wiki

DÂRÜLBEDAYİ,

İstanbul Şehir Tiyatrosu’nun ilk
şekli ve adı. Türk tiyatro tarihinde, tiyatronun kuruluş
ve gelişmesinde Dârülbedayi’ topluluğu öncülük etmiştir.
Teşkilatın ilk adı Dârülbedayi-i Osmani’dir.
Türkiye’de ilk düzenli bir tiyatro kurulması ve sahne
sanatçılarının yetiştirilmesi fikri 1914 yılında Şehremini,
Operatör Cemil Topuzlu tarafından ortaya atılmıştır.
Bu fikrin gayesi, Türk halkına tiyatroyu sevdirmekti.
Meşrutiyet devri öncesi yurdumuzda, sahne hayatı
ve sanatı, Ermeni ve Rumların paylaştığı faaliyetlerle
devam ediyordu. Bunlardan Rumlar özellikle pandomim
ve k an to ’da, Ermeniler de meledram ve komedi
oyunlarında temayüz etmiş toplulukları oluşturuyordu.
Türklere gelince bunlar, tuluatçı ve orta oyuncularıydı.
Başlıcaları; Kavuklu Hamdi, Küçük İsmail, Kel Haşan,
Abdürrezzak, Şevki, Naşit gibi sanatçılardı. Bu sanatçılar
küçük kumpanyalar halinde temsilsiz oyun verirler,
oyundan önce kanto ve çalgı çalarak seyircilerini kendilerine
benzetmeye çalışırlardı. 1908’de meşrutiyetten
sonra, temsilden önce verilen kanto ve çalgı fasılları
kaldırılmış bunun yerine yurt konuları işleyen, cemiyetin
problemlerine ve dilimize çevrilmiş eserleri (tiyatro
eserleri) sahnelere konmağa başlamıştır. Bu tür telif
eserleri o zaman en çok oynayan sanatçı da AhmetFehim Efendidir.Cemil Topuzlu Bey, Şehremini olarak İstanbul’da
bir belediye konservetuarı kurmak istiyordu. Belediye
meclisinde kendisine taraftar bulunca alman kararla bu
iş için o zamanın parası ile 3000 lira ayrıldı. Akabinde
meşhur tiyatrocu Parisli (Paris tiyatro müdürü) Andre
Antoine’la Paris elçiliğimiz aracılığı ile anlaştı. Antoine,
anlaşma gereği İstanbul’a geldi ve konservatuar için
Şehzadebaşı’nda Letafet apartmanı tahsis olundu.
Konservatuar açılış törenleri hazırlıkları sürerken
bu arada Birinci Dünya Savaşı koptu. Bu durum karşısında
Andre Antoine, memleketine dönmek zorunda
kalınca, bu iş de böylece yarım kalmıştır.
Savaş sırasında, Darülbedayi sanatçıları, asker ailelerine
yardım cemiyeti yararına Hüseyin Suat’ın adapte
ettiği “Çürük Temel” adlı oyunu sahneleyerek halka
sunmuşlardır. Bundan sonra, Halit Fahri Ozansoy’un
“ Baykuş” adlı manzum oyunu, arkasından Halit Ziya
Uşaklıgil’in Aleksandr Dumas Fils’den dilimize çevirdiği
“ F û ru z an ” oyunu ile Manir Nigar’ın uygulaması
“Kayseri Gülleri” oyunları sahneye konmuştur. Savaş
sonrasında oyunlara devam edilmiştir.
1927 yılında Darülbedayi adında bir dergi çıkarılmıştır.
Bu dergi 1935 yılından sonra Türk Tiyatrosu
adını almıştır. Günümüzde de Şehir Tiyatrosu organı
olarak yayını sürdürmektedir. Darülbedayi 1931-1932
mevsim döneminde Belediye Meclisinin genel kararıyla
Şehir Tiyatrosu olarak adını değiştirmiş ve yeni birtü zü k le Şehir T iy a tro su , İstan b u l Belediyesine
bağlanmıştır.
Bu günün şehir tiyatroları, Darülbedayi’nin teşkilat
temelleri üzerine kurulmuştur. İstanbul’da dört yerde
oyun sahnelenmektedir. (Tepebaşı, Üsküdar, Fatih veHarbiye).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir