CERRÂHİYYE; İstanbul’da yetişmiş evliyâ- nın büyüklerinden Nûreddîn-i Cerrâhî’nin insanları rûhen olgunlaştırmakta tâkib ettiği yol. Halvetiy- ye yolunun büyük bir kolu. Cerrâhiyye yolunun büyüğü Nûreddîn-i Cerrâhî’nin asıl ismi, Muhammed bin Abdullah’tır. İstanbul’da Cerrahpaşa semtinde doğdu. Bunun için Cerrâhî diye anılmıştır. Bir rivâyete göre soyu Es- hâb-ı kirâmdan Ebû Ubeyde bin Cerrâh’a ulaşır. Bu sebeble Cerrâhî diye anılır. Halvetî tarîkatı içinde meydâna getirdiği terbiye sistemi kendisine nisbet edilerek Cerrâhiyye adı verilmiştir. Cerrâhiyye yolu silsilesi Halvetîlerden Seyyid Yahyâ Şirvânî’ye ulaşır. Bunun talebesi Pîr Muhammed Erzincânî’den ayrılan koldan Niyâzî-i Mısrî, Ümmi Sinân ve Cerrâhî tarîkatları meydana gelmiştir.
Nûreddîn, Karagümrük’teki dergâhında on sekiz sene tâliplere (ilim ve edeb öğrenmek isteyenlere) ders verdi. Çok talebe yetiştirdi. Allahü te- âlânın isimlerini söylemek sûretiyle zikr usûl olmuştur. Talebelerinden bâzıları şunlardır: Şeyh Hüsâmeddîn Efendi, Süleymân Veliyyüddîn Efendi, Bursalı Çelebi Mehmed Efendi, Muslihiddîn Efendi, Yahyâ Efendi vb. Cerrâhiyye yolunda da diğer tarîkatlerde olduğu gibi, birçok değişiklikler yapılmış bid’atler karıştırılmıştır.
Nûreddîn Cerrâhî’nin İlâhî aşk ile söylediği bir şiiri şöyledir:
Dil (gönül) beytini (evini) pâk eden
Dervişi ankâ eden Alem-i İlâhîye giden
Mevlâ zikridir zikri