TAHRİR, Aim. Niederschrift (f). Fr. Inscription (f).
İng. Registration. Nüfus ve arazi gibi umumî olarak
yazma yerinde kullanılan bir tabir. Lügâtta yazma,
yazılma manalarına gelir. Osmanlılar zapt ettikleri yerlerdeki
arazi ve emlâkin kayıtlannı çok muntazam olarak
tutarlardı. Bir yerin tahriri yapılacağı zaman ilk
önce; muharrir veya il yazıcısı adı verilen, namuslu,
bilgili her surette itimada lâyık biri seçilirdi. Bunun
yanında ayrıca kâtipler bulunurdu. Muharrire gittikleri
yerlerdeki devletin adlî ve mahallî idareleri yardım yaprtıaya
mecburdu.
Tahriri yapılacak arazi önce has, zeâmet, tımar ve
vakıflar, mülkler olmak üzere cinslere bölünürdü. Bundan
sonra şehir, kasaba ve köyler birer birer dolaşılarak
vergi mükellefleri tesbit edilirdi. Vergiden muaf olanların
hangi vergiden ne sebeple muaf olduklan yazılırdı.
Ayrıca topraklı, topraksız köylü, evli, bekâr, san’atkâr,
sakat ve ilmiye sınıfına mensup olanlar da ayrı ayrı
kayıtlara geçirilirlerdi. Böylece o yerin toprağı ve insanlannın
durumu hakkında kesin tesbit mümkün olurdu.Bunlarla da kalınmayıp, o köyün yaylası, otlağı,
korusu, ormanı, bir yılda elde ettikleri çeşitli mahsullerin
miktarlan ve bir senede vermekle mükellef olduklan
vergiler de tesbit edilirdi. Bu tesbitler yapıldıktan sonra
yazıcı merkeze döndükde, bilgilerin hepsini deftere geçirirdi.
Bunlardan istifade edilerek muhtasar olarak
hazırlanan defter Nişancı tarafından tetkik ve tasdik
edilirdi. Sonra iki nüsha olarak hazırlanan defterden
biri defterhane hâzinesine konur, diğeri tuğrasız olarak
sarayda muhafaza edilirdi. Bunlar memleketin ana ve
esas kaydı olup, tapu hükm ündeydiler.
Tahriri yapılan yerin geliri nüfusu artar veya azalırsa
bu yerde ihtilâflar çoğalırsa, tesbit yapılalı uzun
zaman geçmişse eski tahrir defteri ile yazıcısına verilerek
bununla mukayese edilerek yeni tesbit yapılırdı.
Yeni tesbit edilen tahrir defterine (cedid), eskisine de
(atik) adı verilirdi.
TAHRİR
12
Ağu