NAVARİN FÂCİASI;
20 Ekim 1827 târihinde, Fransa-İngiltere, Rusya müttefik filolarının, Navarin’deki Osmanlı-Mısır donanmasına baskını. On dokuzuncu yüzyılda İslâm âleminin en büyük, dünyânın süper güçlerinden olan Osmanlı Devletinin varlığı, Hıristiyan ve sömürgeci devletleri rahatsız ediyordu. Sömürgeci devletlerin dünyâ hâkimiyetine; sultanları, aynı zamanda İslâm âleminin lideri olan halifelik sıfatına da sahip Osmanlı Devleti engel oluyordu. Osmanlı Devletini bölüp, parçalayıp, yıkmak için, tebaadan olan Rumları; Türklere karşı kışkırtıyorlardı. Rumların yaptıkları vahşetleri, sanki Osmanlılar yapmış gibi propaganda yaparak lehlerinde kamuoyu meydana getirdiler. Bütün Hıristiyan ahâliye olduğu gibi, Yunanistan’daki Rumlara da, Kavmiyetçilik ideolojisiyle isyan fikrini aşıladılar. Masonik esaslara ve şifrelere göre teşkilâtlanan ve faaliyetlerini arttıran fesat cemiyetleri Avrupa’da ve Rusya’da bulunan Rum sermâyedarlar tarafından destekleniyordu. Neticede Osmanlı İmparatorluğu yerine Bizansı diriltmek hayâliyle Yunan isyanları başladı. Osmanlı Devleti içişlerindeki gelişmeleri kontrol etmek için Yunanistan’daki tedbirlerini arttırdı. 1821 yılında Mora’da Rum İs- yânı çıktı. Devrin Osmanlı Sultanı İkinci Mahmûd Han, Mora İsyânını bastırmakla Mısır Vâlisi Kavalalı Mehmed Ali Paşayı vazifelendirdi. Mehmed Ali Paşanın oğlu İbrâhim Paşa; Mora’daki Rum âsîleri, Rus subay ve askerleriyle Avrupa devletlerinin gönüllü hümanistlerini mağlup edip, bölgeden attı. Bu durum Fransa, İngiltere ile Rusya’nın birlik olarak Osmanlı Devletine karşı cephe almalarına yol açtı. Mora’dan Osmanlı askerinin çekilmesini isteyen notayı, Sultan Mahmûd Han hükümranlık prensibiyle uyuşmadığı için reddetti. Zîrâ bu durum OsmanlIların bir iç meselesiydi. Baltık Denizine açılan Rus donanmasından bir filo İngilizlerle birleşip, Akdeniz’e girdi. Rus- İngiliz gemilerine Fransız filosu da katıldı.
İngiliz amirali Cangrington kumandasındaki Fransa, İngiltere, Rusya müttefik donanması, Mısır’daki Kavalalı İbrâhim Paşa kuvvetlerine karşı deniz harekâtı başlattı. Mora İsyânında, Osmanlı ve Mısır gemileri Navarin limanında bulunuyordu. Müttefik donanması, Navarin Limanını kuşattı. OsmanlIlar ile deniz muhârebesi yapmaya cesâret edemediler. Amiral Cangrington, müttefikler adına, Osmanlı ve Mısır askerlerinin Yunanistan’dan çekilmesini istedi. Kabul edilmedi. Navarin’in açıklarındaki müttefik donanması, gâyelerinin savaş olmadığını ileri sürerek, limana girmek istediler. 20 Ekimde dostâne bir havayla Navarin Limanına girdiler. Osmanlı ve Mısır gemileri hilâl şeklinde birbirine rampa etmiş, üç sıra hâlindey- diler. Limana giren müttefik gemileri savaş için ba- hâne aramaya başladılar. Ateş gemisinin başka yere alınmasını istediler. Kabul edilmeyince, Mısır gemilerinden kendilerine ateş açıldığını ileri sürerek, savaşı başlattılar. Müttefik gemilerinin ânî ateşi üç saat devam etti. Elli yedi Osmanlı-Mısır gemisiyle altı bin asker kaybedildi. Mütefiklerin kaybı ise bin askerdi. Navarin Fâciasmı Osmanlı hükümeti protesto edip, Fransa, İngiltere ve Rusya’dan tazminat istedi.
Avrupa basını, fâciayı örtmek için Osmanlı Devleti aleyhine kampanya açtılar. Fransa, İngiltere, Rusya’nın elçileri, İstanbul’u terk ettiler. Faciaya Osmanlı Devletinin sebep olduğunu ileri sürüp, Rusya, Osmanlı Devletine harp îlân etti. İngiltere parlamentosundaki sert tenkitler üzerine, İngiliz Amirali Cangrington vazifesinden alındı. Rusların, Balkanlardan ve Kafkaslardan saldırmaları üzerine iki cephe açıldı. Fransa, Mora’ya asker çıkardı. 1826 yılında Yeniçeri Ocağı kaldırılıp, ordusu teşkilatlanıp kadrosunu bütünüyle tamamlayamayan Osmanlı Devleti, bütün imkânları seferber ederek, düşmanlarla mücâdele etti. Fransa ve Rusya’nın Orta-Doğu ve Akdeniz’de güçlenmesini, menfaati icâbı istemeyen İngiltere’nin araya girmesiyle anlaşma yapıldı.
Navarin Fâciası neticesinde; Avrupa devletleri Osmanlı Devletini rahat bırakmıyarak, kısa zaman sonra Yunanistanın istiklâl kazanmasını sağladılar.