ARPAEMVNİZÂDE SÂMÎ; on sekizinci asır
Osmanlı şâir ve hattâtı. Asıl adı, Mustafa’dır. Arpaemîni
(Ticâret Bakanı) Osman Efendinin oğlu
olduğundan Arpaemînizâde diye şöhret buldu. İstanbul’da
doğmuş olup, doğum târihi belli değildir.
Tahsil hayâtından sonra hâcegânlık mesleğine girdi.
Sıra ile Arpaeminliği kâtipliği, evkaf muhâsebeciliği
ve şehreminliği vazifelerinde bulundu.
1725’de piyâde mükâbelecisi, 1730’da ise İsmâil
Âsim Efendinin halefi olarak Sultan Birinci Mahmûd
zamânında vak’anüvis tâyin edildi ve bu vazifedeyken
1733 senesinde İstanbul’da öldü. Yeni
Ali Paşa Câmii bahçesindeki mezarlığa defnedildi.
Arpaemînizâde Sâmî, hattâtlığından çok şâirliği
ile tanındı. Duygulu bir şâir olan Sâmî’nin dili ağırdır. Anlatımında ilk bakışta bir kapalılık görülür.
Renkli bir anlatıma sâhib olan şiirlerinde söylemek
isteneni anlamak için biraz düşünmek lâzımdır.
Sanat yapmayı ön plâna aldığından, mânâya
âit san’atlara çokça yer vermiştir. Şiirlerinde daha
çok tasavvufı aşk ve hikmet konularını işlemiştir. Şiirlerinde
Bâkî, Nâilî, Fehim, Vecdi ve Nâbî’nin
te’siri görülür. Bu dîvân şâirlerinin te’şirini kendi şiir
anlayışı içinde eritmiştir. Encümen-i şuarânm
içinde yeralan, Leskofçalı Gâlip, Yenişehirli Avnî
ve Nâmık Kemâl’e te’sir etmiştir. Bir bakıma Nâilî
ile Gâlib arasında bir köprü sayılmaktadır.
Sâmî’nin bilinen iki eseri vardır. Birisi şiirlerinin
toplandığı Dîvân’ıdır. Bu eser, Mısır Bulak
Matbaasında 1837 senesinde basılmıştır. Diğeri
ise; Târih-i Vekâyi’dir. Bu eserinde 1730’dan
1733 senesine kadar gelen Osmanlı târihini yazmıştır.
Eser, 1784 senesinde Târih-i Sâmî ve Şâkir
ve Subhi adıyla basılmıştır. Basılan bu eserin
1-70 varakları Şâmi ve Şâkir’e âittir.
ARPAEMVNİZÂDE SÂMİ
31
Eki