LEVH-I MAHFÛZ; Allahü teâlânm takdîr ettiği
ve kâinâtta olacak şeylerin yazılı bulunduğu
levha. “Kitâb-ı mübîn”, “kitâb-ı meknûn”, “kitâbı
ma’kum” gibi isimleri de vardır. Onda yazılı
olanlar, artma ve eksilmekten, şeytanların tecâvüzünden,
değiştirilmekten korunmuştur.
Levh-i mahfûz vardır. Fakat ne olduğu kat’î bildirilmemiştir.
Bununla berâber hakkında çeşitli
rivâyetler bulunur. Bunlardan birisi, beyaz inci
ve kırmızı yâkuttan olduğudur.
Kur’ân-ı kerîm’de meâlen buyruldu ki:
Dünyâda olacak her şey, dünyâ yaratılmadan
evvel ezelde Levh-i mahfûza yazılmış, takdir
edilmişdir. Bunu size bildiriyoruz ki, hayatta
kaçırdığınız fırsatlar için üzülmeyesiniz ve
kavuştuğunuz kazançlardan, Allah’ın gönderdiği
nimetlerden mağrûr olmayasınız. (Hadîd sûresi:
23)
Başka bir âyet-i kerîmede ise meâlen;11 …Yaş
ve kuru her şey Kitâb-ı mübîn’de vardır.” buyrulmaktadır.
Kitâb-ı mübîn, Levh-i mahfûz veya
ilm-i İlâhî mânâsınadır. Kur’ân-ı kerîm Berât gecesinde
Levh-i mahfûza inmiştir. Kadir gecesinde
Peygamber efendimize gelmeye başladı. Sahîh-i
Buhârî’de nakledilen hadîs-i şerifte ise, Peygamberimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
Allahü teâlâ Levh-i-mahfûza önce şunları
yazdı: Allahü teâlâdan başka ilâh yoktur. Muhammed
O’nun kulu ve Resûlüdür. Verdiğim
hükme râzı olan, belâlara sabreden, nimetlere
şükreden kimseyi doğrular arasına yazdım. O
kimse, kıyâmet günü onların arasında dirilir.
Hükmün dışında bir şey bekleyen, belâlara karşı
sabırlı olmayan, nimetlere şükür yolunu tutmayan
da benden başka ilâh arasın.
Ra’d sûresindeki: “Allahü teâlâ, dilediğini
siler. Dilediğini değiştirmez. Ümmül-kitâb,
O’ndadır.” meâlindeki âyet-i kerîmede, Levh-i
mahfûz bildirilmektedir. Ümm-i Kitâb, ezelî olan
kelâm-ı İlâhînin ismidir. Melekler, bunu anlayamaz.
Zamanlı değildir. Yâni burada zaman yazılı
değildir. Allahü teâlâdan başka, kimse bilmez.
Hiç yok olmaz. Levh-i mahfûzda ise değişiklik
olur. Bunu melekler görür. İnsanın işine göre, ömrü
ve rızkı değişir. Bu değişiklikler Allahü teâlânm
kaderine yâni ezelî ilmine uygun olur. İyiler kötü,
kötüler iyi olarak değiştirilebilir. Böylece birine
ölümüne yakın, iyi işler yaptırıp, son nefeste îmânla gönderir. Başkasına kötü amel işletip, îmânsız
gönderir. Bunun için, Resûlullah efendimiz her
zaman; ” Allahümme, yâ mukallibelkulûb, sebbit
kalbi, alâ dînik” duâsmı okurdu ki, (Ey büyük
Allah’ım! Kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren,
ancak sensin. Kalbimi, dîninde sâbit kıl,
yâni dîninden döndürme, ayırma! demektir.) Hadîs-
i kutsîde: “İnsanların kalbi Rahmânın kudretindedir.
Kalbleri, dilediği gibi çevirir.” buyrulmuştur.
Yâni, Allahü teâlâ, Celâl ve Cemâl sıfatları
ile kalpleri kötüye ve iyiye çevirir.
LEVH-I MAHFÛZ
23
Eki