ENGİN sıf. (esk. türk. en, çukur’dan en-
<giri). Uçsuz bucaksız, çok„ geniş: Bu hasret
hürriyetin hasretiydi ve bu dağlar hürriyet
kadar engindi (Ş.S. Aydemir). Engin
deniz. !| i. Denizin karadan çok uzakta
bulunan kısmı: Enginlerden bir rüzgâr esmez
mi serin serin (Z.ö. Defne). Ummâna
çıkar burda bugün beklediğin yol, /» At
kalbini girdâba, açıl engine, rûh ol! (Yah-,
ya Kemal). || Erkek veya kadın adı.
— Deniz bil. ve Jeol. Engin çökeltileri,
derin denizlerdeki çökeltiler; bunlar çamur,
dip çamuru ve kırmızı kilden/ meydana gelir.
(Buralarda, sığ deniz çamurunun ağır
bastığı, killer ve kireçli fasies’den meydana
gelen bathyal bölge gereçleriyle [200-1 000 m
derinlikte] derin bölge‘’gereçleri bulunur.)
— Zool. Açık denizlerde dipten uzak yaşayan
canlılar için kullanılır: Engin balığı. \\
Engin organizmaları, açık denizlerin hayvan
ve bitkileri (dipte yaşayan derin deniz organizmalarına
karşıt), f) Engin deniz favnası,
enginlerde fok avcılığı Bering boğazı
dolaylarında yapılır
ENGİN
13
Ara