B12 VİTAMİNİ YETMEZLİĞİ VE PERNİSİ- YÖZ ANEMİ: B12 vitamini insan vücudunda sentez edilemediğinden dışarıdan alınması zorunluluğu vardır, insanlar için B12 vitamininin kaynağını, hayvansal besin maddeleri oluşturur. İnsan bağırsaklarındaki bazı bakterilerin B12 vitamini sentez etme yeteneği vardır. Hayvansal kaynaklı B12 vitaminini içeren besin maddelerini aşağıdaki tabloda veriyoruz. Bitkilerde B12 vitamini bulunmaz.
Kişinin günlük B12 vitamini gereksinimi yaklaşık 2.5 mikrogramdır. Normalde, karaciğerde 2 mg. ve öteki dokularda da 2 mg. olmak üzere, vücutta toplam 4 mg. B12 vitamini depo edilmiştir. Buna göre bir kişinin B12 vitamini yetmezliğine girebilmesi için 3-6 ay gibi bir süre içinde bu vitamini hiç almaması gerekir. Kişide metabolik olarak aktif olan iki çeşit B12 vitamini vardır. Bunlar “Metilokobalamin” ve “Adenozilkobala- min” dir. B12 vatimininin yapısında kobalt atomu bulunur. Besin yoluyla alman B12 vitamini, midedeki parietal hücrelerden salgılanan “Entrensek faktör”denilen bir maddeye bağlanır.B12 -entrensek faktör kompleksi kurulmadığında, vitamin mide ve incebağırsaklardaki protein eritici enzimlerin eksisiyle bozulur. B12 – entrensk faktör kompleksi incebağırsağm son bölümlerindeki hücrelerin yüzeyinde bulunan, kendileri için özel olan ve “Reseptör”denilen yerlere bağlanırlar B12 vitamini daha sonra burada bağırsak hücreleri tarafından emilip kan dolaşımına kazandırılır. Bağırsaklardan emildikten sonra B12 vitamini, “Transkobalamin II” denilen bir taşıyıcı proteine bağlanarak kan dolaşımına katılır. Transkobalamin II-B12 yapısı (TCII-B12) karaciğer ve kemik iliği hücreleri ve vücuttaki öteki hücreler tarafından kolayca tutulur. Böylece B12 vitamini DNA sentezine, dolayısıyla da hücre çoğalmasına katkıda bulunmak üzere hücrelere ulaşmış olur. Her ne kadar yeni emilmiş olan B12 vitamininin taşıyıcı proteini transkobalamin II (TCII) ise de kanda dolaşmakta olan B12 vitamini, aslında “Transkobalamin I” (TC I) taşıyıcı proteinine bağlıdır. Çeşitli nedenlere bağlı olarak vücutta B12 vitamini yetmezliği gelişebilir.
Bu nedenleri aşağıdaki tabloda kısaca veriyoruz.
1) Pernisiyöz anemi
2) Midenin çıkartılmış olması
3) Crohn hastalığı
4) Çölyak hastalığı (Nontropikal spru)
5) Tenia solium 6} Paraamino salisilik asit (PAS) 7) Neomisin
8) Kolşisin 9) Yalnız sebze yiyenler (Vegetarians)
10) Difilobotrium latum Yukarıda saydığımız B12 vitamini yetmezliği etkenlerinden en sık rastlanam pernisiyöz anemidir.
Etken, ne olursa olsun sonuç olarak “Megaloblastik-makrositer” bir anemi gelişir. Bu nedenle pernisiyöz aneminin incelenmesiyle, öteki B12 yetmezliği anemileri de tanınmış olur. Pernisiyöz anemi, bir otoimmün hastalık olarak ele alınmaktadır. Yani vücudun bağışıklık sistemi, kendi birtakım doku ve hücrelerine karşı savaşan antikorlar üretmektedir. Pe/nisiyöz anemide mide mukozasının “Parietal” hücrelerine ve bunlardan salgılanan Entrensek faktör”e karşı antikorlar yapılmaktadır .Bunun sonucu olarak midedeki parietal hücreler azalıp bozulurken, bunların salgüadıkları entrensek faktör de antikorlar tarafından bozulmaktadır. Sonuç olarak entrensek faktör yetersizliği gelişir. Bu da B12 vitamininin yeterince emilememesine, dolayısıyla, B12 vitamini azlığına neden olur. Pernisiyöz anemi ve öteki B12 vitamini yetmezliği anemilerinde gelişen bozukluklar başta kan yapımını, sindirim sistemini ve sinir sistemini ilgilendirmektedir. Bu sistemlerde hastalığa bağlı olarak gelişen bozukluklara değinmeden önce, hastada ortaya çıkan belirti ve yakınmalardan söz edeceğiz. En sık görülen yakınma halsizlik ve çabuk yorulmadır. Nefes darlığı, dil yanması, ağız içinde ağrılar, duyu kusurları, çarpmtı , kulak çınlaması, baş dönmesi , solukluk, zihinsel çalışmalarda yavaşlamalar diğer yakınmalardır. Pernisiyöz anemili hastaların midesinde HC1 daha az salgılanır. Bu hastalarda hazımsızlık, bulantı, kusma, midede şişkinlik yakınmaları gelişebüir. Pernisiyöz anemili hastalarda mide kanserine daha sık rastlanmaktadır. Sinir sisteminde gelişen öteki bozuklukları kısaca anlatabiliriz. Romberg ve Babinski belirtileri olumlu çıkabilir. Hastada kas sertliği (spastisite) gelişebilir. Reflekslerde şiddetlenme ya da yavaşlama görülebilir. Ellerin ince hareketlerinde beceri kaybı gelişebilir. Ağır vakalarda bilinçte ve bellekte ağır olmayan bozukluklar gelişebilir. Bazı hastalarda da sfinkter kasları yetmezlikleri ve titreşimleri algılamakta bozukluklar gelişebilmektedir,