ketlerine devam eden Ruslar, 11 şubatta Erzurum cephesinin
zayıf kalan kuzey kanadındaki Kargapazarı ve Gürcüboğazı
kesiminden baskın şeklinde saldırdılar. Beş gün süren çetin
muharebeler sonucunda büyük çaba ve kahramanlık göstermesine
rağmen 3. ordu Erzurum’un düşmesine engel olamadı.
Avrupa’da rus ordularının çekildiği, müttefiklerin Çanakkale’yi
boşalttığı ve Irak’ta İngiliz generali Tavvnshend’in kuşatılmasına
devam edildiği sırada Erzurum’un düşmesi, Rusya ve
müttefiklerinin morallerini yükseltti. 3. Ordu kumandanı Mahmud
Kâmil Paşa, kendi isteğiyle görevden çekildi, yerine Trakya’daki
2. ordu kumandanı Vehib Paşa getirildi. Erzurum muharebeleri
sırasında güney kanatta da taarruza geçen Ruslar,
buradaki zayıf türk kuvvetlerine karşı, 17 şubatta Muş’u, 2-3
mart gecesi de, Bitlis’i ele geçirdiler. Çoruh vâdısinden ilerleyen
rus birlikleri de, 23 şubatta ispir’e girerken, kıyıdan üerleyen
birlikler de deniz kuvvetlerinin işbirliği ve yakın desteğiyle
8 martta Rize kıyılarına çıkarak bu kasabayı ele geçirdiler.
Erzurum muharebelerinde türk kayıpları 13 400, düşman kaybı
ise, 20 450 kadar idi. 3. Ordu, ilKbaharda Of-Soğamıdağ-Kop
dağı-Ognut-Muş ve Bitlis batı çizgisinden geçen cepheye; ordu
karargâhı da Erzincan a yerleşti. Çanakkale cephesinde serbest
kalan 2. ordunun Elazığ-Malatya bölgesine kaydırılarak Erzurum’un
kurtarılması için bir karşı taarruz yapılması uygulanıncaya
kadar 3. ordu kesin sonuçlu hareketlere girişmeden
mevzilerini savunmada devam edecekti. Fakat Ruslar mart 1916
ortalarına doğru başlıca üç istikamette taarruza giriştiler. Bir
grup, deniz kuvvetleri desteğinde Karadeniz kıyılarından Of
istikametinde ilerlerken, ikinci grup Çoruh vâdisinden Bayburt’a,
asıl büyük kuvvetler de Mamahatun (Tercan) istikametine yöneldi;
15 martta Mamahatun. 20 martta Of düştü, fakat Bayburt
ele geçmedi. Ruslar 18 nisanda. Trabzon’u ele geçirerek
buraya bir kolordu çıkarttılar. İzzet Paşa Kumandasındaki 2.
ordunun 10 tümen kadar bir Kuvvetle Erzurum istikametinde
taarruzu kararlaştırıldı. 3. Ordu da İzzet Paşanın emrine verildi.
3. Ordu, 2. ordunun direktifine rağmen, aldığı takviyelerden
faydalanarak 31 mayıs 1916 tarihinde kendiliğinden taarruza
geçti. Bu taarruzla Mamahatun geri alındı, Bayburt bölgesinden
Of istikametindeki taarruzla rus kuvvetleri geri atıldı ise de rus
çarının müdahalesi üzerine düşman Trabzon’dan Van gölüne
kadar bütün cephede 3. orduya karşı genel bir taarruza geçti.
2. Ordu henüz toplanamadığı için 50 000 mevcutlu 3. ordu, Rusların
üç kat üstün kuvvetleri karşısında yalnız kaldı. 16 Temmuzda
Bayburt düştü ve Rus Kazaklarının Çardaklı boğazına
ilerlemeleri üzerine Erzincan’da tutunmak mümkün olamadı. 12
Temmuzda Muş bölgesinde 2. orduya karşı iki misli kuvvetle
başlayan rus taarruzları sonunda, eylül ortalarına kadar çok
çetin ve kanlı muharebeler cereyan etti. 2. Ordunun sağ kanadındaki
Bitlis-Muş cephesinde bulunan Mustafa Kemal Paşanın
(Atatürk) kumanda ettiği 16. kolordu, 2 ağustosta Ruslara
başarılı bir darbe indirdi ve Muş’u geri aldı. Böylece Hınıs’ta yolu
kesilen rus kuvvetleri, Bitlis ve Tatvan’da da durmayarak doğu
ve kuzeydoğuya doğru çekildiler, lojistik destek ve özellikle
yiyecek bütünlemesinde rastlanan güçlükler yüzünden bu başarı
daha ileriye götürülemedi. 1916 Yılı temmuz başından eylül
ortalarına kadar sürüp giden bu çetin savaşlardan sonra iki
taraf da yorgun düştü; eylülden itibaren mevkilerine yerleşerek
tahkimata başladılar. Bu savaşlarda Ruslar, 30 000, Türkler
ise, 20 000 kadar kayıp vermişti. 1916-1917 Kışı çok şiddetli geçDÜNYA
SAVAŞI
1
1916
(devam)
Türkiye
açısından
tiği için iki taraf da lojistik destek ve özellikle yiyecek bakımın- —
dan çok kritik duruma düştü. Bundan doğan açlık ve hastalık
da büyük kayıplara sebep oldu. İlkbaharda çıkan tifüs hastalığından
Ruslar 100 000 kayıp verdiler. Türklerin kaybı da
bunun üçte biri kadar oldu.
Sina cephesi. 4. Ordu tarafından özel olarak hazırlanan bir tümenden
fazla bir kuvvet, Elariş’den 16 temmuz 1916’da harekete
geçti, 3 koldan kanala yaklaşıldı, 4 ağustosta da taarruza
geçildi, ingilizler kanaldaki mevzileri kuvvetle tahkim etmişti.
Çöl şartlan yüzünden lojistik destek yetersiz kaldığı için başarıya
ulaşılamadı ve 14 ağustos 1916’da Elariş’e kadar geri
çekilindi. ingilizler, 1916 yılı sonlarına doğru Elariş’e yaklaştılar
ve Sina bölgesinde büyük kuvvetler topladılar. 22 Aralık
1916’da ve deniz kuvvetlerinin de desteğiyle Elariş’e karşı
taarruza geçerek burayı ele geçirdiler. Böylece ikinci kanal
baskını sonunda Sina çölü boşaltıldı. 4. Ordu kuvvetleri de
Gazze-Şeria-Birüsseba çizgisinde savunmaya geçerek mevzilerini
berkitmeye başladı.
Hicaz ve Yemen harekâtı. Öteden beri Hicaz, Asir ve Yemen
çevresindeki arap halkının imparatorluğa olan bağlılıklarına güvenilememekte
idi. Bu yüzden savaşın ilânında, bölgedeki kuvvetlerden
7. kolordu ile 21. asir ve bağımsız 22. hicaz tümeni,
kaynak yetersizliği dolay isiyle seferber edilemedîler. ingilizlerin
kışkırtmalarıyle 1916 yılında bu bölgede karışıklıklar başladı.
Mekke emîri Şerif Hüseyin ayaklanarak bağımsızlığını ilân
etti ve harekâta geçti. Aynı şekilde Asir’in güney bölgesine
hâkim olan Seyid idris de ayaklandı; yalnız Yemen bölgesindeki
imam Yahya, savaşın sonuna kadar devlete bağlı kaldı.
Hicaz bölgesinde, Mekke ve çevresi âsilerin eline geçti. Asir
ile Yemen bölgesinin ana vatanla bağlantısı kesildi, buradaki
birliklere . lojistik destek sağlanamadı, imam Yahya, bu
kolorduya para ve yiyecek bakımından yardım ettiği için
kolordunun Aden’e karşı yaptığı hareketlerde bazı başarılar
da elde edildi. Fakat Seyid idris’e karşı harekete girişilemedi.
Buradaki savaş süresince bölgesel bazı başarılar elde edildi ise
de, sonuca etkili olmadı ve 7. kolordu 15 aralık İ918’de, Medine’deki
kuvvetler ise 23 ocak 1919’da başkumandanlıktan aldıkları
emre uyarak ingilizlere teslim oldu.
İrak cephesi. Irak ve çevresindeki K u v v e tl e r d e n 13. ve 18. kolordularla,
karargâhı Bağdad’ta bulunan 6 orduya alman generali
Goltz Paşa kumanda etmekte idi. ingilizler Kut’ül Amare’-
de kuşatılmış bulunan kuvvetlerini kurtarmak amacıyle 21 ocak
1916’da Felâhiye mevzilerine taarruza geçtiler. (Bu sırada bir rus
süvari tümeni de İngilizlerle birlikte, İran içerisinden ve sınırımızdan
geçerek Bağdat’ın kuzey doğusundaki Hanikin’e kadar
yaklaştı. Bu yüzden 13. kolordu İran cephesine kaydırıldı.)
Felâhiye cephesindeki çekilmeyle 9 mart 1916 taarruzu durdurulmuş
oldu. 6-9 Nisan 1916 taarruzu da kırıldı. 17-19 Nisandaki
4. taarruzları da başarıya ulaşamayınca, son defa 22
nisanda taarruza geçtiler,’ fakat Kut’ül Amare’deki kuvvetlerini
kurtaramadılar. Irak’da sürüp giden dört buçuk aylık kuşatmadan
sonra aç kalan general Tawnshend kumandasındaki
İngiliz kuvvetleri (5 general, 476 subay da dahil olmak üzere
13 309 kişi) 29 nisan 1916’da kayıtsız ve şartsız teslim oldu.
Bu teslimden on gün kadar önce, 19 nisan 1916 günü, 6. ordu
kumandanı Goltz Paşa, tifüsten ölmüş, yerine
18. kolordu kumandanı Halil Paşa
geçmişti. Bundan sonra 3 haziran 1916’da
Rusların buğday almak maksadıyle Hanikin’e
yaptıkları taarruz durduruldu. 13. Kolordu
Ruslara karşı taarruza geçti ve Kasr-ı
Şirin kasabasını 8 haziranda ele geçirdi.
Bu sırada cepheye gelen başkumandan vekili
Enver Paşa, harekâtın Tahran’a doğru devamını
emretti. 13. Kolordu kumandanı da 2
temmuzda Kirman-Şah’a ilerledi. 3 Ağustosta
Rusları geri atarak Hemedan’ı ele
geçirdi. Lojistik desteğin yetersizliği yüzünden
d^ha ileri gidilemedi ve Hemedan’ın
doğusunda savunmaya geçilerek burada kalındı.
İngilizler 1916’nın aralık ayında Irak
cephesinde taarruza geçerek bölgedeki kuvvetlerimizi
çekilmeğe zorladılar. Bu sırada
Musul’u ele geçirmek için Ruslar da taarruza
geçtilerse .de Revandız’da durduruldular.
Bazı rakamlar
Ordu gücü: a l m a n y a : 172 tümen (Batıda
116, Doğuda 55, Balkanlarda 1). || f r a n s a :
116 piyade tümeni, 7 süvari tümeni (seferber
edilen insan sayısı 4,7 milyon). || b ü y ü k
b r İt a n y a : 79 tümen (bunun 48’i Batı cephesinde).
|| a v u s t u r y a -m a c a r î s t a n : (aralık)
76 piyade tümeni, 11 süvari tümeni. || Ru s y
a : (aralık) 162 piyade tümeni, 42 süvari
tümeni (bunun 2 tugayı Fransız cephesinde
ve 1 tümeni Makedonya’da), 1 piyade
tümeni: 9 tabur.
Verdun muharebesinde kayıplar (ölü ve
yaralı): fransız 362 000; alman 336 000.
DÜNYA SAVAŞI
m 7
ki,yasî
d u r u m
Askeri
durum
‘ f i i r k i y e
a ç ı s ı n d a n
Bazı rakamlar
Amerika’ nm müdahalesi. 1 Şubattan itibaren Almamarın girişmiş
oldukları topyekûn denizaltı muharebesi, A.B.D.’nin Almanya
ile ilişkisini kesmesine yol açtı. Birkaç ay içinde kaybedilen
ticaret gemilerinin tonajı çok yükseldi. 2 Nisanda Amerikan
kongresi, Merkezî devletlere savaş ilânını tasdik etti.
Fakat A.B.D. tam anlamıyle ittifaka katılmadı ve Almanya
düşmanlarının «ortağı» durumunda kaldı.
Rus ihtilâli. Ocak ayında patlak veren kriz sonunda çar Nikola
11 martta^ tahttan ayrıldı, önce Lvov (mart), daha sonra Kerenski
(ağustos) hükümetleri, müttefiklerle daha etkili bir işbirliği
halinde savaşa devam edileceği umudunu uyandırdı. Oysa
Rusya’daki iç gelişme bu memleketi yönetenlerin taahhütlere girişmelerine
imkân vermiyordu. 1 Başlangıçta, hattâ Rus sovyetleri
toplantısında bile azınlıkta olan Lenin’in Bolşevik partisi,
programında «toprak» ve «barış» meselelerine geniş ölçüde yer
verdi. 6-7 Ekimdeki isyan sonunda Lenin iktidarı ele geçirdi ve
hemen barış imkânlarını aramağa başladı. 15 Aralıkta Brest-
Litovsk’ta anlaşma imzalandı. Bu anlaşma ağır alman şartlarını
hafifletmekr için girişilen çetin biı pazarlığın başlangıcı oldu.
1917 Yılının bir özelliği de çeşitli barış göriipnelerine teşebbüs
hareketleri oldu. Bu alanda uğranılan iki başarısızlık, bu çeşit
teşebbüslerin zorluğunu meydana koydu:
1. Avusturya’nın görüşme teşebbüsü. Kasım 1916’da Frartz –
Joseph’in yerine tahta geçen imparator Kari I’in isteği üzerine
yapıldı. Bu görüşmelere, imparatorun kayınbiraderi olan
ve Poincaré’nin yanında bulunan prens Sixte de Bourbon tarafından
girişildi. Genel bir batışın hazırlığı gibi görünen bu
teşebbüs Avusturya elçisi Czemin’in verdiği bilgi üzerine bir
yandan Almanlar, öte yandan da istediği bütün avantajları elde
edemeyeceğini düşünen italyanlar tarafından istenmedi, bu yüzden
de başarısızlığa uğradı (Saint-Jean-de-Maurienne konferansı,
nisan) .
2. Papa Benedictııs XV’in çağrısı (1 ağustos) da iki tarafça
elverişsiz bulundu. Müttefikler durumlarını hissedilir derecede
iyileştirmek, Almanlar savaştan kârlı çıkmak umudundaydılar.
ama her iki taraf da harbin tahribatını durdurmak üzere bir fe dakârlıkta
bulunmadı.
Savaşın sürüp gitmesiyle yıpranan ülkelerde birbiri ardınca hükümet
buhranları patlak verdi: Almanya’da Bethmann-HoHweg’in
istifasından sonra iktikrarsızlık başladı (temmuz); Fransa’da bunun
tam tersi oldu, karışık bir devreden sonra bütün engelleri
alt etmeğe kararlı Clemenceau iktidara geldi (kasım).
Yakındoğu’da en önemli siyasî olay, İngiltere’nin Filistin’de bir
İsrail Millî merkezinin kurulmasını uygun gördüğünü bildiren
Balfour bildirisi’dir (kasım).
Fransızların başarısızlığı, Almanların yeniden güçlenmesi. Yıpratma
savaşı kesin bir sonuç vermeyince başka yoldan sonuca
ulaşmak düşünüldü; fakat Rus ihtilâli ve A.B.D.’nin savaşa
girmesi iki savaşçı tarafın hazırladığı yeni planları altüst etti.
Hindenburg elindeki imkânların azlığından ötürü ilk defa olarak
müttefiklerin harekâtı karşısında savunmaya geçmek, birliklerini
önceden tahkim edilmiş bir hat üzerinde toplamak zorunda
kaldı (Saint Quentin-La Fere hattı) ve bu hatta tutunma
emrini verdi (27 şubat). Denizaltı savaşından, A.B.D.’nin savaşa
girme ihtimalini de göze alarak kesin bir sonuç beklenmekteydi.
Her ne kadar harekâtın temposunu zorla kabul ettiremedi
ise de elverişli gördüğü olaylardan faydalanmasını bildi: Aisne’-
deki Fransızların başarısızlığı Almanların kendilerine güvenini
arttırdı. Rus cephesinin yavaş yavaş ortadan kalkması (eylülde
Riga düştü, Almanlar Bukovina ve Galiçya’yı yeniden ele geçirdiler),
Brest-Litovsk anlaşması (15 aralık), Almanların lehine
beklenmedik olaylardı. Brest-Litovsk mütarekesi, Almanya’ya,
özellikle mayıs-ağustos aylarında Carso’dan yapılan İtalyan taarruzları
sonunda kötü duruma düşen Avusturya’yı kurtarmak
imkânını verdi. İtalyan ordusu Caporetto’da bozguna uğratıldı,
italyanlar Piave nehrine doğru geri çekildiler (24 ekim).
Fransız orduları başkumandanı general Nivelle, Joffre’un planlarını
değiştirerek geniş cephe üzerinde kısa zamanda bir yarmaya
girişmek, başarıdan hemen faydalanarak da kesin sonuca
varmak istedi, ingilizlerin Artois’da yaptıkları taarruzdan sonra
(9 nisan) Nivelle’in büyük taarruzu 16 nisanda Chemin des
Dames’dan başladı, fakat tam bir başarısızlıkla sonuçlandı; bu
olay üzerine Nivelle’in yerine Petain getirildi (15 mayıs;.
Müttefik kuvvetlerin dağılışı. Müttefikler arasında birliğin bulunmayışı
Almanların güçlerini derleyip toparlamalarını kolaylaştırdı.
Gerçekten bu sırada ingilizler, Türklere karşı giriştikleri savaşta
bütün imkânlarını seferber etmişlerdi. Batı cephesinde de
Belçika kıyılarını ele geçirmek ve alman denizaltı yuvalarına
ulaşmak üzere Flandres’dan taarruza geçtiler (haziran, aralık),
tik tank savaşı Cambrai’de yapıldı. Fransız lara gelince;
orduların moralini düzeltmek ve yeni bir biçimde harekâta geçerek
askerin güvenini kazanmak zorundaydılar. Petain, ağustosta
Verdun’de, ekimde Malmaison’da hedefleri belirli olan,
fakat kesin bir başarı sağlayan malzeme muharebelerine girişerek
birliklerinin güvenini kazandı.
Selânik cephesinde emir ve kumanda General Sarrail’den alınmış,
general Guillaumat a verilmişti. Bu cephede harekâta geçilmedi.
Müttefikler ancak Caparetto bozgunundan sonra savaşı
sona erdirmek amacıyle faaliyetlerini birleştirmek ihtiyacını duydular.
Kasım ayında Foch, birkaç tümenle İtalya’ya gönderildi ve
oradaki durumun düzelmesini sağladı (İtalyan başkumandanlığına
Cadorna’nın yerine Diaz’m getirilmesi). Rapallo’da Müttefik
Devletlerinin daimî askerî temsilcilerinden kurulu Müttefiklerarası
bir yüksek savaş konseyi kuruldu. Bu teşebbüs, emir
ve kumandanın tek bir elde toplanması için atılan ilk adımdır.
Türk cepheleri. Doğu cephesinde 1916’da büyük ölçüde ilerleyen
Ruslar, Bitlis güneyi – Muş – Çapakçur doğusu – Kiğı – Erzincan
batısı – Suşehri doğusu – Tirebolu hattında durdurulmuştu. Şiddetli
kışa rağmen Ruslar bu cephede iki kat üstünlüklerini koruyorlardı.
İngiliz kuvvetlerine karşı direnen 18. kolordu Kut’ül Amare
ve Felâhiye mevzilerinde; 13. kolordu da, bir Rus süvari
kolordusuna karşı Hemedan’da bulunuyordu. Bir süre sonra 18.
kolordu Bağdat güneyine kadar çekildi; İngilizler de Aziziye’ye
kadar ilerleyerek Bağdat’a taarruza hazırlanmağa başladılar.
Bunun üzerine 13. kolordu da mart ayı başında Hemedan’dan
çekildi.
11 Martla İngilizler Bağdat’ı ele geçirdiler. 17. Kolorduyu Diyale
nehrini geçerken Ruslarla birlikte çevirmek için Hanikin doğrultusunda
ilerlediler. Fakat türk artçıları Rusları Paytak boğazında
durdurunca, 13. kolordu 31 marta kadar Diyale nehrini
geçmeyi başardı. Mayısa kadar sürüp giden savaşlardan,
18. ve 13. kolordular, kesin sonuç alamadı. Suriye cephesinde
çölü geçen İngiliz birlikleri Birüssebi hattında taarruza hazırlanıyorlardı.
Birinci (26 mart) ve İkinci Gazze (19 nisan) savaşları
türk ordusunun başarısıyle sonuçlandı. Fakat ingilizler
Kudüs yönünde yeni kuvvetlerle taarruza geçmeğe hazırlandılar.
Hicaz’daki ayaklanmada Mekke düştü, Medine’deki türk kuvvetleri
kuşatıldı. Bu sırada Bağdat’ı geri almak için uğraşılıyordu.
Galiçya ve Makedonya’dan getirtilen ve Çanakkale’de serbest
kalan kuvvetlerden faydalanılarak 15. ve 3. kolordulardan
kurulan 7. ordu Halep’te yığmak yaptı. Falkenhayn ordular gurubu
karargâhı ile ayrıca bir tugaydan ve motorlu araçlarla
uçaklardan kurulu alman asya kolu da, Türkiye’ye gelmeğe
başladı.
Bağdat kuzeyindeki zayıf 6. ordu, Fırat üzerinden ilerleyecek,
7. ordu da Falkenhayn kumandasında, Bağdat’taki İngiliz kuvvetlerine
taarruz edecekti. Falkenhayn emrindeki kuvvetlerle üstünlük
sağlanamayacağı ve Filistin’deki tehlike de devam ettiği
için Bağdat’ın geri alınması imkânsızdı. Bu sebeple 7. ordunun
Halep cephesine gönderilmesine karar verildi. Falkenhayn, Sina
cephesindeki kuvvetlere kumanda edecek; 6. ordu kendi emrinde
kalacak, Suriye ve Batı Arabistan kumandanlığı da Bahriye
nazırı Cemal Paşa’ya bırakılacaktı. Sina cephesi kumandanı
general Von Kress 8. orduyu teşkil edecekti. Fakat bu cephede
İngiliz birliklerine karşı üstünlük sağlamak mümkün olamadı.
Alman asya kolu yolda iken, 31 ekimde ıngiliz kuvvetleri karadan
ve denizden Gazze’de taarruza geçtiler. Birinci ve -ikinci
Gazze muharebelerinden sonra ve Gazze – Birüssebi meydan muharebelerinde
türk mevzileri yarılınca (7 kasım) türk birlikleri
kasım ayı ortasında Kudüs-Yafa hattına çekildi, ingilizler de
Yafa’yı ele geçirerek Kudüs’e yöneldiler. Kudüs 8 aralıktaki taarruzda
düştü. Türk kuvvetleri çeşitli mevzilerde yaptıkları karşı
taarruzlarda başarıya U l a ş a m a d ı ğ ın d a n , İngilizleri durdurmak
mümkün olmadı ve birliklerimiz de Kudüs’ün kuzeyine çekilmek
zorunda kaldılar. Irak’ta ise, ekim sonlarında karşı taarruza geçen
ingilizler 5 kasıma kadar 18. kolorduyu kuzeye çekilmek zorunda
bıraktılar. Aralık ayının başında ingilizler yeniden 13.
kolorduya karşı taarruza geçtiler. Birçok muharebeden sonra 6.
türk ordusu, 13. kolordusu ile Karatepe çevresinde, 18. kolordusu
ile Dicle boyunda Fetha mevzilerine yerleşti (1917 sonu).
22 Aralıkta Musul’da Ruslarla mütareke görüşmelerinde Başkale
– Gevar – Bane hattı mütareke sınırı olarak tespit edildi.
1917’de Kafkas cephesinde rus kafkas ordusu çok kayıp verdi.
Lenin, 8 kasımda savaşa sön vermek istedi ve 15 aralıkta Almanlarla
4 haftalık bir mütareke imzaladı. Bir süre sonra Rusların
kafkas ordusu lağvedildi; 18 aralık 1917 de Erzincan’da
Ruslarla bir mütareke imzalandı. Bundan sonra ocak 1918 sonlarında
Brest-Litovsk’ta başlayan barış görüşmelerine türk temsilcileri
de katıldılar.
Ordu mevcutları, a l m a n y a : (kasım) 239 tümen
(Batıda 148, Doğuda 83, İtalya cephesinde
6, Balkanlarda 2). j| f r a n s a : Batı cephesinde
(mart) 109 tümen, (aralık) 97 tümen.
b ü y ü k b r İt a n y a : Batı cephesinde (ağustos)
62 tümen. || İtalya: 55 tümen.
t ü r k İy e : ( o c a k ) 43 tümen (Filistin’de 10,
Doğuda 12, Makedonya’da 6, Çanakkale’de
5, Irak’ta 5, İran’da 2, Yemen’de 2, Romanya’da
1 tümen).
Makedonya’da: 252 Avusturya – Alman –
Bulgar tabüru (22’si Alman). 20 Tümen
müttefik kuvveti (8 fransız, 6 İngiliz, 6 sırp
tümeni).
Müttefiklerin ticaret gemisi kayıpları (şubat):
0,54 milyon ton; (martta) 0,58 milyon
ton; (nisanda) 0,87 milyon ton; (mayısta)
0,6 milyon ton; (haziranda) 0,7 milyon
ton; (temmuzdan aralığa kadar) 2,5 milyon
ton. Alman ekonomik krizCBuğday ve çavdar
ürünü: 1*913 yılına oranlaBaşkan Wilson gelecekteki barışın esasını teşkil edecek olan on
dört madde bildirisini 3 ocakta açıkladı. Bu maddeler hem
devletler hukukuna ait esasları, hem de çeşitli savaşçıları tatmin
edebilecek bazı belirtileri taşıyordu. Fakat 1918 yılının ilk aylarında
Almanlar önce Batı cephesinde yaptıkları taarruzla güvenlerini
arttırdılar, hâkimiyetlerini Doğuya kadar genişleterek
durumlarını kuvvetlendirdiler: Sovyetlerle Brest-Litovsk (3 mart)
ve RomanyalIlarla Bükreş (7 mayıs) antlaşmaları, Ukrayna’nın
alman kontrolü altında teşkilâtlandırılması (mart).
Almanya’nın 1918 yazında uğradığı başarısızlıklar, Doğu Avrupa’ya
ait planları etkisiz bıraktı. Buna karşılık askerî olayların
Orta Avrupa’da çok kesin etkileri oldu. 5 Ekimde Reich’in yeni
başbakanı Max von Baden, on dört madde esasına dayanan bir
barış için A.B.D.’nin arabuluculuğunu istedi. Mütarekenin imzalanmasmdan
önce Kiel’de (4 kasım), sonra Münih’te ve Berlin’de
patlak veren isyan hareketleri Alman imparatorluğunun
sona ermesine ve Wilhelm II’nin tahttan çekilmesine yol açtı
(9 kasım). Sosyalist Ebert şansölye oldu. Avusturya-Macaristan
için savaş, imparatorluğun tam bir dağılımıyle bitti; çeşitli azınlıklar
eylül sonundan itibaren bağımsızlıklarını ilân ettiler, imparator
Charles I, 13 kasımda devlet işlerini yönetmeyi bıraktı. Aralık
ayında Güney islavları bir krallık içinde Sırplarla birleştiler.
Bu sırada Karadağ da Sırbistan’a bağlandı. Birleşik eyaletlerin
Romanya ve Polonya’ya bağlanması sonucunda birbirinden ayrı
iki küçük devlet ortaya çıktı: Avusturya ve Macaristan.
Yeniden kurulan Polonya, Almanya ile ilişkilerini kestiği sırada
batıda mütarekenin süresi uzatıldı. Barış konferansı ise ancak
ocak 1919’da Paris’te toplanabildi.
Planlar. Rusya cephesinin çöküşü Almanların kuvvetlerinde tasarruf
yapmalarına imkân verdi ve 700 000 kişilik bir takviye
sağladı; öte yandan bu olay müttefikler için çok ağır bir darbe
oldu. A.B.D. birlikleri temmuz ayına kadar savaşa katılmadılar,
Fransızlar ve ingilizler, birliklerindeki asker sayısının
azlığı yüzünden ağır bir kriz geçirdiler, bu da. onları savunmaya
çekilmek zorunda bıraktı (Petain’in 24 ocak tarihli emri). Hindenburg
ise, A.B.D.’nin savaşa katılmasından ve kuvvetlerini
tüketmek üzere bulunan AvusturyalIların, Bulgar’ların, Türk’lerin
tamamıyle yıpranmasından önce Kesin sonuca ulaşmayı düşünmekteydi.
Bu sebeple Hindenburg her neye mal olursa olsun,
baskın tarzında teşebbüslerle Fransız cephesini yarmak
için kuvvetlerini hazırlamağa başladı.
Alman taarruzları. Hindenburg ve Ludendorf 2 ı martta Picardie
bölgesinde taarruza geçtiler. (Bk. m o n t e d îd îe r m u h a r e b e s i .) Fakat
müttefikler 27 martta Doullens’te, emir ve kumandanın tek
elden idaresi kararını aldılar ve Foch 14 nisanda müttefik kuvvetleri
başkumandanlığına tayin edildi. Bu tedbirle Alman taarruzları
başarısızlığa uğratıldı. Kemmel üzerine yapılan/ ikinci bir
taarruzun (9 nisan başarısızlığa uğraması üzerine Ludendorf bu
yenilgilerin fransız yedek kuvvetlerinin muharebeye karışmasından
ileri geldiğini düşündü, ingilizleri Flandres cephesinde saf dışı
etmeden önce fransız yedek kuvvetlerini Aisne bölgesinde thareketsiz
bırakmağa karar verdi. 27 Mayısta gene taarruza geçti, Chateau-
Thierry’ye kadar ulaştı ve Paris’i tehdit etti. Foch, Villers-Cotterets
ormanlarında ve Champagne dağlarında bu saldırının hızını
kesti. Ludendorf harekâtı genişletmek isteyerek 9 haziranda
batıda Metz üzerinde ve 15 temmuzda doğuda Reims üzerinde
taarruza geçti. Bu sonuncu taarruz, ilerleyişinin son noktası oldu.
Foch, 18 temmuzda Soissons yönünde alman sağ kanadına
sonu zaferle biten bir karşı taarruz yaparak Chateau-Thierry’-
deki cebi 3 ağustosta ortadan kaldırdı
Foch’un kar§ı taarruzları. 24 Temmuzdan soma Foch’un planında
kesin olarak taarruz harekâtına dönmeıc kararı vardı. Bu
taarruz önce Paris – Amiens ve Paris – Nancy stratejik yollarının
Châlons’dan itibaren açılmasını ve Chateau – Thierry, Mont-
Didier (8 ağustos muharebesi) ve Saint – Micheı (12 eylül muharebesi)
ceplerinin küçültülmesini hedef alıyordu.
3 Eylülde Foch düşmana vakit bırakmadan bütün kuvvetleriyle
Meuse nehrinden denize kadar uzanan cephede Mézières yönünde
genel ve sürekli bir taarruza geçti. Bu taarruz Flandres cephesinde
fransız, İngiliz ve belçika kuvvetleri tarafından- Gand yönünde,
fransız ve İngiliz kuvvetleri tarafından Hindenburg hat
tı üzerinde Cambrai ve Saint – Quentin yönlerinde, fransız ve
amerikan kuvvetleri tarafından da Argonne’un iki, yönünde ve
Sedan yönünde olmak üzere üç büyük harekât şeklinde gelişti
26 eylül). 10 – 20 Ekimde Foch, Almanların son olarak çekildikleri
mevziye (Hermann ve Hunding hatları), hücum emrini
verdi. Savaşın burada bitmiyeceğini ve Meuse nehrinin doğusuna
kayacağını tahmin ediyordu. Fakat, 12 müttefik ordusunun aynı
noktaya doğru yaptıkları taarruz sonunda Almanlar yenilgiye
uğradıklarını kabul ettiler: 4 kasımda Ren nehri üzerinde geneî
bir geri çekilme kararı verdiler; 7 kasımda alman murahhasları
mütareke isteğinde bulundu, 11 kaşımda Rethondes’da mütareke
imzalandı, 14 kasımda Lorraine’de yapılması düşünülen taarruz
da böylelikle gereksiz oldu.
öteki cepheler. Müttefik stratejisine göre, Fransız cephesinin yanısıra
her tarafta taarruz hareketlerine girişildi. Bu taarruzlar zaferin
kazanılmasında en önemli rolü oynadılar. İtalyan cephesinde,
hazirandaki avusturya taarruzunu püskürtmüş olan Diaz:
24 ekimde taarruza geçti ve Vittorio Veneto zaferi (24 ekim)
üzerine Avusturya 3 kasımda, Padova mütarekesini imzalamak
zorunda kaldı. Makedonya’da Franchet d’Esperey 15 eylülde
Bulgar cephesini yarma amacıyle genel bir taarruza geçti: Dobra
Polje muharebesi 29 eylülde Bulgaristan’ı silâhlarım bnakmak
zorunda bıraktı. Bu başarıdan faydalanan Franchet d’Esperey
üsküp’e yürüdü, Tuna’yı geçti, Sırbistan ve Romanya’yı kurtardı
(ekim), Avusturya ile Güney Almanya’yı tehdit etmeğe başladı.
Alman Doğu Afrikasında general Lettow Vorbeck emrinde özel
bir müfrezeden başka düşmana karşı koyan hiç bir kuvvet kalmamıştı,
bu müfreze de 13 kasımda silâhlarını bıraktı
Kafkas cephesi ve ermeni hareketleri. 18 Aralık 1917’de Ruslarla
Erzincan’da yapılan mütarekeden sonra, 1918 yılında Kafkas
cephesinde savaş olmadı. Ancak rus kuvvetleri çekildikten
sonra, Van’da toplanan ermeni ‘taburları, teşkilâtını büyüterek
■ Rusların işgalinde bulunan Türk topraklarını istilâ ettiler; bölgedeki
Türk halkına ağır saldırılara geçtiler ve yer yer, kütle
halinde öldürmeğe başladılar. Bunun üzerine Vehip Paşa kumandasındaki
3. ordu Bitlis’ten Tirebolu’ya kadar uzanan cephede
altı koldan harekete geçti. 7 Şubatta Kelkit’i, 13 şubatta
Erzincan’ı, 19 şubatta Bayburt’u, 22 şubatta Tercan’ı, 24 şubatta
Trabzon’u, 12 martta Malazgirt, Hınıs ve Erzurum’u, 16
martta Köprüköy ve Tortum’u, 25 martta da Oltu’yu 1914’teki
Osmanlı-Rus sınırına kadar olan bölgeyi geri aldı, 8 nisanda
da Van alındı. Bundan sonra Brest-Litovsk antlaşmasına göre
Kars, Ardahan ve Batum sancaklarını işgal için 26 martta Yakup
Şevki Paşa (Subaşı) kumandasında hazırlanan (dört tümen
kadar) özel grup, Romanya’dan getirilen 6. kolordu karargâhı
emrine verilen iki tümen ile birlikte 30 martta 3. ordu karargâhının
bulunduğu Erzurum’a geldi. Yakup ŞevKi Paşa grubu,
Sarıkamış-Kars ve Ardahan bölgesinde, 37. kafkas tümeni de
Batum’a ilerleyecekti. Ermeniler Novo Selim’e çekilmişlerdi.
; Ardahan 3 nisanda ele geçirildi, fakat Batum’un işgali uzun süri
dü. Çünkü Gürcüler alman himayesini kabul ederek 26 martta
Batum’da anlaşma yaptılar; önce Türkiye’nin hizmetinde bulunan
general Von Kress, Tiflis’e geldi ve iki alman alayı da
Poti’ye çıkarılarak bazı istasyon ve önemli yerler işgal edildi.
Böylece Almanlar, yalnız Gürcistan bölgesini değil, bütün Güney
; Kafkasya’yı (Baku dahil) Gürcistan hesabına ele geçirmek istediler.
14 Nisanda Batum ve Çürüksu, türk kuvvetleri tarafından
zaptedildi. 25 Nisanda da Kars, Ermenilerin elinden alındı.
Arpaçayma kadar olan bölge kesin olarak işgal edildi. 1877-1878
Osmanlı – Rus savaşında Rusların ele geçirdiği üç sancak da
geri alındı. Daha sonra Ermenileri barışa zorlamak için, Yakup
Şevki Paşa grubunun, Tiflis genel yönetinde ilerlemesi emredildi
(12 mayıs). Grup, 15 mayısta Gümrü’yü ele geçirerek Erivan’a
doğru demiryolu boyunca ilerlemeğe ve istasyonları işgal etmeğe
başladı; 26 mayısta Karakilise ele geçirildi. Bu durum karşısında
Nazarbekof kumandasındaki ermeni kolordusu da-doğuya
çekildi. Güneyde, İran topraklarına girilerek Makü ve Hoy
bölgeleri; kuzeyde de Ahıska-Ahilkelek ve Çürüksu ele geçirildi.
Bundan soma Ermenilerin isteği ile Batum’da barış yapıldı
(4 haziran 1918). Almanlar, Kafkasya’da silâhlandırdıkları Gürcü
ve Tatarları İran içerisinden Hindistan’a yöneltmek suretiyle,
İngiliz sömürgelerine doğru uzanmak istediler. İngilizler de bunun
üzerine birliklerinin bir kısmını Bakû’de topladılar. Irak
ve Filistin cephelerindeki İngiliz kuvvetlerinin bu bölgelerdeki
türk birliklerine karşı saldırıya hazırlanmaları Musul, Şam ve
■i Halep’i tehdit etmeleri karşısında, gerekli tedbirler alınamadı;
tersine Türkistan’ı ele geçirmek isteğiyle 3. ordu bir kafkas –
İslâm ordusu haline getirildi. Bu sonuçsuz macera ağustosta
Tebriz’i alarak Tahran’a ve güneye sarkarak ingilizlerin Irak’-
• taki kuvvetlerinin gerilerine etki yapmak amacıyle yönetildi. Hazar
denizi batı kıyılarına, Astrahan’a ve Volga nehrine doğru ilerleme
yapıldı. Fakat Suriye ve Irak cephelerinde ingilizlerin gi-
. riştikleri taarruzlar ağır yenilgiyle sonuçlanınca, bu karar veharekâtın
yersizliği anlaşılarak çekilme yapıldı.
Irak cephesi. Bağdat’ın düşmesinden sonra 6. Türk ordusunun
bir grubu Fırat, diğer grubu Dicle vâdilerini tutarken, büyük
kısmı Kerkük’te bulunuyordu. Lojistik destek bakımından çok
yetersiz olan ordunun ancak 8 000 kişilik savaşacak kuvveti kalmıştı.
Bunun karşısında ise ingilizlerin bir İngiliz ve beş hinf
tümeni ile bir süvari tümeni ve bağımsız birkaç alayı bulunuyordu.
Mart ayında taarruza geçen İngiliz 1er, cephelerindeki türk
kuvvetlerini çekilmeğe zorladılar, fakat Kerkük grubu karşısında
başarısızlığa uğrayarak çekildiler.
İngilizler 23 ekimde Musul’u ve buradaki petrol kaynaklarını
ele geçirmek amacıyle yeniden taarruza geçtiler. Buradaki Dicle grubunu
ağır bir yenilgiye uğratarak 30 ekimde yapılan mütareke
şartlarını ileri sürmek suretiyle 3 kasımda Musul’u ele geçirdiler.
Filistin ve Suriye cephesi. Kudüs’ün düşmesinden sonra cephedeki
Yıldırım Orduları grubu kumandanı general Falkenhayn’m
yerine general Liman Von Sanders getirildi. Yıldırım Orduları
grubunun emrindeki kuvvetlerden Irak’taki 6. ordu ile İskenderun
körfezi ve güney çevresindeki deniz cephesini koruyan 2.
ordu, ordular grubu kuruluşundan çıkarıldı. Böylece Yıldırım
Orduları grubunda .7. ve 8. ordularla biı kolordu ve süvari tümeninden
ibaret 4. ordu bırakılmıştı.
Bu cephedeki Yıldırım Orduları grubu, on piyade ve bir süvari
tümeni ile yaklaşık olarak 100 km’lik bir cepheyi savunmağa
çalışmaktaydı; mevcudu da ancak 28 000 kadardı. Yıldırım Orduları
grubu, 1918 yılı başlarında Yafa ile Lut gölü kuzeyi ara*
sında savunma durumundaydı, ingilizlerin mart ayı başından
mayıs sonlarına doğru Şeria ırmağı vâdisi vè doğusunda başlayan
taarruzları önce durdurabildiyse de, lojistik durumun yetersizliği
türk kuvvetlerinin sayısını 23 000’e düşürdü. İngiliz birlikleri
kara ve hava üstünlüğünü arttırarak 19 eylülde, kıyı, orta
ve doğudan üç grup halinde büyük bir taarruza girişti. Türk cephesi
düştü, İngiliz süvari kolordusu 20 eylülde de ileri harekâtına
devam ederek Nâsıra’daki Yıldırım Ordular grubu karargâhına
kadar girdi. Yıldırım Orduları grup kumandanı İngiliz
taarruzunu Şeria vâdisinin doğusundan beklediğinden büyük bir
baskına uğramıştı.
21 Eylülde Ordular grubu Dera’ya kadar çekilme kararı verdi.
7. Ordu kumandanı olan Mustafa Kemal Paşa, önceden aldığı
tedbirlerle düşman süvarisini Bisan’da durdurmayı başardı. Türk
kuvvetleri 10 ekime kadar çekilmeğe devam etti. Bu arada siyasî
amaçlarla Şam güneyi Rayak ve daha sonra Baalbek’de de
tutunmak mümkün olamadı. Şam, 1 ekimde düştü. Yıldırım Orduları
grup kumandanı Von Sanders bu yenilgi üzerine kumandayı
Mustafa Kemal Paşaya bırakarak Adana’ya çekildi.
Bu arada emîr Faysal’ın kuvvetleri, yerli Araplarla birlikte türk
kıtalarına her fırsatta saldırıyordu. Mustafa Kemal Paşa, önce
arap çetelerini bozguna uğratarak Halep kuzeyindeki mevzilere
çekildi (26 ekim). Böylece İskenderun – Tellürrifat mevziinde İngiliz
taarruzlarını durdurmağa çalıştı. Bu hat, istiklâl savaşı sırasında
da millî sınır olarak devam etti. Irak’ta da savunma
zorlaştığı için, Osmanlı kabinesi düştü; izzet Paşa 14 ekimde
başkumandanlık ve harbiye nazırlığını üzerine almak suretiyle
yeni Osmanlı hükümetini kurabildi. Kut’ül Aiııare’de esir edilen
İngiliz generali Tawnshend’in aracılığı ile tarafların temsilcileri
28 ekimde Mondros’ta toplandılar ve 30 ekimde de mütareke imzalandı.
(Bk. MONDROS MÜTAREKESİ.)
Osmanlı imparatorluğunun 10 ağustos 1920’de Sevr’de (Sèvres)
imzaladığı antlaşmaya Mustafa Kemal Paşanın önderliğindeki
Türk halkı karşı çıktı. Sevr antlaşmasına göre paylaşılan Türkiye’nin
bağımsızlığı için güç şartlar altında savaştı; 24 temmuz
1923’te Lozan’da imzalanan barış antlaşmasıyle yeni bir Türk
devleti kurulmuş oldu.
Bazı rakamlar
Ordu mevcutları, a l m a n y a *. (mayıs) 242 tümen (204’ü Batıda,
37’si Doğu’da, l ’i Balkanlarda); (11 kasımda) 215 tümen (181*1
Batıda, 26’sı Doğuda, 5’i Balkanlarda, 3’ü Almanya’da).
Fransız cephesinde: 181 alman tümeni, 211 müttefik tümeni
(104 fransız, 60 İngiliz, 30 amerikan, 12 belçika, 2 portekiz, 2
İtalyan, 1 polonya).
Makedonya’da: 17 avusturya, alman – bulgar tümeni, 28 müttefik
tümeni (8 fransız, 4 İngiliz, 6 sırp, 9 yunan, 1 İtalyan).
İtalyan cephesinde: (eylül) 61 avusturya tümeni; 57 müttefik
tümeni (51 İtalyan, 2 fransız, 3 İngiliz, 1 amerikan, 1 çek).
Mezapotamya’da: 240 000 İngiliz askeri. || Filistin’de 210 000 İngiliz
askeri, 7 000 .fransız askeri, 30 000 türk askeri..
Savaş uçakları: (ekım-kasım) 3 600 fransız, 1 76t) İngiliz, 800
İtalyan, 740 amerikan.
Fransız savaş imalâtı: Ayda 700 uçak ve 600 tank (11 kasımda
ordularda 3 400 fransız tankı vardı); ayda 9 milyon topçu mermisi
(Foch taarruzunun 4 aylık süresi içinde günde 326 000 atım).
Fransa’ya çıkarılan amerikan askerlerinin yüzde 90’ınm silâhlandırılması
(1 nisantla 335 000 kişi, mayısta 240 000 kişi, hazirandan
itibaren ayda 280 000 kişi).