wiki

HEBDOMON VE BLACHERNA”’

HEBDOMON VE BLACHERNA”’ekran-alintisi

İstanbul’un kara tarafındaki Theodosius Surları, dış ve iç duvarları (Exotichos, Esotichos) ve hende- —m ği ile beraber sıralı bir şekilde kuzeye doğru, günümüzde kalıntısı görülen ve Bizans’ın son devir ğ müellifleri tarafından “Kostantin Sarayı, Porphirogenete Sarayı” denilen, Kostantiniye’nin fethin- C J den sonra da “Kostantin Sarayı (Belisaire Sarayı : Palais de Belisaire)” olarak şöhret bulan önemli sarayın bulunduğu yere kadar uzanır. Pierre Gilles ile Du Cange’den beri topografya uzmanları, Mahkeme Kalesi ile Hebdomon Sarayı’nın ve kayserlerin hükümdar tahtına çıkışlarının ilân edildiği Campus (Kampüs) denilen meydanın,333 zikredilen harabeler olduğuna hükmetmişlerdir. Doktor Mordtmann’ın plânı, Patrik Kostantinos Paspati ve Doktor Dethier’den beri şehrimizin topografyası ile meşgul olanlarca ortaya atılan bu görüşe göre, adı geçen binanın yeri bu mevkide bulunmaktadır. Bununla beraber, özellikle Hebdomon hakkında Muallim Alexios334 tarafından yürütülen araştırmalar

sonucunda Mahkeme (Tribunal) ile Campus’un ve lucundiana, Secundiana da denilen Hebdomon Sara- yı’nın, surların tamamıyla dışında olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Marmara Denizi sahili boyunca gittikten sonra, Trakya ve Makedonya’dan geçen ve Kayser Justinianus’un itina ile tamir ettirmesinden dolayı ‘büyük, yassı taşlar’ adını alan ana caddenin (Via Egnatia) yedinci milier’inde335 bulunmuş olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır. Millingen, bu konuya dair geniş ve derin araştırmalarda bulunmak üzereymiş. Adı geçenin araştırmalarına bakılarak, bu bina hakkında tarihçi, İmparator Kantakuzenos ile Kritovulos tarafından verilmiş olan eski unvanı (Kostantin Porphirogenete Sarayı) yaşatmak ve korumakla beraber Millingen’in kabul ettiği şekilde, Hebdomon İstanbul civarına, Bakırköy yakınına yerleştirilmelidir. Hebdomon’un şehrin dışında, bu bölgede bulunduğunu söyleyen yazarın başlıca ifadelerini aşağıda özetliyoruz: “Procope’un, Esaslar (De aedificiis) ismindeki kitabında, şehrin etrafında, Küçükçekmece yolunda -vaktiyle Region yolu idi (Route Rhegion)- şekil ve görünüşünden dolayı Yuvarlak Kule, Yuvarlak Köşk şeklinde adlandırılan bir kale, daha doğrusu müstahkem bir menzil olduğunu, şahit olunan olaylara bakarak haber veriyor. Çekmece yolu, geçtiği arazinin bataklık olmasından dolay -Çekmece civarı günümüzde de bu hâldedir- hemen geçilemeyecek kadar bozulmuş olduğundan, Justinianus tarafından, yolun üzerine büyük, yassı taşlar döşettirilerek gelip geçmeye müsait bir hâle getirilmişti. Bu şekilde adlandırılması da bundan ileri gelir. G u ille lm u s ,3 3 6 papa tarafından Bizans’a gönderilen ruhanî memurların337 buraya varmalarından
bahsederken diyor ki: “İçinde St. Jean l’Evangel adına inşa edilmiş pek meşhur bir kilise olan “Rotundi- um, Rotonde” taraflarında saygı göstergesi olarak gecelediler ve Pazar günü atlara binerek Yaldızlıka- pı’ya doğru geldiler. Buradan anlaşılacağı üzere Yedikule’den ve Yaldızlıkapı’dan ve büsbütün başka bir yer olması gereken Strongylon, şehirden az çok uzak mesafede, deniz sahilinde, gemilerin kolaylıkla yanaşabilecekleri bir mevkide ve Cadde-i Kebîr üzerinde bina edilmiştir. Orada, daha önce adı geçen St. Jean l’Evangel namına adanmış büyük kilise vardı. Codinus ile Patria’ın eski İstanbul’dan bahseden bölümlerinde, sözü geçen kiliseye ve Hebdo- mon’daki St. J. Baptiste Kilisesi’yle azledilen başrahibine dair ‘Şehir Haricindeki Küçük Mabetler’ başlıklı bölümünde kısaca bilgi veriliyor. O bölümde, Yedikule civarındaki Placote üzerindeki İbrahimîler (Couvent des Abromites) veya Hazret-i Meryem Manastırı hakkında da tarifler vardır. Hebdomon Sarayı ile kiliseleri tahrip edildiği zaman, St. J. Baptiste’nin mukaddes kalıntıları ta Pet- ra’daki Aya Yani (St. Jean Proti in Petra) K ilis e s i’n e 3 3 8 nakledilmiş oldu. Moskof hacıları ile Clavijo bu kalıntıları bu kilisede ziyaret etmişlerdir. Theophane diyor ki: “605 tarihinde meydana gelen deprem, surların bir kısmını ve özellikle Hebdo- mon’da ve ondan ötede, yani Yaldızlıkapı’dan Rhegium’a kadar olan sahadaki kiliselerin hepsini tahrip etti; yani depremin şiddeti özellikle şehrin dışında hissedildi.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir