BEHLÜL-I DÂNÂ; Abbâsî halîfelerinden Hânın
Reşîd zamanında yaşamış meczub (Allah aşkıyla
kendinden geçmiş olan) ve velî bir zât. Asıl
adı Ebû Vüheyb bin Amr Sayrafı’dir. Doğum târihi
kesin olarak bilinmemektedir. Küfeli olduğu
halde Bağdat’ta yaşamış ve 805 (H. 190)te vefât etmiştir.
Hârun Reşîd’in kardeşi olduğuna dâir rivâyetler
varsa da bunun aslı yoktur. Herkese ders
olacak hikmetli sözleri çok meşhurdur. Tahsili
fazla olmadığı hâlde Hârun Reşîd’e devamlı nasîhat
ederdi.
Kendisinden sonra gelen âlimler tarafından
kitaplara geçirilen nasîhatlarmdan bâzıları:Bir gün halîfe Hârun Reşîd ona; “Çok zamandır
seninle görüşmek istiyordum.” deyince,
Behlül; “Ben böyle arzu duymadım.” diye cevap
verdi, Buna rağmen Hârun Reşîd kendisine yine
nasîhat istedi. “Ne nasîhatı istiyorsun? Şu saraya
bak, bir de kabirlere bak! Bunlardan ibret almayan
nelerden nasîhat alır? Hâlin ne olacak, ey müminlerin
emiri! Yarın cenâb-ı Hakk’ın huzuruna çıkacaksın.
Büyük küçük yaptığın her şeyden suâl
olunacaksın. Bunlara nasıl cevap vereceksin, iyi
düşün! Bu hesap zamânında aç ve susuz olacaksın,
çıplak bulunacaksın. Oradakiler sana bakıp gülecekler.
Perişan hâlin orada meydana çıkacak. Bunları
düşün başka nasîhatı ne yapacaksın?” dedi.
Adâleti ile meşhur olan Hârun Reşîd onun nasihatlerinden
çok istifâde etmiştir.
Bir gün halka doğru yolu göstermek için söylediği
sözlerden rahatsız olanlar, Hârun Reşîd’e
gidip; “Sultânım, bizim yaptıklarımızın ona ne
zararı var? Bizi kendi hâlimize bıraksın. Sonra
her koyun kendi bacağından asılır.” gibi sözlerle şikâyet
ettiler. Bunun üzerine Hârun Reşîd, Behlül-
i Dânâ’yı çağırtıp halkın istediğini bildirdi.
Behlül-i Dânâ hiç sesini çıkarmadan sarayı terk etti.
Birkaç koyun alıp kesti, bacaklarından mahallenin
köşe başlarına astı. Bunu gören halk gülerek;
“Deliden başka ne beklenir, yaptığı işler hep böyle
zâten.” diyorlardı. Aradan günler geçtikçe, asılan
hayvanlar kokuyor, bundan ise bütün mahalle
zarar görüyordu. Kokudan durulmaz hâle gelince,
aynı kişiler, Hânın Reşîd’e gidip durumu anlattılar.
Behlül-i Dânâ’yı çağırtıp sorduğunda; “Bir kötünün
herkese zararı olduğunu herhalde anladılar. Ben bir
şey yapmadım, her koyunun kendi bacağından
asıldığını onlara gösterdim.” diye cevâp verdi.
BEHLÜL-I DÂNÂ
29
Eki