DÜŞMEK

DÜŞMEK geçz. f. (esk. türk. t üşmek’ ten).
[Kişilerden söz ederken] Dengesini kaybederek
yere yıkılmak: Kaç defa düştüm. Baksanıza
şu halime (B. Felek). Hepsini birden
atlamaya kalkarsam, düşerim, kapaklanırım
(P. Safa). Attan düşmek» \\ Mec. Oldukça
anî bir şekilde bir durumdan öbürüne
geçmek, kötü bir durumla karşılaşmak:
İhtiyarın çok fakir düştüğünü söylüyorlar
(H.E. Adıvar). Tuzağa düşmek. Dışmanın
eline düşmek. Hasta düşmek. |j Çıkrriak:
Merak ettim, sabah sabah sokağa düştüm
(Ahmed Rasim). || Maddî veya manevî bakımdan
iyi niteliğini kaybederek kötü dufuma
girmek: O adam son zamanlarda vücutça
çok düştü. O kadın çok düştü. || Uğramak,
kapılmak: Tereddüde düşmekBir. şeye karşı büyük ilgi duymak^ Kimi
terk-i nam-ü şatıe, kimi itibare düştü (Şeyh
Galib). || Tesadüfen gelmek; Hovarda gençler
düşerse epeyce para kalır (R.H. Karay).
Bizim yokuş’a nasıl düştü, nereden düştü
bilmem (Y.Z. Ortaç). || İş başından ayrılmak,
çekilmek zorunda kalmak; Balkan
muharebesine doğru İttihatçılar düşünce beni
de tabiatıyle salıveriyorlardı (R.N. Güntekin).
. || Vakitsiz ve ölü doğmak: Çocuk
düştü. || [Nesnelerden söz ederken] Kendi
ağırlığının etkisiyle yukarıdan aşağıya inmek:
Bir şey düşüyor, elinden yere / Bir
gül çlmah (O.V. Kanık). Kalem yere düştü.
|| Dökülmek, dağılmak: Saçları \önüne düşmek.
|| Yağmak: Çoktandır buralara yağmur
düşmedi. Dağlara kar düştü. || [Yer
için] Düşman eline geçmek: Kasaba düştü.
|| Yakışmak, uygun olmak, uymak: Yeşil
çanta bu kıyafete iyi düşer. Renkler
iyi düştü. |J Belirli zamana rastlamak: Babasının
Sütlüce’de: yeni * bir ev alması
bu tarihlere düşer (N. Araz). || Payına
ayrılmak, isabet etmek: Kendisi meşgul olduğu
zaman bu iş bana düşüyordu (A.H.
Tanpınar)* || Hızı, değeri, gücü azalmak:
Hararetin sıfır altı on, on beşe düştüğü
bir kış gebesinde … (R.N. Güntekin). Para
düşe düşe harbin sonlarında bir kâğıt dört
altına indi (F.R. Âtay). Hastanın ateşi düştü.
|| Yansımak, aksetmek: Toprağın üstüne
düşen ye yürüyen gölgemizi … (Ş.S. Aydemir).
|| indirmek, çıkarmak: On birden
üç düş, sekiz kalır.