wiki

ZELZELE,

Aim. Erdbeben (n), Fr. Tremblement de
terre, séisme (m), İng. Earthquake. Yeraltmdaki kayalann
büyük basınçların tesiriyle değişmesi ve kınlması
neticesinde yeryüzünde meydana gelen sarsıntı. Binalarda
ciddi hasarlar yapıp yeryüzünün görünüşünü
değiştirebildiği gibi geniş çapta can ve mal kaybına da
sebep olabilir. Her şey Allahü teâlânın yaratmasıyladır.
Bunlar bir sebeple hasıl olduğu gibi, zelzeleyi meydana
getiren sebebe göre üç çeşide aynlır. Bunlar yeraltmdaki
büyük boşlukların göçmesine dayanan çöküntü zelzeleleri;
yanardağ püskürmesi, mağma faaliyetleri neticesinde
ortaya çıkan volkanik zelzeleler ve yer
kabuğunun kırılması, kayması gibi hareketleriyle meydana
gelen tektonik zelzelelerdir. Jeolojik zelzelelerin
yüzde doksanı tektonik tiptendir.;% 3’ü çöküntü, % 7’si
volkanik tiptir. Türkiye’deki zelzelelerin çıkış sebebi
Jeolojik hareketlere dayanır. Karmaşık bir yapıya sâhip
olan zelzeleyi izah edebilmek için yerkabuğunun
mozaik gibi dizilmiş hareketli plakalardan meydana
geldiği düşünülebilir. Bu plakalann herhangi bir hareketi
yerkabuğunda kopma, kayma, genleşme, göçme ve
volkanik püskürme gibi jeolojik hadiseler meydana getirir.
Bir günde binlercesinin meydana geldiği böyle zelzelelerin
çok azı insanlar tarafından hissedilebilir.
Kimisinin şiddeti çok düşük, kimisi de insanların olmadığı
yerlerde cereyan eder. Bu hafif sarsıntılar ancak
sismograf denen aletlerle tespit edilebilir. Yer altında iç
merkez, ocak, odak veya hiposantr denen zelzelenin
başlangıç noktasında meydana gelen sarsıntı dalgalar
halinde yayılarak yeryüzünde üst merkez veya episantr
denen bir noktada zelzele şoku olarak onaya çıkar.
Burası yeryüzünde zelzelenin merkezidir ve buradan
uzaklaştıkça şiddeti azalır.
Zelzele esnasında meydana gelen titreşimli dalgaları
kaydedip grafiklerini çizdirmek için sismoloji merkezi
denen yerlerdeki sismograf âletleri kullanılır. Çeşitli merkezlerce
elde edilen kayıtlar karşılaştırılarak zelzelenin
derinliği ve merkezi tesbit edilebilir. Hafif bir sarsıntı ve
yeraltından gelen gürültülerle başlıyan zelzele aniden
şiddetlenerek tesirini gösterip tekrar yavaşlamaya baş­
lar. Neticede söner ve hissedilmez olur. Bu hadiseler
cerayan ederken sismoloji merkezlerinde hızları ve doğ­
rultuları değişik üç çeşit dalga hissedilir. P, S ve L diye
adlandırılan bu dalgalardan “P” dalgaları en hızlı yayılır
ve yayılma doğrultusunda gidip gelme şeklinde titreşim
yaptığından boyuna dalgalar da denir. En önce bu dalgalar
hissedilirler. “S” dalgalarının hızı biraz daha
azdır ve titreşim hareketi yayılma doğrultusuna dik
düzlem üzerinde olmak üzere aşağı yukarı olacak şekildedir.
Bu sebeple enine dalgalar da denir. “L” dalgaları
veya uzun dalgalar hızları çok azdır. Kayıt merkezlerine
en son gelirler ve grafikler üzerinde şiddetli tesirler
yaptıkları gibi en yıkıcı tesirleri de bu dalgalar yaparlar.
P, S, L dalgalarının yayılma hızlarının farkından, dolayısıyla
yayılma sürelerinden faydalanarak zelzele merkezinin
sismoloji merkezlerine uzaklıkları tespit edilir.
Üç istasyona uzaklığı tespit edildikten sonra bu uzaklık
yarıçap olmak üzere kayıt üslerinden çemberler çizilir.Çemberlerin kesiştiği nokta zelzelenin merkezi olarak
ortaya çıkar.
Zelzelenin şiddetini ölçmek için önceleri gözleme
dayalı ölçekler kullanıldı. Sonraları teknolojinin geliş­
mesiyle birlikte âletlerle ölçü değerlerine dayalı ölçekler
kullanılmaya başlandı. İlk ölçeklerden olan Cancanı-
Mercalli-Sieberg şiddet ölçeği gözlem ve titreşim ivmesine
dayanmaktaydı. Zelzele şiddeti bu sistemde 12
dereceye ayrılmaktadır. Günümüzde ise âletlerle yapı­
lan ölçümlere dayalı Rıchter ölçeği kullanılmaktadır.
Amerikalı Charles F. Rıchter tarafından geliştirilen bir
ölçekte maksimum şiddet 9 ile ifade edilir. Çünkü şimdiye
kadar, kaydedilen en şiddetli deprem 8,9 Rıchter
derecesindedir. 4,5 şiddetinde bir zelzele hafif hasarlar
yaparken 6 şiddetinden sonra tehlikeli neticeler ortaya
çıkar. Her sene yaklaşık yüz civarında 6 şiddetinin
üstünde zelzele olur. Yedi veya daha şiddetli zelzeleler
senede yaklaşık 25 kadardır. Sekiz şiddetinin üstünde
ise senede bir-iki zelzele vuku bulur. Zelzelelerin şiddeti
meydana getirdikleri hasar ve can-mal kaybıyla orantılı
değildir. Şiddeti az olan bir zelzele çok büyük hasarlara
ve kayıplara yol açabilir. Aksine çok şiddetli bir zelzelede
can ve mal kaybı az olabilir. Bunların böyle olması
yapıların malzeme ve şekilleri, yangınlar, sismik deniz
dalgaları, su ve kanalizasyon arızalan gibi sebeplerden
olabilir. Zelzele şiddetinin yerkabuğunun jeolojik özellikleriyle
çok yakın ilişkisi vardır.
Zelzeleler 4-16 sn. gibi kısa süreler devam etmesine
rağmen insanlar üzerinde çok uzunmuş gibi bir tesir
yapar. Ânî olarak meydana geldiği için insanlar üzerinde
esrarlı bir hava bırakır. Beraberinde gelen yangınlar
daha da tehlikeli olur. Zelzele kuşağı üzerinde
bulunan ülkeler, yapılar dayanıklı olması yanında yangına
karşı tesislerin kurulmasına da önem verirler.
Zelzelelerin en sık olduğu yerlerde şiddet de en yüksektir.
Zelzelenin az veya hafif olduğu, çok sık ve şiddetli
olduğu veya hiç olmadığı bölgeler gözönüne
alınarak çizilmiş ve zelzele kuşakları ve bölgelerini gösterir
haritalar vardır. Yeryüzünü teşkil eden plâkaların
birleşme veya ayrılma bölgeleri zelzelenin fazla olduğu
yerlerdir. Türkiye’de böyle bir bölgede bulunur. Biri
Büyük Okyanus çevresi, diğeri Akdeniz çevresi, Alpler,
Antiller ve Hindistan’ı da içine alan bölge olmak üzere
iki büyük zelzele kuşağının yanında Kanada ve Sicilya
gibi oturmuş zelzele görülmeyen yerler de vardır.
Türkiye’de zelzelelerin çoğu Kuzey Anadolu, Doğu
Anadolu fayları ve Ege’nin çökmüş bölgelerinde meydana
gelir. Bunların içinde en sık Kuzey Anadolu
fayında görülür. Buna göre memleketimizin en fazla
görülen zelzeleyi belirten birinci dereceden başlayarak
2., 3., 4. ve hiç görülmeyen 5. derece zelzele bölgelerini
gösterir haritalar mevcuttur.
Allahü teâlâ her günahın cezasını hemen dünyada
vermez, hesap ve ceza yeri ahirettir. Fakat kullarının
bazı suçlarına ceza vermede acele eder. Bu suçların
çirkinliği ve büyüklüğü o kadar çok olur ki, Allahü
teâlânın gazabının hemen gelmesine sebeb olur. Eski
ümmetler, günahları, isyanlar* sebebiyle hemen helak
edilirdi. Muhammed aleyhisselâmın ümmetine, bu dünyada
her günah sebebiyle umumî helak yapılmayacağı
bildirildi. Bu, ümmet-i Muhammede (s.a.v.) Allahü teâ-
lânın bir rahmetidir. Fakat Allahü teâlânın Peygamberine
ve O’nun varisleri olan âlimlerine sövülmesi,
hakaret edilmesi insanların birbirine nasihati, iyilik
göstermeyi terketmesi ve günah işlemelerine göz yumması,
aralarındaki işlerde zulum, haksızlığın çoğalması,
çirkin işlerden zinanın, fuhuşun artması… gibi günahlar
sebebiyle helakları umumî olur. İnsanların umumî felaketine
sebeb olan İlahî azabın çeşitleri çoktur: Hiç yağ­
mur yağdınlmaması, derelerin, çeşmelerin kuruması,’
otların ekinlerin bitmemesi, yer sarsıntılarının, zelzelelerin
olması v.s. bunlardandır. Hz. Ömer buyurdu kbl
(Zulüm ve zina artınca zelzeleyi bekleyiniz.)
Zelzelenin zararlarını en aza indirmek için alınacak
tedbirler:
1- İlk 2-3 sn. içinde zelzelenin şiddetlenip şiddetlenmemesine
göre tedbir almak. Eğer şoklar hafif ise zelzele
uzaktadır ve asıl şok gelmeden tehlikeli yerden!
uzaklaşmak.
2- Kaçarken yanan ocak gibi şeyleri bırakmamaya
dikkat etmek.
3- İki üç katlı evlerin üst katları daha emindir. Merdivenler
en tehlikeli yerleri teşkil ederler.
4- Duvar, kiriş ve devrilebilecek eşyalardan uzak
durup masa, sıra gibi altı emin yerlere sığınmak.
5- D işarda binalardan uzak durmak.
6- Kıyılarda sismik dalgaların tehlikesine karşı sahilden
uzaklaşmak.
7- Heyelanlı alanlarda kaya parçalarının yuvarlanabileceğim
gözönüne almak.
8- Zelzelenin birinci dakikasından sonra tehlikenin
çoğu geçmiştir. Bu takdirde yangın büyümemesi için
yanan şeyleri söndürmek.
9- Zelzele sonrası su ve elektrik sistemlerini kontrol
edip tedbir almak.
10- Asıl zelzeleden sonra hafif sarsıntılar olabilir.
Bunların sağlam bazı binaları yıkabileceği gözönüne
alınmalı.
11- Bu tedbirlerle birlikte yapılacak en önemli iş,
soğukkanlılıkla Allahü teâlâya sığınmak ve yersiz telaş­
lara kapılarak bazı zararlara sebep olmamaktadır.
İstanbul’un Büyük Zelzeleleri: Osmanlılar zamanındaki
en eski zelzele 1489 yılında olmuştur. Can ve bina
kaybı hakkında bilgi yoktur. 1509 yılındaki zelzelede ise
İstanbul 45 gün aralıklı olarak sallanmıştır. Bu zelzelede
minare hiç kalmamış 109 câmi ve mescit, 1070 ev
büyük zarar görmüştür. Ölü sayısı ise değişik kaynaklarda
3000-5000 gösterilmektedir. Bu zelzelede surların
bazı yerleri, su bentleri de kısmen yıkılmıştı. Sultan
İkinci Bâyezîd Hân çıkardığı bir fermanla Anadolu
sancaklarından 37000, Rumeli sancaklarından 29000
kişi İstanbul’a getirtilmişti. Bunların başına verilen
3.000 usta ile iki ay içinde yıkıntılar temizlenmiş, surlar,
hisarlar ve evler yeniden yapılmıştı.
28 Haziran 1648 günü akşamdan önce olan büyük
zelzele için zamanın meşhur tarihçisi Naima “Nice
haneler ve ocaklar ve minare külahları yıkıldı, benzeri
bu asırda görülmemiştir” demektedir.
11 Temmuz 1690 gecesi akşam namazından sonra
meydana gelen zelzele. Birkaç gün devam etmiş, Topkapı
surları dahil İstanbul’da pekçok yapı zarar
görmüştür.24 Mayıs 1719 günü saat beş sıralarında meydana
gelen zelzele üç dakika sürmüş ve büyük tahribat meydana
gelmiştir.
3 Eylül 1754 günü hava karardıktan sonra iki
dakika süren zelzele aralıklarla beş-altı gün devam
etmiştir. Pekçok binanın yerle bir olduğu bu zelzelede,
Fatih ve Bâyezîd Camilerinin kubbeleri çatlamıştır.
Padişahın emriyle bunlar ve diğer harap olan binalar
derhal tamir edildiler.
23 Mayıs 1766’da Kurban Bayramı’nda olan zelzele
iki dakika kadar sürmüştü. Aralıklarla üç ay kadar
devam eden sarsıntılardan İstanbul bir taş yığını haline
gelmiş harabeye dönmüştü. Fatih Câmii, Kapalı Çarşı,
Baruthane, Saraçhane, Tophane, Yeniçeri kışlaları,
Saray-ı Hümayun’un ile surların bazı yerleri yıkılmıştı.
10 Temmuz 1894’de öğle üzeri meydana gelen zelzele
çok büyük hasara sebep oldu. Kapalıçarşı, Bitpazarı,
Çadırcılar, Yağlıkçılar, Yeniçeriler Çarşısı,
Bodrum ve Kellekesen Hanları, Uzunçarşı, Tahtakale,
Kutucular, Kantarcılar baştan başa yıkıldı. Bir kısım
câmilerin harap olduğu, Gedikpaşa, Kadırga, Kumkapı,
Yenikapı, Langa ve Samatya’da yüzlerce evin
yıkıldığı bu zelzelede pekçok da insan öldü. Sultan
ikinci Abdülhamid Hân yaralıların tedavisi, muhtaç­
lara yardım edilmesini, çadırların kurularak halka yardım
edilmesini emretmiştir. Bunların yanında saray
mutfağı halka ekmek dağıtmak üzere seferber
olmuştur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir