Düşe kalka, güçlükle: Okulu
düşe kalka. bitirdi. || Düşmez kalkmaz bir
Allah, insanların kötü durumlara düşmelerinin
olağan olduğunu anlatan söz. |[ Düştü
külâh, göründü kel (veya takke düştü, kel
göründü), «saklanacak şey kalmadı, her şey
açığa çıktı» anlamında kullanılır. || {Biriyle)
Düşüp kalkmak, bir kimseyle birlikte yaşamak:
Gördüğün kadınla düşüp kalkıyor.
Beraber bulunmak, ilgisi olmak: Ferahlı lâkırdı
ediyor, • şen insanlarla düşüp kalkıyor
(H. E. Adıvar). || (Saçlarına) Âk düşmek,
saçları beyazlanmak. || (içine) Ateş düştü || Birbirine düşmek.
\[‘Boş düşmek. . || Çaptan düşmek,
. || Damdan düşer gibi.
Eline ayağına düşmek. Eline düşmek.
. || Fırsat düşmek.
|| Gözden (gözünden) düşmek. Bk. göz. ||
Hesaptan düşmek, alacak veya verecekten
çıkarmak. || (İçine) Kurt (şüphe) düşmek,
şüphelenmek: . Kız geçen cuma, pazardan
geç geldiğinden beri, esasen, içine kurt düşmüştü
(H.E. Adıvar). || Nikâh düşmek, bir
kimseyle evlenmesi dince veya kanunca uygun
olmak. || (Birinin) Ocağına düşmek, birinin
yardımına sığınmak. || (Birinin) önüne
düşmek, önümden yürümek. || (Birinin) Peşine
düşmefy arkasına takılmak, arkasındangitmek,
takip etmek. || Söz ayağa düşmek.
Bk.> ayak. || (Birine) Söz düşmek, .gerçekleşmemek:
İnşaat işi suya düştü. || Tavına
düşmek. Argo. Sırasına gelmek. || üstüne
düşmek, çok ilgilenmek. || (Bir yere) Yolu
düşmek, (bir yerden) tesadüfen geçmek, (bir
^ yere) tesadüfen gelmek.
01
Kas