BEY’ VE ŞİRÂ; Mm.An-undVerkauf, Fr. Vehte
et Achat, İng. Seli and buy. Alış veriş. Sözlükte
bey’ “satmak”, şirâ “satın almak”; terim olarak da “iki
kişinin mallarım isteyerek değiştirmeleri”dir. Satana
“bâyi”, satın alana “müşteri”, satılan yâni satış konusu
olan mala “mebi”, değerine “bedel” (semen),
bey’ ve şirâ’ya da Türkçede “alış veriş” denir.
İnsanlar medenî olarak yaratılmıştır. Yâni
birbirlerine muhtaç olup, birlikte yaşamaya mecburdurlar.
Bey’ ve şirâ olmasaydı, yeryüzünde
düzen, nizam olmazdı. Çünkü insan, satın aldığı
yiyecek ve giyeceği kullanacaktır. İslâmiyette yapılan
ibâdetlerin kabûl olması, yenilen helâl lokmaya
bağlıdır. Helâl lokma yiyebilmek de, alış veriş
ilmini öğrenip bilmeye ve helâl yollardan mal
kazanmaya bağlıdır. İslâmiyette, haramı, helâli,
şüphelileri, fâizi ve alış verişi bilmeyen, bunları
birbirinden ayıramayan, haramdan kurtulamayıp,
ibâdetleri makbul olmaz. İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe’ye
biri gelip; “Vakitlerimi ibâdetle geçirmek
istiyorum. Bana bir şey yaz da hep onu yapayım.”
dediğinde; İmâm-ı A’zam da kendisine alış veriş
bilgilerini yazıp verdi. “Bu, tüccarlara lâzım olur,
ben evimde oturup ibâdetle meşgûl olacağım!”
diyen zâta, İmam-ı A’zam hazretleri de;”Yiyecek,
giyecek lâzım olmayan kimse var mı? İslâm
dîninin alış veriş kısmını bilmeyen, harâm lokmadan
kurtulamaz ve ibâdetlerin sevâbmı bulamaz.”
buyurdu.Yapılan alış verişin doğru (sahih) olabilmesi
için, alıcı ve satıcı aynı kimse olmamalı, yâni bir
kimsenin hem alıcıya hem de satıcıya vekil olmaması
lâzımdır. Alış veriş yapacak kimsenin
akıllı (en az yedi yaşında) olması, sözleşme (akit)
yapılması, yâni birinin teklif (îcâb) yapıp, diğerlerinin
onu ayrılmadan önce kabul edip, sözün kesilmesi,
satılan malın ve ödenen karşılığının mal
olması ve kıymetli (mütekavvim) olması gerekmektedir.
Kıymetli mal, kullanılması mümkün
olan ve izin verilen mal demektir. Müslümanlar
için şarap, domuz, denizdeki tutulmamış balık,
kıymetli mal değildir.
Veresiye satışlarda, ödeme târihi belli olmalıdır.
Satılan malın, bâyinin (satıcının) mülkü olması
ve teslimi mümkün olması da lâzımdır.
İslâm dîninde alış verişe âit bilgiler fıkıh kitaplarında,
Mecelle ve şerhlerinde uzun anlatılmaktadır.
Alış verişle ilgili olarak, Peygamber efendimiz
buyurdular ki:
Helâle, harama dikkat ederek çalışıp kazanan
kimseyi, Allahü teâlâ çok sever.
En helâl şey, sanat sâhibinin kazandığıdır.
Ticâret yapınız! Rızkın onda dokuzu ticârettedir.
Malını yemin ederek beğendiren kimseye,
kıyâmet günü merhamet edilmeyecek, acınmayacaktır.
Satılan bir şeyin kusurunu gizlemek helâl
değildir. O küsûru bilip söylememek de kimseye
helâl değildir.
BEY’ VE ŞİRÂ
29
Eki