BÂYEZlD CÂM9İ; İstanbul’un yedi tepesinden
biri üzerine kurulan ve semte adını veren muhteşem
câmi. Fâtih’in oğlu Sultan Bâyezîd tarafından
yaptırılan câminin temeli, 1501 yılında atılıp, inşâsı
1506’da tamamlandı. Câminin yanma mektep,
medrese, imâret, kervansaray ve hamam yaptırılmıştır.
Bu medreseye, ancak şeyhülislâm olanlar
müderris tâyin edilirdi. İlk müderrislik, Şeyhülislâm
Zembilli Ali Efendiye verilmiştir.
; Bâyezîd Câmii, klâsik Osmanlı üslûbunun ilk
örneğidir. Mîmârının, bâzı kaynaklarda Üstad
Hayreddîn olduğu yazılmakla berâber, son yapılan
araştırmalarda Yâkûb Şah bin Ş,ultân Şâhın inşâ ettiği meydâna çıkmıştır. Beş seneye yakın zamanda
biten câminin ilk ibâdete açıldığı Cuma gününde
namazı Sultan İkinci Bâyezîd Han kıldırmıştır.
Bunu Evliyâ Çelebi şöyle anlatır:
Câminin yapısı tamam oldukta, bir Cumâ günü,
büyük bir cemâat toplanıp açıldı. Bâyezîd-i Velî
buyururlar ki: “Her kim ki ömründe ikindi ve akşam
namazlarının sünnetini tamam kılmışsa şu
mübârek vakitte o kimse imâm olsun.” Deryâ misâli
cemâat içinden bir kişi çıkmaz. Bâyezîd Han:
“Elhamdülillâh! Seferde ve barış zamânmda sünnetleri
terk etmedik.” diyerek kendileri imâm olup
namazı kıldırırlar.
Câminin kubbesi dört fil ayağı ve iki sütuna
oturmaktadır. Merkezî kubbenin mihrâb ve medhal
tarafından iki yanlarda iki yarım, diğer yanlarında
dört kubbe bulunmaktadır. Yanlar, biri merkezî olmak
üzere beşer kubbelidir. Böylece büyük bir mekân
nispeten daha küçük kubbelerle örtülmüştür.
Câmi iki minâreli, her minâre de birer şerefelidir.
Güneyde olanı câmi ile birlikte, diğeri ise çok
uzun zaman sonra yapılmıştır. Her ikisi de gerek
iç, gerekse dış görünüşleri, süslemeleri bakımından
çok güzeldir. İki minâre arası 87 m olup, bu durum
câmiye azamet vermektedir.
Câminin Bâyezîd meydanına bakan yüzünde dışarıya
üç kapı ile bağlanan bir revakh avlu vardır. Ortada
şadırvan kenarlarda 20 sütuna dayalı 25 kubbe
avluyu süsler. Osmanlı mimarîsinin nefis taş işçiliğinin
bütün incelikleri avlu ve şadırvanda görülür.
Câminin sağ tarafına Şeyhülislâm Veliyüddîn
Efendi tarafından 1736 yılında bir kütüphâne yaptınlmıştır. Mihrâb üzerindeki kapı ile şadırvan avlusunun
kapılarındaki yazılar Hattat Şeyh Hamdullah’a
âittir. Mihrâbm ön tarafında Sultan Birinci
Selîm tarafından yapılan türbede Sultan İkinci Bâyezîd
medfündur. Bahçede Osmanlı devrinde yaşamış
büyük zâtlardan bâzılannın kabirleri vardır.
Bâyezîd Câmii, 1509 yılında meydâna gelen
zelzeleden hasar gördüğünden ve ayrıca 1797,
1870, 1940, 1958 yıllarında esaslı tâmirler görmüştür.
BÂYEZlD CÂMİİ
28
Eki