HASEN FEHMİ EFENDİ: Son devir Osmanlı âlimlerinden. Yüzonuncu Osmanlı şeyhülislâmıdır, ismi Hasen Fehmi’dir. Ilgınlı Osman Efendi’nin oğludur. Eskiden Ilgın’ın Akşehir’e bağlı olması sebebi ile Akşehirli diye bilinir. 1210 (m. 1795) senesinde Ilgın’ da doğdu. 1298 (m. 1881) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti. Cennet-ül-Bakî’ kabristanında defnedildi. Küçük yaşından i’tibâren ilim tahsîline merak duyup Konya’ya gitti. Her türlü yokluk, sefâlet ve sıkıntıya göğüs gererek, ilim öğrenmeye devâm etti, ilim öğren mekden birgün dahî uzak kalmadı. Devâm ettiği okulun derslerini başarıyla bitirip icâzet (diploma) aldı. Fakat bir diplomaya kanâat getirmedi. Amasya’dan Konya’ya gelen Kara Halîl Efendi ile birlikte, yüksek ilimleri tahsil etmek için İstanbul’a geldi. Arkadaşıyla birlikte Vidinli Mustafa Efendi’nin derslerine devâm etmeğe başladı. Çok istifâde edip, açılan rüÛ8 (diploma) imtihâmm birincilikle kazandı. Ayasofya Câmii’nde ders vermeğe başladı.
1263 (m. 1847) senesinde “Hâriç” rütbesiyle Feth-ulGâzî Medresesi müderrisliğine ta’yin edildi. Birçok medreselerde müderrislik yapıp, ilim öğrettikten sonra, Sahn-ı semân Medresesi müderrisliğine ulaştı. Birçok talebe yetiştirip icâzet verdi. Vakfiyesinde sâdece şeyhülislâmların ders okutabileceği şart koşulmuş olan Bâyezîd Medresesi’nde ders vekili olarak vazife aldı. 1277 (m. 1861) senesinde Sultan Abdülazîz Hân’ın pâdişâh olmasından sonra, Pâdişâh’a hoca olup, Câmi-ur-riyâseteyn ünvâmna sâhib oldu. Onun iltifât ve ihsân- lanna kavuştu. 1279 (m. 1862) senesinde Mekke-i mükerreme pâyesine, yedi ay sonra da İstanbul pâyesine ulaştı. 1280 (m. 1863) senesinde Sultan Abdülazîz Hân’ın Mısır seyahatine katıldı. Orada Hatib Efendi’nin okuduğu hutbeyi hazırladı. Câmi’ ul- Ezher’in meşhûr âlimi Şeyh Saka hazretleriyle görüşüp çok sohbet etti. Mısır âlimleri, onun ilimdeki yüksekliğini ve kudretini takdir ettiler. 1284 (m. 1867) senesinde Anadolu ve arkasından Rumeli kadıaskeri oldu. Şeyhülislâm El-Hâc Mehmed Refik Efendi’nin şeyhülislâmlıktan ayrılmasıyla, 1285 (m. 1868) senesinde şeyhülislâmlık makâ- mına yükseltildi. Zamâmnda din düşmanlan, çeşitli kılıklara girerek Islâmiyeti içeriden yıkmağa ve müslümanlan doğru yoldan ayırmağa çalışıyorlardı. Bu sinsi ve azılı din düşmanlanndan biri olan, din bilgisi az, dînine ve vatanı olan Afganistan’a ihânet etmekten çekinmeyen Cemâled- dîn Efgânî, Ali Paşa tarafından İstanbul’a getirilerek vazife verildi. O zaman dâr’ül-flinûn ya’nî üniversite rektörü bulunan ve Sadrâzam Mustafa Reşid Paşa tarafından Pâris’de yetiştirilmiş olan Hasen Tahsin tarafindan Efgânî’ye İstanbul’da konferanslar verdirildi. Ulu orta konuşup din düşmanlığını ortaya koyunca, Şeyhülislâm Hasen Fehmi Efendi, vermiş oldüğu fetvâyla, Cemâleddîn Efgânî’ nin doğru yoldan aynldığım ve küfre gittiğim ortaya koydu. Ali Paşa, Cemâleddîn Efgânî’yi İstanbul’dan çıkarmağa mecbur kaldı. Hasen Fehmi Efendi, 1288 (m. 1871) senesinde şeyhülislâmlık vazifesinden aynldı. 1291 (m. 1874) senesinde ikinci defâ şeyhülislâmlığa getirildi. 1293 (m. 1876) senesinde bu vazifeden tekrar aynldı. İki şeyhülislâmlığı müddeti toplamı 6 yıl 3 ay 10 gündür. 1293 (m. 1876) senesinde Medîne-i münevvereye gönderildi. Hac vazifesini îfâ edip, Peygamber efendimizin (s.a.v.) mübârek kabrini ziyâret ettikden sonra, Medîne-i münevverede kalıp, ibâdet ve tâatla meşgûl iken vefât etti. Hasen Fehmi Efendi, zamânının âlimlerinden idi. Aklî ve naklî ilimlerde derin âlim, fikıh ilminde mütehassıs idi. Arabça ve Farsça dillerine hâkim idi. Fazilet ve güzel ahlâk sâhibi olup, birçok talebe yetiştirmişdi. Fetvâlanmn altına imzâsım atarken, “Ketebehû el-faldr Hoca-i Hazret-i Şeh- riyârî Hasen Fehmi el-Hüseynî” (Bu fetvâyı pâdişâhın hocası, Fakîr Hasen Fehmi el-Hüseynî yazdı) diye yazardı. “Mürassa-i Osmânî” ve “Birinci Meddî” nişânlanna sâhib idi.
Kıymetli eserleri şunlardır:
1- Riyâz-ı Hâkâniyye: Me’ânî, bedî’ ve beyân gibi edebî ilimlerden bahs eden bir eserdir.
2- Resâil-i İmtihâniyye: Birçok âlet ilimlerinden bahseder.
3- Ahkâm-ı Mer’iyye: Mantık ilmine dâir manzum bir eserdir.
4- Azîziyye ve şerh-i Yûsufiyye: Mantık ilminden bahseden manzum bir eserdir.
5- Şerh-i Salât-ı Feyziyye liş-Şeyh-i Ekber,
6- . Risâle fi keyfiyyet-i îmân-ı Fir’avn,
7-Yûsııfiyye: Mantıkdan kıyâs bahsini anlaür. Yemliha-zâde Kâmil Efendi tarafindan şerhedilmiştir.
8- Şerh-i Akâid ve Kâdî Siyalkûti üzerine ta’ likâü,
9- Arabi Dîvânçe: Talik yazısıyla yazdığı Arabça şiirleri içine almıştır. Bu eserlerinden başka Arabça ve Farsça risâleleri de vardır.
1) Tam ilmihâl Seâdet-i Ehediyye sh. 1047
2) İlmiye sâlnâmesi sh. 599
3) Osmanlı Müellifleri cild-1, sh. 216
4) Fâideli Bilgiler sh. 306 5) Kâmûs-ül-a’lâm cıld-3, sh. 1952 6) Rehber Ansiklopedisi cıld-7, sh. 117