BEL’ÂM BİN BÂÛRÂ;,Mûsâ ve Yûşâ aleyhimesselâm
zamanlarında yaşayan, İsm-i âzam
duâsını bilip, her duası kabûl olurken, dünyâya
meylettiği için doğru yoldan ayrılan kimse. .
. Mûsâ aleyhisselâm vefât ederken yerine Yûşâ
bin.Nûn aleyhisselâmı halîfe bıraktı. Allahü teâlâ
Yûşâ aleyhisselâmı da İsrâiloğullarına peygamber
.olarak vazifelendirdi. Yûşâ aleyhisselâm, İsrâiloğullarmın
başında olduğu hâlde Arz-ı mev’ûd denilen
bölgeye gidip, Erîha ve İlya (Eyliya) şehirlerini
fethettikten sonra, Belka şehrini kuşattı. Belka
şehrinin Belak ismindeki zâlim hükümdârı, Yûşâ
âleyhisselâma karşı âciz kalıp, İsm-i âzam duâsmı
bilen, her duâsı kabûl olan, ilim ve ibâdette yüksek,
sözlerini.yazıp istifâde etmek için elinde hokka ve.
kalem ile yanında 2 0 0 0 kişi bulunan ve İbrâhim
aleyhisselâmın dînine inanan Bel’âm bin Bâûrâ
isimli kimseden yardım istedi. Yûşâ aley his selâmave
ordusuna karşı bedduâ etmesini istedi. Belka
şehri ahâlisi de gelip bedduâ etmesi için Bel’âmbin Bâûrâ’ya yalvardılar. Bel’âm, Allahü teâlânm
peygamberine karşı bedduâ edemeyeceğini bildirdiyse
de, azgın ve îmânsız Belka şehri ahâlisi bedduâda
bulunması için daha çok ısrâr ettiler. Bel’âm
bin Bâûrâ’ya hediyeler getirip birçok dünyâlık vâd
ettiler. Kansı da; “Eğer bu kavmin topraklarımızdan
gitmesi için duâ etmezsen senden ayrılacağım!”
diye tehditte bulundu. Zâlim hükümdâr da bedduâ
etmediği takdirde onu îdâm edeceğini söyleyerek
îdâm sehpası kurdurdu.
Bütün bunlar karşısında Bel’âm bin Bâûrâ’nın
gönlünde dünyâ malına ve servetine karşı meyi belirdi.
Duâ etmeye râzı olarak şehrin dışındaki Husban
Dağına gitti. Husban Dağının tepesine ulaşınca,
ellerini duâ için kaldırdığı zaman, dilinden
Belka şehri ahâlisi aleyhine, Yûşâ aleyhisselâmı ve
İsrâiloğulları lehine kelimeler dökülmeye başladı.
Bu sözleri işiten Belka şehri ahâlisi; “Ey Bel’âm!
; Ne yapıyorsun? Onlara duâ, bize bedduâ ediyor^
sun!” dediler. Bel’âm onlara; “Bu sözleri isteyerek
söylemiyorum. Allah tarafından böyle konuşturuluyorum!”
dedi.
Bu sırada Allahü teâlânm hikmetiyle dili ağzmdan çıkıp göğsü üzerine sarktı. Allahü teâlâdan, oraların fethi ve târihi ile alakendisine
ihsân ettiği nimetlerin kıymetini bil-
irâde-i cüz’iyyesini şeytanın ve kötü in- ni zenginleştirdi.
sanların istekleri doğrultusunda kullanan Bel’âm ,bin
Bâûrâ, nefsin ve şeytanın saptırmasıyla, dün-
yâ malına ve kadına meylederek yeni hileler peşine
ve îmânsız öldü. Kur’ân-ı kerîmde A’râf sû
resinin 175. ve 176. âyet-i kerîmelerinde soluyan
benzetildi. “Onun gibiler kbpek gibidir.”
sözü, dillerde darb-ı mesel kaldı.
BEL’ÂM BİN BÂÛRÂ
29
Eki