Aranedencilik, Descartes’çı metafiziğin,
17. yüzyılın ikinci yansında gelişen ve zihin
ile beden arasındaki tüm etkileşimin Tann’
nın aracılığıyla gerçekleştiğini savunan bir
türü. Aranedenciliğe göre, yer kaplamayan
zihin ile yer kaplayan beden arasmda doğrudan
etkileşim olamaz. Doğrudan etkileşim
görünümünü, zihnin istemesi üzerine
bedeni harekete geçiren ve bedenin öteki
maddLnesnelerle karşı karşıya gelmesi üzerine
zihne düşünceleri yerleştiren Tanrı
sağlar. Örneğin, eline bir elma almak
isteyen kişi bu isteğini gerçekleştirirken,
zihninin bedeni üzerinde doğrudan etkisi
yoktur; onun bu eylemi istemesi, Tann’mn,
o kişiye kolunu uzattırması için bir aranedendir;
eli elmayı kavradığında da, elmanın
zihnin üzerinde doğrudan etkisi olmaz; bu
dokunma, Tann’mn, elmanın yumuşaklığını
ve serinliğini ona iletmesinin aranedenidir.
Aranedencilik, 17. yüzyılda HollandalI
filozof Amold Geulincx ve 18. yüzyılda
Fransız filozof Nicolas Malebranche tarafından,
öncelikle Descartes’çı metafiziğe özgü
bir sorunu çözmek amacıyla geliştirildi.
Descartes’a göre zihin etkin yer kaplamayan
düşünmedir («cogitatio). Buna karşılık
beden, edilgen, düşünmeyen yer kaplamadır
(extento). Ama Descartes’çı dualizmin
temeli olan bu iki yaratılmış töz, üçüncü ve
bileşik bir töz, yani canlı insan olarak
birleşmiştir. Sorun zihnin ve bedenin özlerindeki
farklılığın bu iki tözün nasıl etkileşime
girdiğini kavramayı zorlaştırmasıdır.
Yer kaplamayan düşünceler bedeni nasıl
harekete geçirebilmekte, bedenin hareketleri
de düşüncelere nasıl yol açabilmektedir?
Doğrudan etkileşimin, beyindeki epifiz
bezinde gerçekleştiğini öne süren Descartes’ın
bu görüşü, nasıl sorusunu yanıtlamaz.
Fransız Descartes’çılan Pierre-Sylvain
Regis ve Jacques Rohault’nun ortodoks
yaklaşımına göre, bilim adamları nasıl olduğunu
bilemese bile, Tann, zihni ve bedeni
doğrudan etkileşim içinde olabilecek biçimde
yaratmıştır. Aranedencilik ise, zihinle
beden arasındaki etkileşimin, Descartes’ın
felsefesinde dördüncü, yaratılmamış töz
olan Tann’nın aracılığı ile gerçekleşmesine
karşın, nasıl doğrudanmış gibi gözükebildiğim
açıklamaya çalışmaktadır.
Aranedencilik, zihinsel bir töz olan Tann’
nın, maddi bir töz olan bedenle nasıl
etkileşime girebildiği sorununun çözülemediğini
vurgulayan 17. yüzyıl Platoncu Fransız
düşünürü Simon Foucher ve başkaları
tarafından eleştirildi. Bu eleştiriye verilen
yanıtlardan biri maddi tözü de Tanrı’nın
yarattığı biçimindeydi. Foucher’ye göre gerçeklik
birimleri olan monadlar arasmda
etkileşim olmadığını, etkileşimin yalnızca
görünüşte olduğunu, çünkü Tann’mn, monadlan
önceden kurulmuş bir uyum içinde
yarattığını savunan Alman filozof ve matematikçi
Gottfried Wilhelm Leibniz bu yolu
izliyordu. Zihin ve beden arasındaki görünür
etkileşim de önceden kurulmuştu. Böylece,
Tann’mn düşüncelerinin nedenlerinin
tek bir yaratma aranedenine indirgenmesi,
aranedenciliğin hem mantıksal sonucu, hem
de bu kurama karşı bir reductio ad absürdüm
(saçmaya indirgeme) kanıtı olarak
görülüyordu.
Aranedencilik
14
Şub