İstanbul Eminönü’ndeki Türk-İslârfi
mimarisinin zarif muhteşem mabedi. Caminin bulunduğu
yerde daha önceleri Sirkeci’ye doğru uzanan bir
Yahudi mahallesi vardı. Sultan Üçüncü Murad’ın eşi
Safiye Sultan burada camii yaptırmak isteyince binaların
değeri iki misli olarak ödenerek istimlâk edildi.
Osmanlı devletinin en büyük miman olan Koca Mimar
Sinan’ın talebelerinden Başmimar Davud Ağa 1597’decaminin yapımına başladı. Davud Ağa’nın bir yıl kadar
sonra vebadan ölümü üzerine suyolu nazın Dalgıç
Ahmed Çavuş inşaata devam etti. Safiye Sultan 1605’de
ölünce cami 50 yıl kadar yarım vaziyette kaldı. Sultan
Dördüncü Mehmed’in annesi Turan Sultan hassa
mimarı Mustafa Efendi’yi ilk plana uygun caminin bitirilmesi
ile görevlendirdi. 1664 yılında Cuma namazı ile
67 yıllık bir aradan sonra ibadete açıldı ve törende
Sultan Dördüncü Mehmed, Valide Turan Sultan,
Haseki Sultanlar, vezirler, alimler bulundu. Yerden üç
metre kadar yüksekte bulunan caminin genel görünüşü
fevkalade güzeldir. Göze ağır ve kaba gelen hiçbir tarafı
yoktur. Mavi ve yeşil çinilerle ahenkli olarak süslenmiş
dört büyük sütun üzerine oturtulan kubbenin çapı 17,5
m., yüksekliği ise 36 metredir. Dış görünüşte ana
kubbenin etrafında küçük kubbeler vardır. Beyaz mermerden
yapılan minber tek kelime ile şaheserdir. Caminin
her tarafını kaplıyan çinilerin şekillerindeki
güzellik, pencerelere konan camların rengindeki ahenk,
aydınlatmanın verdiği rahatlık bu güzel camiye ayrı bir
hava vermektedir. Pencere ve kapıların sedef kakmalı
kapaklannda zarif bir işçilik vardır.
Caminin beş kapısı iç avluya bakan iki köşede üçer
şerefeli iki minaresi vardır. Camiye gelen Valide Sultanlar
için yapılan kasr, caminin bir parçasıdır. Bu kasnn
bütün odaları baştan başa çinilerle süslüdür. “ Valide
Camiî” “Yeni Valide Camiî” adlarıyla da anılan bu
muazzam bina, kasr, darülkuna, mektep, türbe,
hazine, Sultan Üçüncü Ahmed tarafından yaptınlan
kütüphane ve muvakkithane ile bir külliye halindeydi
Yeni Camii
08
Tem