wiki

Mübarek İsimleri Kur’an-ı Kerimde Andan Peygamberler

Yüce Allah önceleri birçok peygamber göndermiştir. Fakat bunların yalnız yirmi beşinin mübarek adları Kur’an-ı Kerimde açıklanmıştır. Bizlere bir uyarı ve ders olmak üzere o kutsal peygamberlerin yüksek hallerinden haber vermiştir. Biz kendilerine iman etmekle yükümlü bulunduğumuz o büyük peygamberlerden kı
10. Kitap: PEYGAMBERLERİN SİYERİ 513
saca bilgi vereceğiz:
1) Adem Aleyhisselâm
8- Bütün insanların ilk babası ve ilk Peygamberi Adem aleyhisselâm’dır. Şöyle ki: Yüce Allah, bu âlemi yoktan var etmiş, birçok devirler geçtikten soma da yeryüzünde insan cinsinin ilk babası olmak üzere büyük kudreti ile Hazreti Adem’in cesedini topraktan yaratmış ve onu ruhla, ilimle seçkin kılmış ve ona eş olmak için de Hazret-i Havva’yı yaratmıştır. Bütün melekler Hazret-i Allah’ın emri ile Adem’e secde ettiler, yalnız meleklerin arasında yaşayan ve aslında cinlerden bulunan İblis (Şeytan), kendisinin ateşten yaratılmakla Adem’den daha üstün olduğunu söyleyerek büyüklenmiş ve secde etmekten kaçınmıştı. Bunun cezası olarak da melekler arasından kovulmuş ve lânete uğramıştır.
^9- Yüce Allah özel bir ikram olarak Adem ile Havva’yı Cennet’e koymuş ve hikmeti gereği olarak cennette bulunan bir ağacın meyvesinden yemelerini kendilerine yasaklamıştı. Oysa ki, Şeytan, bir yolunu bularak Cennet’e girmiş ve bunlara kuşku vermiş. Demiş ki: Bu meyveden yerseniz, devamlı olarak burada kalırsınız. Hem de onlara bunu yemin ederek söylemişti. Adem ile Havva yasak durumu unutarak o meyveden yemişler. Bunun üzerine Cennet’den çıkarılarak tekrar yeryüzüne indirilmişlerdir, rivayete göre Adem aleyhisselâm Serendib adasına, Hazret-i Havva da Cidde’ye indirilmiş. Somadan Mekke civarında “Müz- delife” denilen yerde buluşmuşlardır. Hazret-i Adem ve Hazreti Havva hemen pişman oldular, tevbe edip istiğfarda bulundular. Yüce allah tevbelerini kabul buyurmuş ve adem’i kendi evlâd ve torunlarına Peygamber yapılıştır. Kendisine on sayfalık bir kitab vermiştir.
10- Rivayete göre Adem aleyhisselâm bin sene veya dokuz yüz otuz sene yaşamıştır. Vefat edince, Serendip adasında veya Mekke-i Mükerreme’de Ebu’l Kubeys dağında gömülmüştür. Anuh aleyhisselâm tarafından gemiye alınmış olan mübarek cesedlerinin sonradan Beyt-i Makdis’de gömülmüş olduğu da rivayet edilmiştir. Hazret-i Adem’den bir sene sonra da, Hazret-i Havva vefat edip Cidde’de veya Hazret-i Adem’in yanında gömülmüştür.
11- Bilindiği gibi, yüce Allah kudret ve hikmet sahibidir, dilediğini dilediği şekilde yaratır. Onun için Adem aleyhisselâm’ı insanların ilk babası olmak üzere mükemmel bir halde yaratmıştır, yoksa başka bir yaratıktan tekâmül yolu ile meydana getirmiş değildir. Buna aykırı olan sözler, birer kuru görüşten ibarettir. İnsanların kadrini ve şanını bozduğu ve din bilgilerine aykırı bulunduğu için, bizce
514 BÜYÜK İSLÂM İLMİHALİ
hiç bir önemi yoktur.
12- Adem aleyhisselâm’dan, sonra peygamberlik, Allah tarafından Hazreti Şit’e verilmiştir. Şit aleyhisselâm, Hazret-i Adem’in en güzel ve en sevgili oğludur. Rivayete göre, Hazret-i Adem’in yaratılışından yüz yirmi sene sonra doğmuş ve 912 sene yaşamıştır. Ölünce Ebu Kubeys dağında Hazret-i Adem’in yanına gömülmüştür. Hazreti Şit’e peygamberlik, tevhid ve teşbih esaslarını kapsayan, elli sayfalık bir kitab verilmiş ve Hazret-i Adem’in vasiyeti üzerine kardeşlerinin reisi bulunmuştur. Bir rivayete göre Kâbe-i Muazzama’yı Hazret-i Adem, diğer bir rivayete göre de Hazret-i Şit ilk kez olarak taştan bina etmiştir. Şit’in anlamı “Hibetullah (Allah’ın bağışı)”dır. Hazreti Adem’e, Kabil tarafından şehid edilen Habil’e bedel olarak Allah tarafından ihsan buyurulmuş demektir. Bu zata “Şiş” de denilmektedir.
2) İdris Aleyhisselâm
13- Hazret-i İdris büyük bir peygamberdir. Hazret-i Şit’den sonra peygamber olmuştur. Birçok ilimlere, hikmetlere, göklerin esrarına dair bilgisi vardı, bir rivayete göre ilk yazı yazan ve ilk elbise giyen Hazret-i İdris’dir. Yeryüzünde üç yüz altmış sene yaşadığı rivayet edilir. Sonunda Hak Teâlâ tarafından yüksek bir makama kaldırılmıştır.
3) N»h Aleyhisselâm
14- Hazret-i Adem’den sonra insanlar çoğalmış, birçok yerleri imar etmiş; fakat Allah’ın birliğine dayanan gerçek tevhid dinini bırakıp putlara tapmmaya başlamışlardı. Kendilerine kırk veya elli yaşında bulunan Hazret-i Nuh aleyhisselâm peygamber gönderildi. Bu muhterem peygamberin dokuz yüz elli sene süren öğütlerini dinlemediler. Sonunda Hazret-i Nuh, Yüce Allah’ın emri ile gemi yaptı. Bu gemi tamamlandıktan sonra gökten yağmurlar yağmaya, yerden sular fışkırmaya, denizler kaynayıp taşmaya başladı, sular bütün yeryüzünü kapladı. Dağların tepelerini bile aştı. Buna “Tufan” olayı denir ki, rivayete göre Hazret-i Adem’in yaratılışından “2242” sene sonra olmuş, beş veya yedi ay devam etmiştir.
15- Nuh aleyhisselâm, Sam, Amm, Ham ve Yafes adındaki üç oğlu ile diğer mü’minleri ve uygun gördüğü hayvanlardan birer çifti gemiye almış, bunun dışında kalanlar suların içindö boğulup gitmişlerdir. Hazret-i Nuh’un Yam veya Ken’an adındaki oğlu da kendisine inanmayıp bu günahkâr kavum arasında boğulup gitmiştir. Daha sonra yağmurlar kesilmiş, sular çekilmeye başlamış, Hazret-i Nuh’un
10. Kitap: PEYGAMBERLERİN SİYERİ 515
gemisi de, Musul civarında “Cudi” denilen dağın üzerine Muharrem’in onuna rastlayan “Aşura” gününde oturmuştu. Rivayete göre kırkı erkek kırkı dişi olmak üzere seksen kişiden ibaret bulunan gemi halkı karaya çıkmış, Yüce Allah’ın dinine bağlı kaldıkları için selâmete ermişlerdi.
16- Hazret-i Nuh’a ikinci Adem denir. Çünkü yeryüzündeki insanlar Tufandan sonra bütün onun neslinden türeyip yeryüzüne dağılmış, aralarında başka başka diller meydana gelmiştir. Rivayete göre Hazret-i Nuh’un oğlu bulunan Sam, Arabların, Farsların, Rumların, Ham Sudan kavminin, Yafes de Türklerin ilk babasıdır. Hazret-i Nuh Tufan’dan sonra altmış sene veya üç yüz elli sene kadar daha yaşamıştır.
17- Nuh aleyhisselâm ve diğer kimselerin çok uzun seneler yaşamış oldukları çok görülemez. Yüce Allah ilk insanları, hikmeti gereği çok yaşatmıştır. Allah’ın kudretine göre güçlük yoktur. Zaten varlığımızın her anı onun kudreti ile ayaktadır. Yoksa bir an bile yaşamak mümkün değildir. Onun için Yüce Allah dilediğini uzun ömre kavuşturur. Artık bu seneleri ay ve mevsimlere çevirmeye gerek yoktur. Tufan olayına gelince, bu alimlerin çoğunluğuna göre genel olmuştur. Bütün yeryüzünü kapsamıştır. En yüksek dağların tepelerinde görülen deniz hayvanlarının fosilleri de bunu kuvvetlendiriyor. Bazı alimlere göre de, özel bir bölgede olmuştur. Yalnız Hazret-i Nuh’un bulunduğu Babil bölgesine ve etrafına aittir. Gerçeğini Allah Teâlâ Hazretleri bilir.
4) Hud Aleyhisselâm
18- Hazret-i Hud, Yemen’de Hadremut civarında “Ahkaf” denilen yerde yaşayan “Ad” kavmine peygamber gönderilmiştir. Şöyle ki: İnsanlar, Tufan felâketinden sonra yine azıtmışlar, yollarını sapıtmışlar, Allah’ın dinine aykırı işlere sarılmışlardı, bunlardan bir kısmı da “Ad” kavmi idi. Bunlar, birçok nimetlere ve kuvvetlere kavuşmuş muhteşem binalar yapmış; fakat Yüce Allah’ın birliğini inkâr ederek putlara tapınmakta bulunmuşlardı. Kendilerine Hud aleyhisselâm gönderildi. Bu muhterem peygamber, birçok mucizeler gösterdi. Fakat inanmadılar. Nihayet yedi gün sekiz gün devam eden şiddetli bir rüzgâr ile helâk oldular. Hazret-i Hud da, kendisine iman edenlerle beraber çıkıp başka tarafa gitti. Yüz elli sene yaşadığı ve Mekke-i Mükerreme’de veya Hadremut’da gömüldüğü rivayet edilmiştir.
5) Salih Aleyhisselâm
19- Hazret-i Salih, Şam ile Hicaz arasında “HİCR” denilen yerde yaşayan “Semud” kavmine peygamber gönderilmiştir. Bu kavim de dağları delmiş, taşları
516 BÜYÜK İSLÂM İLMİHALİ
oymuş, kendilerine pek sağlam binalar yapmışlardı. Fakat, bunlar da doğru yoldan çıkmış bulunuyorlardı. Hazret-i Salih’in yirmi sene devam eden emirlerine ve öğütlerine muhalefet ettiler. “Bu deveye dokunmayınız” dediği ve bir mucize olarak taştan Allah’ın emri ile çağırdığı hayvanı boğazladılar. Nihayet şiddetli bir gürültü ile yerlere serilip helâk oldular. Salih peygamber de, kendisine iman edenlerle beraber çıkıp önce Şam’a, Filistine, sonra da Mekke-i Mükerreme’ye gitti, seksen beş sene veya iki yüz sene yaşadığı ve Mekke-i Mükerreme’de rükün ile makam arasında gömüldüğü rivayet edilir.
6) İbrahim Aleyhisselâm
20- Hazret-i İbrahim “Ulü’l-Azm (azm sahibleri)” denilen büyük peygamberlerden biridir. Bunlar, bizim Peygamberimiz Hazret-i Muhammed aleyhisselâm, Nuh aleyhisselâm, İbrahim aleyhisselâm, Musa aleyhisselâm ve İsa aleyhisselâm olmak üzere beş peygamberdir. Nuh peygamberin çocukları yeryüzüne dağıldıktan sonra Ham’ın soyundan “Nemrud” adında bir adam, birçok kabileleri başına toplayarak Babil’de, şimdiki Musul şehrinin bulunduğu yerlerde Babil hükümetini kurmuştu. Babil ülkesine “Geldanistan” denildiği gibi, hükümdarlarına da “Nemrud” denilir. Babil halkı arasında “Şaibe” denilen sapık birdin türemişti. Bunlar, güneşe, aya, yıldızlara, putlara ve hükümdarlara tapmakta idiler. Yüce Allah, Nemrud İbni Ken’an zamanında Babil halkına İbrahim aleyhisselâm’ı peygamber olarak gönderdi. Ona on sayfalık kitab verdi.
21- Hazret-i İbrahim, Babil halkına gerçek dini bildirmeye başladı, onları hak dine çağırdı. Doğup batan, sönüp giden şeylerin tapılmaya uygun bulunmadıklarını onlara söyledi. Fakat onlar aldırmadılar. Bir yortu günü insanlar şehir dışına çıkmışlardı. İbrahim aleyhisselâm şehirde kaldı. Putların bulunduğu yere giderek bir kısım putları kırdı. Elindeki baltayı da büyük bir putun boynuna astı. İnsanlar şehire dönüp bu durumu görünce, bunu Hazret-i İbrahim’in yaptığını anladılar. Hazret-i İbrahim de: “Eğer söyleyebilirse sorunuz; bunu bu büyük put yapmıştır!” dedi. Dediler ki: “Hiç cansız olan bir put böyle bir şey yapabilir mi? Hazret-i İbrahim de: “Madem ki bunlar cansız, ellerinden bir şey gelmez şeylerdir; artık niçin bunlara tapıyorsunuz?” dedi. İbrahim aleyhisselâm bu cahil kavme, ne kadar sapıklık ve anlayışsızlık içinde kaldıklarını bu hareketi ile anlatmak istemişti. Bunun üzerine hepsi de biraz sustular, cahilliklerini anlar gibi oldular. Ne yazık ki, cehalet gururları tekrar baş gösterdi. Sapıklıklarında ısrar ettiler. Hazret-i İbrahim’i, yaktıkları büyük bir ateş içine attılar. Fakat ateş, Yüce Allah’ın emri ile gül bahçesi kesildi, onu yakmadı. Bu Allah’ın büyük bir mucizesi idi. Bunu görenlerden bazıları iman ettiler. Hazret-i İbrahim de bu iman edenleri ve kendi aile halkını yanına alarak Şam memleketine hicret etti. Bir aralık kıtlık olunca Mısır’a gitti. Sonra da dönüp Ken’an ilinde (Beyt-i Makdis) çevresinde bulundu.
10. Kitap: PEYGAMBERLERİN SİYERİ 517
22- İbrahim aleyhisselâm rivayete göre, Adem aleyhisselâm’ın yaratılışından üç bin üç yüz otuz yedi sene sonra Babil’de doğmuş ve yüz yetmiş beş veya iki yüz sene yaşamıştır. Kudüs’e bağlı “Halilürrahman” kasabasında bir mağara içinde zevcesi Sare ile beraber gömülmüştür. Hazreti İbrahim’e “Halilullah” denir. Ona bütün milletler saygı gösterir. Son derece misafirsever idi. Minberde hutbe okumak, misvak kullanmak, sünnet olmak, tırnak kesmek işleri, Hazret-i İbrahim’in bazı sünnetlerindendir. Kâbe-i Mu- azzama’yı, oğlu İsmail aleyhisselâm ile ilk olarak veya yenileyerek inşa etmiştir.
7) Lût Aleyhisselâm
23- Hazreti Lût, İbrahim aleyhisselâm’ın kardeşi Haran’ın oğludur. Onunla beraber Şam’a hicret etmişti, sonra Sedum memleketine peygamber gönderildi. Buranın halkı dinden çıkmış ve o zamana kadar hiç bir kavmin yapmadığı fenalıklara atılmışlardı. Hazret-i Lût’un öğütlerini dinlemediler. Sonunda başlarma taşlar yağdı, gönderilen meleklerle yurdları alt-üst oldu. Lût aleyhisselâm da çıkıp İbrahim aleyhisselâm’ın yanına gitti. O da Halilürrahman kasabasında gömülüdür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir