSİKLET HİKAYELERİ…

Değerli Motorbike okuyucuları bildiğiniz gibi daha önceki bir yazımda Ümit Akçacı Kardeşimin ve Haşan Çuhacı Dostumun kaleme aldığı iki farklı yazıyı sîzlerle paylaşmak istediğimi belirtmiştim ;ben bu iki farklı yazıyıda
okurken çok keyif aldım ve sîzlerinde aynı şekilde keyif alçağınızı düşünüyorum .

DAYIMA MEKTUPLAR

Sene 1974 sanırım, 7 yada 8 yaşındayım. O yıllarda tanıştım, ruhumun derinleriklerine işleyen bu aşkla. Şimdi şimdi fark ediyorum ruhumu şekillendirmiş bu aşk, yada ruhum şekillendirdi bu aşkı.
Biliyor musunuz ben aslında aşk konusunda öyle bilge biri değilim, hiç aşık oldum mu? Aşk nasıl bir şeydir? Aşık olduğunda insan neler hisseder? Neler hissetmelidir ? Yo yoo yanlış anladınız ben öyle kalpsiz sevgisiz falan deği
lim tam tersine, sevdim ve sevildim de, işin ilginç yanı halen sevenlerim de var.:-)
Ama Aşk söz konusu olduğunda bu biraz farklı ele alınmalı diye düşünüyorum. Aslında nerden girdim bu aşk konusuna! Ben motosiklet hakkında yazıyordum, ne bileyim ben, genelde herkes motosiklete olan duygularını
anlatırken aşk kelimesini kullanır ya ondan herhalde…
Kısacası bende az önce aşk maşk falan dedim ama motosikletime duyduğum şeyin aşk olduğundan pek emin değilim. Tarif edemeyeceğim kadar derin ve özel şeyler hissediyorum ve günümüzde aşk diye yaşananlara
bakınca benim motosikletime karşı hissettiklerim bu kadar basit ve yüzeysel, vazgeçilebilir olamaz diyorum. Aşk denilen şeyin çok ama çok ötesinde…
Her neyse ben konuma döneyim, dediğim gibi 7 ya da 8 yaşında idim Coşkun dayım beni ilk motosiklete bindirip gezdirdiğinde. 70’li yılların başıydı, moblyette, peugeot ve puch falan bile yok, Jawa’ yı hatırlıyorum desem yalan olur…İşte o yıllarda dayımda BMW R60 vardı, geri vitesli 500 yada 600 cc falandı sanırım. Nasıl heybetli bişeydi keşke siz anlatabilsem. Öyle bir makina ile tanıştım ben bu motosiklet sevdasıyla. O yıllar Ersen ve Dadaşlar,
Selda Bağcan, Kurtalan Ekspres, Cem Karacalar dinleniyor. Pikaplar 45’likler LP’ler. (şimdilerde Issız Adamla moda oldu 🙂 Dayım gencecik bir adam yeni evli, eşi yeğenim Barış’a hamile ( isimden de anlayacağınız gibi dayım Barış Manço hayranı) Elinde gitar Barış Manço’ya benzeyen bıyıklarıyla çekilmiş fotoğrafını saklarım halen…
Ama bir gün biz Gaziantep’te büyükbabamı ziyarete gitmişken O haber geliyor. Dayımı bir motosiklet kazasında kaybetmişiz. Dikkatsiz bir kamyon sürücüsü yüzünden Barış’ını göremeden ayrılıyor bizden. Tüm sevdiklerinden… Ne ben nede bir başkası doymamış daha dayıma. Çocuk kafamda kurduğum bütün hayallerim elimden alınıyor. Karanlık ve acı, inanın çok acı…Yıllarca ailem bana motosikleti yasaklıyor, dayımın başına gelenler benimde başıma gelmesin diye.Şeklende ruhen de dayıma çok benziyorum, kaderimde benzemesin diye korkuyorlar endişeleniyorlar haklı olarak. Oysa ki bu engellemeler benim motosiklete olan bağımı daha da kuvvetlendiriyor, artık motosiklet sade
ce bir araç olmuyor benim için. O bana dayımı hatırlatıyor, onunla özdeşleştiriyorum…
Yok yok saplantı değil bu inanın..Yıllarca gizli gizli yaşıyorum bu tutkumu arkadaşlarımın motorlarında.Ama kaçınılmaz son geliyor ve elime geçen ilk fırsatta alıyorum motosikletimi. Tabii ki ilk yaptığım şey dayımı ziyaret olu
yor kabri başında. Bir sigara yakıyorum ona (samsun; uçlu sigara derlerdi o zaman ), birde bana. Dertleşiyorum o bana hiç cevap veremese de, diyorum ki; Dayı şimdi hayatta olsaydın seninle düşseydik şu batmakta olan gü
neşin peşine.
Ayrılıyorum oradan tek başıma motorumla, Yenişehir – Bursa karayolunda giderken gözyaşlarım sel olup akıyor, tutamıyorum, tutmuyorum ki kendimi^ motosikletin en güzel yanıda bu olsa gerek, ağlasanız da kimse bilmez, gözünüz yaşardı zannederler. Oysa ki motorun üstündeki o serseri kılıklı adam içinde nelerle yüz yüzedir.)

Sanki arkamda oturuyor benimle geliyormuş gibi, onunla konuşuyorum kendimce. Bak diyorum dayı; şu gökyüzüne bak, bu halini hiç gördün mü? Mavi ile kırmızı böyle güzel mi karışır biri birine? Çimen kokan, Toprak kokan havayı bir kez de onun için çekiyorum çiğerime. Rüzgar tüm bedenime çarptığında “hissedebiliyor musun dayı” diyorum.Hissedebiliyor musun?

Yaşasaydın Dayım bunları birlikte paylaşabilecektik, birlikte ezecektik binlerce kilometreyi, birlikte barlara gidip günlerce susuz kalmış gibi içecektik biralarımızı, bazen İzmir konakta bazen bodrum’da alanya’da…Şimdi bunları
tek başıma yapmak zorundayım bir yanım acı ve özlem bir yanım tutkumu yaşayabildiğim için mutlu…
Tüm sürücülerden rica ediyorum ve yalvarıyorum! Lütfen dikkat edin basit bir hata sadece bir hayatı etkilemiyor. Bedeli ödeyen bir kişi değil, O ve onu sevenlerde ağır bedeller ödüyor. Ben heveslerimi hayallerimi söyledim ya Barış neler yaşadı dersiniz? Bunu hatırlayın ve araçlarınızı ona göre kullanın.Ben bir insanım, benimde sevenlerim var, bekleyenim, özleyenim, benimle ilgili hayal kuranlarım var. Motorsiklete binmek bir suçmuş gibi davran
mayın, Birinizin akrabası, sevdiği, yakını olabiliriz…Geri dönülmez telafisi ol
mayan hatalar yapmayın…”

BİZİ FARK EDİN”

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir