wiki

MADDE

MADDE; Aim. Materie (f), stoff(m), substanz (f),
Fr. Matiere (f), substance (f), İng. Matter, substance.
Boşlukta yer kaplayan ve ağırlığı olan her
şey. Bu târif genel bir nitelik taşır. Meselâ üzerindeyaşadığımız yer küresi, hava, su, taş, toprak, vs.
maddedirler. Maddenin şekil almış hâline cisim denir.
Şişe, bardak, pencere camı, ayrı ayrı birer cisimdir.
Fakat hepsi cam maddesinden yapılmıştır.
Etrafımızda gördüğümüz bütün maddeler, genellikle
saf değil, birer karışımdır. Meselâ içtiğimiz
su, homojen olduğu, her tarafı aynı göründüğü
hâlde, içinde az da olsa tuzlar ve hava ihtivâ
eder. O hâlde bir karışımdır. Karışımların belirli
özellikleri yoktur. Yalnız bir maddeye saf madde
denir. Saf maddenin belirli özellikleri vardır ve bu
özellikleri hiç değişmez. Tam saf madde yok gibidir.
Bir madde içinde bulunan yabancı maddeler,
kimyâ usûlleri ile anlaşılmayacak kadar az olunca,
bu maddeye, saf diyoruz. Saf süt demek, kimyâ
bakımından doğru bir söz değildir. Çünkü süt
belli özellikler taşıyan tek bir madde değildir.
Maddede dâimâ değişiklikler olduğunu bilmekteyiz.
Maddede meydana gelen değişikliklere
olay denir. Bu ise genel olarak fiziksel ve kimyâsal
olmak üzere ikiye ayrılır:
Fiziksel olay: Bir madde üzerinde meydana
geldiği vakit, o maddenin hüviyetini, yapısını değiştirmeyen
olaydır. Meselâ kâğıdın yırtılması,
fizikî bir olaydır. Çünkü kâğıdın şekli değişmiş fakat
özü yine kâğıttır.
Kimyâsal olay: Bir madde üzerinde meydana
geldiği vakit, o maddenin hüviyet ve yapısını değiştiren
olaydır. Meselâ kâğıdın yanması gibi.
Atomların çekirdeklerinde değişmeler, parçalanmalar
olduğu, radyoaktif denilen elementlerden
anlaşılmaktadır. Atomların ortasında bulunan çekirdeklerin
bu parçalanmasında, bir elementin başka
bir elemente dönüştüğü anlaşılmıştır. Ayrıca,
Albert Einstein’in relativite teorisine göre madde ve
enerji birbirine eşdeğerdir. Bu sebeple madde enerjiye,
enerji de maddeye dönüştürülebilir. Meselâbir uranyum çekirdeğinin veya başka bir ağır atom
çekirdeğinin ikiye ayrılmasıyla meydana gelen çekirdek
bölünmesinde madde enerjiye dönüşür. Bileşik
cisimlerde olduğu gibi, elementler de hep değişmekte,
bir hâlden başka hâle dönmektedir. Canlı
cansız her madde değişmekte, yâni eskisi yok
olup, yenisi var olmaktadır. Bugün var olan her
canlı, (her bitki’, her hayvan) önce yok idi. Başka
canlılar vardı. Bir zaman sonra da, şimdiki canlılardan
hiçbiri kalmayacak, başka canlılar var olacaktır.
Cansız her varlık, meselâ bir element olan demir
veya birkaç cisim karışımı olan taş, kemik, bütün
maddeler, bütün zerreler hep değişmektedir.
Yâni eskileri yok olmakta ve başkaları var olmaktadır.
Yeni meydana gelen madde ile, yok olan maddenin
özellikleri birbirine benziyorsa, insan bu değişikliği
anlayamıyor, maddeyi hep var sanıyor.
Madde hakkında dört değişik düşünce vardır:
1. Müslümanlara, Yahûdîlere, Hıristiyanlara ve
Mecûsilere (ateşe tapanlara) göre, cisimlerin maddeleri
de, sıfatları da yok iken sonradan var olmuşlardır.
2. Aristo ve onun yolunda olan felsefecilere
göre cisimlerin maddeleri de, sıfatları da ezelidir.
Hep vardır, derler. Bu sözün yanlış olduğunu,
modern kimyâ bilgisi kesin olarak bildirmektedir.
Böyle söyleyen ve inanan Müslümanlık inancından
çıkmış olur. İbn-i Sînâ ile Fârâbî de Aristo
gibi inanmışlardır.
3. Aristo’dan önce olan filozoflara göre maddeler
ezelî olup, sıfatları sonradan yaratıldı derler.
Bugün fen adamlarının bâzıları da böyle yanlış
düşünmektedir.
4. Maddenin sonradan yaratılma, sıfatlarının
ezelî olduğunu söyleyen çıkmamıştır.
Müslümanlar, maddelerin ve sıfatların sonradan
yaratılmış olduğunu birkaç yoldan ispat etmektedirler.
Birinci yol, maddeler ve bütün zerreler
hep değişmektedir. Değişmekte olan şey ezelî olamaz,
sonradan yaratılmış olması lâzımdır. Çünkü
her maddenin kendinden öncekinden meydana
gelmesi işi, sonsuz öncelere kadar gidemez. Bu değişmelerin
bir başlangıcı olması, yâni ilk maddelerin
yoktan var edilmiş olmaları lâzımdır.
Yoktan var edilmiş olan ilk maddeler bulunmasaydı,
yâni sonraki maddelerin kendinden önceki
maddeden hâsıl olması işi sonsuz öncelere gitseydi,
maddelerin birbirlerinden meydana gelmelerinin
bir başlangıcı olmazdı ve bugün hiçbir
maddenin var olmaması lâzım gelirdi. Maddelerin
var olmaları ve birbirlerinden hâsıl olmaları, yoktan
var edilmiş ilk maddelerden üremiş olduklarını
göstermektedir.
Madde âlemi sonradan yaratılmış olunca, bunu
yoktan yaratan vardır. Çünkü hiçbir olayın kendiliğinden
olamayacağı yukarıda bildirilmişti. Bugün fabrikalarda binlerce ilâç, ev eşyâsı, sanâyi ve
ticâret maddeleri, elektronik âletler, harp vâsıtaları
yapılmakta olup, bunların çoğu ince hesaplardan,
yüzlerce tecrübeden sonra elde ediliyor. Bunlardan
birine dahi kendiliğinden var oldu denilememektedir.
Yerleri, gökleri, atomları ve canlıları düzenli
olarak yaratan, her hareketi var eden tek bir
yaratıcı vardır. Bu yaratıcı, var olması için hiçbir
şeye muhtaç değildir. Hep var olması lâzımdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir