MÜRŞİDİ EFENDİ; Osmanlılar zamânında Anadolu’da yetişen evliyâdan. İsmi Ahmed’dir. Doğum yeri Diyarbakır olup, doğum târihi bilinmemektedir. 1760 (H. 1174)ta Diyarbakır’da vefat etti. Şehre bir saat uzaklıktaki Ali Pınarköyü ile şehir arasında bir yere defnedildi. Birecikli Ebû Bekr Efendinin talebesi olup, ondan ilim ve feyz alan Ahmed Mürşidî Efendi, tahsilinin sonunda hilâfet aldı, ders vermek ve talebe yetiştirmekle vazifelendirildi. Yazdığı eserleri ve nasihatleriyle insanların gönüllerinde yer etti. Kaynaklarda hayâtı hakkında geniş bilgi yoktur. Buyurdu ki: “Ey İnsanoğlu! Bil ki sakladığın mallar senin değildir ve hepsi emânettir. Bir gün öbür dünyâya göçersin, onlar da burada kalır. Oraya kefenden başka bir şey götüremezsin. Bir gün biriktirdiğin malları mîrâsçılanna bırakıp gidersin. Bütün mal ve mülkün elden gidip, malım dediğin şeyler başkalarının olur. Topladığın her malın he- sâbmı yarın kıyâmet gününde vereceksin. Bu hâlinle kıyâmet gününde durumun nasıl olacak?”
Eserleri:
Ahmediyye en meşhur eseridir. Samîmi bir Allah aşkı ile yazılmış olan bu eser, gâyet çekicidir. Yer yer fıkhî mevzûları da işleyen Ahmediyye, bir nasîhatnâme manzûmesidir. Bu eser, Ahmed Bîcân’a âit olduğu sanılmışsa da, Ahmed Bîcân’la Ahmediyye’nin aslında hiç ilgisi yoktur. Ahmed Mürşîdî Efendinin ayrıca Yûsuf ile Züleyhâ ve Mevlid-i Nebî manzûmeleri vardır.