ENFRARUJ IŞINLARI; Alm. Infrarote Strahler
(pl). Fr. Rayons (m pl.) infrarouges, Ing. Inffrared
ray s. Görülebilen kırmızı ışıktan daha uzun
dalga boyuna sâhip, gözle görülmeyen ışınlar.
“Kızılötesi.ışınlar” olarak da anılırlar. Isı dedektörleri
ile tesbit edilenler en uzun dalga boyu
olanlarıdır. Elektromagnetik dalga spekturumda,
dalga boyu bakımından görülebilen ışığın üstünde
bulunur. Görülebilen dalga boyu aralığına nisbeten
daha geniştir. Bu ve bunun gibi diğer görülemeyen
ışınlar, gözümüze ne kadar az güvenebileceğimize
işâret etmektedir.
Yaklaşık olarak, dalga boyları 0,8 mikron ile
1000 mikron arasındadır. Normal fotoğraf filimlerine
tesir etmezler ve normal optik âletlerle fark
edilmezler. Bunun sebebi, enerjilerinin görülen
ışığın enerjisinden oldukça düşük olmasıdır. Fark
edilmeleri ancak ortaya çıkardıkları ısı sonucuolur. Bu sebepten kızılötesi ışın enerjisi bâzan ve
yanlışlıkla ısı radyasyonu olarak isimlendirilir.
Kızılötesi ışınların önemli kullanış yerleri
son yıllarda yaygınlaşmıştır. Pekçok maddenin
kimyasal analizi bu tür ışınların yardımıyla gerçekleştirilmektedir.
Özellikle İkinci Dünya Savaşında
yansıyıp gelen kızılötesi ışınların görünür
hâle getirilmesiyle, karanlıktaki cisimler fark
edilmiştir. Bu tür ışınların ısı etkisini kullanan
fırınlar ve cilt hastalıkları tedâvisinde kullanılan
lambalar yapılmıştır. Geliştirilen yeni hassas filimlerle,
ışık vermeyen fakat sıcak cisimlerin fotoğrafını
çekmek mümkün olmaktadır. Bu tür fotoğraflar
gün ışığında olabildiği gibi, karanlıkta da
çekilebilir. Özellikle askerî sahada kullanılması,
gün geçtikçe artmaktadır. Bilhassa enfraruj ışıkları
ile hedeflerin aydınlanma ve görünmelerinde
çok istifade edilmektedir. Bunun yanında hava
fotoğrafçılığında da faydalanılmaktadır. Fotoğrafta
sâdece kızılötesi ışın geçiren filitre kullanılır.
Fotoğraf sanki ay ışığında çekilmiş gibi bir his
verir. Ayrıca vücudun sıcaklık durumunun araştırılmasında,
sanâyide ve gözle görülemeyen yıldızların
tesbitinde, astronomide kullanılır. Bunun
yanında polisiye olaylarda görülmeyen yazıların,
parmak izlerinin ve lekelerinin tesbitinde de
istifade edilir.
Târihî gelişimi: 1800 yıllarında İngiliz William
Herschel güneş ışığını prizmadan geçirip,
tayflarına ayırdığında, hangi rengin termometreye
daha etkili olduğu konusunu araştırdı. Mâvi,
yeşil ve mor ışınlara nazaran sarı, turuncu ve
kırmızı ışınların daha fazla ısı enerjisine sâhib olduğunu
tesbit etti. Bunun dışında termometreyi
kırmızı ışının ötesinde gözle görülür ışığın olmadığı
bölgeye götürdüğünde, sıcaklığın arttığını
müşâhade etti. Ancak ölçme âletlerinin hassasiyetinin
yeterli olmaması, bu konudaki gelişmeyi
durdurdu. Daha sonra yapılan araştırmalar, bu
tür ışınların da dalga özelliğine sâhib olduğunu
gösterdi.
Sâdece kızılötesi ışın elde etmek yollarından
bir tânesi, siyah bir cismi yüksek sıcaklığa kadar
ısıtmaktır. Siyah olmasının sebebi, gözle görünen
ışını azaltmak içindir. Ancak yüksek sıcaklıklarda
siyah cisimde gözle görülen ışınlar da ortaya çıkar.
Bunu kızılötesi ışınlardan ayırmak için özel tertiplere
ihtiyaç duyulur.
ENFRARUJ IŞINLARI
20
Eki